Eemekli Tuğgeneral, Stratejist Nejat Eslen, Başbakan Binali Yıldırım’ın BBC’ye verdiği mülakatta, Suriye ile ilgili politikayı açıklarken “Esad gitmeli, Esad değişmeli” dediğini hatırlatarak, “Bu ifade Türkiye’nin Suriye politikasının değişmediğini gösteriyor. Bence bu politika yanlış. Suriye’deki ortamdan kaynaklanan Türkiye’ye yönelmiş tehdit, Esad değil. Türkiye’ye yönelmiş olan tehdit PYD. Yani PKK’nın uzantısı PYD ve onun oluşturduğu Kürt Koridoru” ifadelerini kullandı.
PYD’nin görevi var
Başbakan’ın açıkladığı “Esad gitsin” demenin politik, psikolojik bir hedef olduğunu belirten Eslen, şöyle konuştu: “Yani Türkye’nin çıkarlarına hizmet eden bir hedef değil. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu sağlaması da bundan sonra çok zor. Çünkü Esad’ın arkasında Rusya var, İran var ve ABD’nin de Esad’ın gitmesiyle ilgili bir kaygısı yok. Esad giderse Suriye’de merkezi yönetim çöker ve Suriye’nin parçalanması kolaylaşır. Suriye’nin paylaşılmasının kolaylaşması ise PYD’nin güçlenmesine ve Kürt Koridoru’nun Suriye’de pekişmesine neden olur. Dolayısıyla bu hedef yanlıştır. Başbakan Yıldırım’m ifadeleri inandırıcı değil. Başbakan’ın ifade ettiği ikinci husus ise şu: ‘Bir terör örgütünü bir başka terör örgütüne karşı kullanmak doğru değildir.’ Evet doğru. Ve şunu ilave etti: ‘Bugün dost ülkeler IŞİD’i karşı PYD’yi
kullanıyor. Bir gün gelecek PYD terör örgütüne karşı da başka bir terör örgütünü kullanacak.’ Bu doğru değil. Bu böyle gerçekleşmeyecek. Çünkü PYD’yi Amerika Birleşik Devletleri bir terör örgütü olarak görmüyor. Amerika’nın ve İsrail’in desteklediği Suriye’nin kuzeyindeki Kürt devletinin kurucusu olarak
görüyor. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail hiç bir zaman PYD’nin üzerine başka
bir terör örgütünü yönlendirmeyecek ve PYD bu iki ülkenin desteğiyle burada kalıcı bir Kürt Koridoru oluşturma gayretlerine devam edecek. Dolayısıyla bu yaklaşımında inandırıcı olduğunu düşünmüyorum.”
Orta Doğu’da oynanan oyunların ve Kürt projesini engellemenin mümkün olduğunu kaydeden Eslen, şu değerlendirmede bulundu: “Orta Doğu’da bir proje uygulanıyor. Bu projenin mimarı ve yönlendiricisi Amerika Birleşik Devletleri. Orta Doğu’daki Arap devletleri küçük küçük parçalara ayrılıyor. Bir de Amerika’nın da himayesiyle Büyük Kürdistan kurulmaya çalışılıyor. İşte bunun engellenmesi için Türkiye’nin öncelikle işbirliği yapması gereken ülke İran’dır. Neden İran’dır?
Birlikte çalışılmalı
Bunun birkaç tane nedeni var. Birincisi PKK uzantısı PJAK, İran’ın içinde bir tehdit oluşturmaktadır. İkincisi İran, Irak’taki Şii yapıyı ve merkezi yönetimi desteklemektedir. Dolayısıyla Irak’ın toprak bütünlüğünden, siyasi bütünlüğünden yanadır. Kuzey’de bir Barzani devletinin oluşumuna karşıdır,
dolayısıyla Irak’taki bu oluşumu engellemek için Türkiye’nin İran ile birlikte çalışması gerekir.” Stratejist Eslen açıklamasını şöyle tamamladı: “Suriye’ye gelince. Suriye’de de İran’ın çok ciddi bir nüfuzu vardır. İran Esad’ı desteklemektedir. Esad ile birlikte İran Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü korumaya çalışacaktır. Bunu yaparken de PYD’yi hasım olarak görecektir. Dolayısıyla PKK’nın uzantısı PYD ile mücadelede de Türkiye’nin İran ile birlikte çalışması gerekir. PKK ile mücadelede de aynı durum söz konusu. PKK’nın üssü Kandil’in bir kısmı Irak’ın içerisindedir ama bir kısmı da İran’ın içerisindedir. Coğrafi yapı bakımından İran ile Türkiye’nin PKK ile mücadelede de işbirliği yapması gerekmektedir. Dolayısıyla hem PKK’nın kendisiyle mücadelede hem de Suriye’de Irak’taki Kürt oluşumlarıyla mücadelede Türkiye’nin öncelikle işbirliği yapması gereken ülke İran’dır. Türkiye, İran ile bu konuda işbirliğini geliştirmelidir.”
Salim Yavaşoğlu
