Türk-Yunan ilişkileri

Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ve Başbakan Erdoğan, birincisi 2010 yılında Atina’da yapılan, iki ülke arasında “Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi” toplantısının ikincisini 4 Mart 2013 tarihinde İstanbul da gerçekleştirmişlerdir. Bu iki ülke arasında rutin bir toplantıdır. Türkiye, Orta Doğu ve Kürtlerle, Yunanistan ise ekonomik krizle uğraşmaktan iki ülke arasındaki ilişkiler ve sorunlara yeterli zaman ve önem verilememiştir. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlarda bir değişiklik yoktur. Ege’de karasuları sorunu, FIR hattı sorunu, Batı Trakya sorunu, Patrikhane’nin statüsü sorunu, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması sorunu, Küçük Ege Adaları sorunu ve nihayet Kıbrıs sorunu. Her iki Başbakan da bu sorunları yok sayarak ekonomik işbirliğini geliştirme kararı almışlardır. Hiç şüphe yok ki komşumuz Yunanistan ile dostluk ilişkileri tesis etmek iyidir. Mevcut sorunlar çözülemiyorsa yenisini katmaya gerek yoktur, ama AKP gayri milli tutumu ile bütün düşmanları umutlandırmıştır. Kıbrıs’ta Şubat ayında yapılan seçimde başkan seçilen Anastasiyadis Annan Planı’nı desteklediğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile anlaşmaya hazır olduğunu söyleyerek Yunanları, Amerikalıları, İngilizleri ve AKP’lileri sevindirmiştir. Bunun ilk işaret fişeği; basında haber olarak çıkan, AKP Bakanı ve kendisini Türkiyeli olarak tarif edenlerden Başbakan yardımcısı Beşir Atalay’ın kuliste, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun aşırı milliyetçi ve inançsız olduğunu söylemesidir ve bunun da basına sızması da Milliyetçi Derviş Eroğlu’nu neyin beklediğinin işaretidir. Derviş Bey, AKP’nin adamı Mehmet Ali Talat gibi davranmadı. AKP’nin yeni dönemde Kıbrıs’ta, dindar numarası çeken birini destekleyeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Yaşar Nuri Hoca’nın tabiri ile Allah ile aldatma numarası Kıbrıs’ta sahneye konulacaktır. Kürtler için Türkiye’yi eyaletlere bölmek isteyen zihniyet, Rumlar içinde hazır kurulmuş, uğruna savaşılmış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de Rum tarafıyla birleştirerek Kıbrıs Türk devletini yok edeceklerdir.
Yunanistan sadece Türkiye ile sorunlu değil. Komşusu Makedonya Cumhuriyeti’yle de ciddi sorunlar yaşamaktadır. Makedonya adını bu ülkenin kullanamayacağını zira Yunanistan’da Makedonya adında bir bölge olduğunu dolayısıyla adını değiştirmezse ne NATO’ya ne de Avrupa Birliği’ne girebileceğini söylemektedirler. Kendi bölge adını değiştirmek daha kolayken, kendisinin gücünü abartarak kazanamayacağı bir rekabete girmiştir. Makedonya Cumhuriyeti adını değiştirmemekte kararlıdır. Diğer komşusu Arnavutluk ile de ciddi sorunlar yaşamaktadır. Yunanistan ülkede yaşayan Müslüman Arnavutlar ile Arnavutluk’ta yaşayan Ortodoks Arnavutların aslında Yunan olduğunu iddia etmekte ve Arnavutluk Cumhuriyeti’nin canını sıkmaktadır. Diğer komşusu Bulgaristan ile de sorun yaşamaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nda Bulgaristan’a verilen Akdeniz’e açılış koridoru ve limanı verilmemiştir ve verme niyetleri de yoktur. Oysa ki bu Bulgaristan’ın yasal hakkıdır. Eninde sonunda Bulgarlar bu haklarını daha enerjik bir şekilde isteyecektir. Yunanistan içte de azınlık ve ekonomik sorunlarına ilave olarak son zamanlarda göçmen işçilerle ciddi sorunlar yaşamaktadır. Yunanistan’ın nüfusu on milyon ve göçmen işçi sayısı bir milyonu aşmıştır, dolayısıyla nüfusun %10’nu işsiz göçmenler oluşturmaktadır, bu durum ciddi ekonomik, politik ve sosyolojik sorunlar çıkartmaktadır. AKP’nin komşularla sıfır sorun politikası komşuda hoş gelip sefa getirmiştir, kaymaklı olması için de Yunanistan’a sattığımızın iki katı ürün almaktayız. Rahmetli Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” özdeyişi “Yurtta salaklık cihanda salaklık” şekline dönüştürüldü, biz de seyrediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları