Trump döneminde ABD'de ne kadar Türkiye aleyhtarı ve demokrasi düşmanı varsa hepsi iş başına getirilmiştir. Türkiye'yi yönetenler her türlü hesabını ona göre yapmak zorundadır.

Suriye'de YPG/PKK ayrıntıdır. Türkiye'nin karşısında Suriye'de yalnız ABD'nin siyaseti değil silahları ve askerleri de vardır.

Son dönemde Trump'ın Türkiye konusunda azat kabul etmez ön yargıları olanlardan iş başına getirdikleri şunlardır.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'u görevden alınmış yerine CIA Direktörü Mike Pompeo'nun getirilmiştir. Pompeo, 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "İslami totaliter bir diktatör" olarak nitelemişti.

Dahası Pompeo'nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la görüştüğünde "Türkiye'nin Menbic'e saldırısı Amerikan ordusuna yapılmış sayılacaktır" dediği kulislerde konuşulmaktadır.

CIA'nın başına getirilen Gina Haspel de CIA'nın farklı coğrafyalarda kaçırdığı El Kaide zanlılarını tutmak için üçüncü ülkelerde kurduğu yasadışı 'hayalet hapishaneler' ve esirlere işkence programından sorumlu yetkililerden birisidir.

John Bolton, ABD Başkanı Donald Trump tarafından, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atandı. John Bolton, 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimiyle ilgili olarak, "Erdoğan devrilirse gözyaşı dökmem" diyen kişidir.

Bu sözler 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin kimler olduğunu açıkça ortaya koyar niteliktedir. Darbe girişimi sırasında edilen bu sözler rastlantısal değildir

SDG'nin hamileri!

Barack Obama, 2015'te "eğit-donat programının" başarısız olduğunu açıklamasının ardından terör örgütü PYD/YPG/PKK ile ilişkilerini hızlandırmaya başlamıştı. Türkiye'nin tepkisini önlemek için de ABD, PYD/PKK unsurlarına SDG adı altında paravan bir örgüt olarak oluşturdu.

Türkiye'nin ısrarla PKK'nın Suriye uzantısı olan YPG'yi terör örgütü olarak ilan etmesi ABD'yi harekete geçirmiştir. YPG'nin adı değiştirilmiş eski teröriste masum bir isim verilmiştir; SDG.

SDG adlı terörist gruba da Suriye'nin kuzeyini Suriye'den ayırma, DEAŞ teröristleriyle iş birliği yapma, Araplar ile Türkmenleri zorla yerlerinden etme görevi verilmiştir.

ABD dünya kamuoyuna karşı "PYD/PKK" ifadesini kullanmak yerine ABD istihbarat servisleri tarafından örgütün terörist kimliğini gizlemek için "Suriye Demokratik Güçleri (SDG)" ifadesini kullanıyor.

Bütün bunların neden yapıldığını ABD'nin Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, Temmuz 2017'de şöyle itiraf etmiştir; "SDG oyununu Türkiye'nin tepkisini önlemek için icat ettik."

(Bu bağlamda parantez içi olarak AKP iktidarına şu soruları sormak şart oldu. YPG/PKK/SDG Türkiye tarafından terörist olarak ilan edildiğine göre "Kobani düştü düşecek" durumdayken neden ABD'nin baskısı ile Barzani peşmergelerinin Türkiye üzerinden terörist YPG'ye yardım etmek üzere Kobani'ye gitmesine izin verilmiştir? Kobani'yi Türkiye neden müdahale etmemiştir? Süleyman Şah Türbesi neden taşınmıştır?)

ABD bu kez Suriye'de siyasi parti kurdurdu!

SDG icadı tutmayınca ABD bu defa yeni bir arayış içine girmiştir. Bu kez Suriye'de terör örgütü PKK/YPG'ye 'Suriye Gelecek Partisi' adıyla bir siyasi parti kurdurdu. Parti kurulur kurulmaz ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Suriye'de terör örgütü PYD/YPG tarafından kurulduğu iddia edilen partinin, "çoklu etnik yapıdan oluştuğunu ve o bölgenin yapısını temsil ettiğini düşündüklerini" söyledi.

Sözcü Nauert, 'Suriye'deki korkunç durumdan çıkışı askeri değil siyasi çözümde gören bütün grupları elbette destekleriz' dedi.

'Suriye Gelecek Partisi size göre YPG/PYD'nin bir parçası mıdır?' sorusuna sözcü Nauert, yeni partinin çoklu bir etnik yapıdan oluştuğunu ve o bölgenin yapısını temsil ettiğini düşündüklerini dile getirdi.

Suriye Gelecek Partisi (SGB) kurulur kurulmaz ABD'nin memnuniyet belirtmesi, destek vermesi, meşruiyet bahşetmesi işin içinde kendisinin olduğunu gösteren en büyük kanıttır.

ABD'nin Türkiye'ye karşı Suriye'de oynadığı oyun "arkası yarın" taktikleriyle devam edecektir.