Bayrağının rengini şehitlerin kanlarından almış ve söz konusu vatan olduğunda yaptığı en iyi iş can vermek olan bir milleti, eğer ortaya koyduğu açılım politikası kabul görmezse hânelere daha fazla şehit cenazesi gelebilme ihtimaliyle tehdit eden büyük usta Recep Tayyip Erdoğan...
Şehitleri kelle hesabı ile sayarken onları şehit eden terörist başı, bebek katili, vatan haini Apo’nun ismini ağzına alırken saygınlığını ifâde etmekten geri durmayan, dünün cânisine bugün adım adım özgürlüğün ve siyasetin yolunu açan Türkiye sevdâlısı Recep Tayyip Erdoğan...
Esâsında utanılması gereken kelâmları için, şehit ailelerinin açtığı dâvâ ile üç kuruşluk mânevî tazminat cezâsına çarptırılan, lâkin açılan üç kuruşluk davanın mânâsını da idrâk edemeyerek özür dilemek yerine şehit ailelerini hile yapmakla suçlayan vatansever Recep Tayyip Erdoğan...
Şehit aileleriyle oturduğu iftar sofrasında karşısındaki insanlar yüreklerini soğutacak bir iki cümle duymayı beklerken, evlâtlarının trafik kazasında öldüğünü varsaymalarını telkin eden adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan...
Kendi çocukları askerliği bedeli mukâbilince yaparken, milletin karşısına çıkıp ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyebilen, meydanlarda ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ tezâhüratları ile karşılanan dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan...
Diyarbakır’a gidiyor!..
Kabilenin kendisinden önceki reisi, büyük Türk düşmanı, 14 Temmuz 1959’da bugün pek hatırlanmasa da ‘Kerkük Katliâmı’ olarak tarihe geçen hâdisede çocuk-yaşlı ayırt etmeden Türkmenleri barbarca katleden Molla Mustafa Barzani’nin oğlu dünün peşmerge reisi, bugün hâlâ Türkmenlerin katledildiği topraklarda Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani...
Çok değil daha on beş-yirmi sene evvel Türk subayı karşısında el pençe divan duran, şimdilerde ise Türkiye’nin güneydoğusunun da yer aldığı Büyük Kürdistan haritası, odasının duvarında her dâim asılı duran, aynı zamanda da cebindeki Türk pasaportuyla ülke ülke gezerek hayallerine destek arayan, Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun ‘Mesud ağabey’ diye hitab ettiği  Mesud Barzani...
Türkiye topraklarında iki yüze yakın şirketi olan, Türkiye’den Kuzey Irak’a geçen kamyonlardan yılda yaklaşık üç yüz milyon dolar civarında haraç alan, Amerika’nın binlerce Müslüman’ı katlettiği Irak işgâli sonrası utanmadan bir de video hazırlatıp Amerika’ya şükranlarını sunan, iplerine eline alanın dilediği gibi oynattığı kukla Mesud Barzani...     
Yıllarca Kuzey Irak’ta PKK’nın her türlü ihtiyacını görerek yardım ve yataklık yapan, beş sene evvel Türk basınında, gazete manşetlerinde ‘eceli gelen köpek’ denilen, bugün ise umut ışığı olarak lanse edilen, ‘Amerika’nın kucağını çok seven ve hiç inmek istemeyen’ Mesud Barzani...
Recep Tayyip Erdoğan’ın Haziran 2007’de ‘kabile reisi’ dediği, Mart 2011’de birlikte türkü söylediği, AKP kongresinde ise ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganları eşliğinde kürsüye çıkan Mesud Barzani...
Diyarbakır’a geliyor!
Buluşuyor yani bunlar...
Diyarbakır’da!..
Ev sahibi mi?
Baydemir Osman!
Makam aracıyla PKK militanlarının evine tâziye ziyaretine giden, çatışmada öldürülen terörist leşlerini toplamak için ambulans yollayan ve terörist cenâzesi için resmî belediye otobüsü tahsis eden Baydemir Osman..
Yaptığı basın açıklamasında hükümete ‘meşe dalı nerenize battı’ diye soran, hızını alamayarak aynı AKP hükümetine ‘s....r’ çeken Baydemir Osman!
Buluşuyorlar yani, Diyarbakır’da.. Ev sahibi Osman..
Ne diyelim?
AKP kongresinde bağırdıkları gibi;
‘Türkiye sizinle gurur duyuyor!..’