Türkiye Türklerindir, Suriyelilerin değil!

Ülkeler asli unsurlarını oluşturan kimlikler üzerinden isimlendirilir. Örneğin, Fransızlar Fransa'nın asli ve kurucu unsurudur. Tıpkı İngilizlerin İngiltere, Almanların Almanya, İspanyolların İspanya, İtalyanların İtalya'sı gibi... Türkiye'nin de ana unsuru Türklüktür... İsmi de bu yüzden Türkiye'dir.

Ancak millî devlet olmanın ana unsuru olan bu gerçeklik "modern ümmetçilik" zihniyetiyle tehdit altındadır. Bu zihniyetin temel kaygısı maddiyat ve güç erklerini ele geçirmektir. Kendilerine en büyük engel ise millet yapıları oturmuş, sistemleri düzenli işleyen millî devletlerdir.

Türkiye de hedefte olan bir ülkedir. Millî devlet yapısı tam olarak oturmamış, vatandaşlık tanımı her iktidar döneminde tartışmaya açılmış, etnik ırkçıların önü "insan hakları" bahanesiyle sürekli olarak açılmıştır.

***

Şimdiki tehdit ise bizzat içeriden gelmektedir. Ülkelerini savaş başlamadan terk eden, herhangi bir üretim gücü, yeteneği, mesleği olmayan birçok Suriyeli, Türkiye'ye kaçmıştır. İnsanlık adına utanç verici görüntüler yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir.

AKP, Suriye üzerinde etkili olurum düşüncesiyle milyonlarca Arap ve Kürt'ü ülkeye aldı. Bu alımlar, kendi iç işlerinde; güvenlik ve asayişinde huzuru yakalayamamış Türkiye için büyük bir tehdide dönüştü. Zaten bu tehdidin sonuçlarını bugün yaşıyoruz.

Artık büyükşehirlerimizden, turistik bölgelerimize kadar sosyolojik bir sorunumuz var. Aldığımız günlerde yatacak yerleri olmayan Suriyeliler artık güçlerini fark etmeye ve kendi kültürlerini topluma zorla aktarmaya çalışıyorlar.

Yemek yemeleri, topluluk içindeki davranışları, aile ahlakları, genel tavırları bizden çok farklı. Bunu kendileri de biliyor ve adeta meydan okurcasına bizlere dayatıyorlar.

Yaklaşık 80 sene evvel Atatürk'ün denize girdiği o kartpostallara konu olan Florya sahilinde yaşananlar bunun en açık örneği... Kişi başı girişin 19 TL. olduğu plajda erkekler bölümü ve aile bölümü ayrı... İnsanlar çoluğunu, çocuğunu almış, ailece denize girmek istiyorlar... Sonrasında en az 300 kişilik ve tamamı erkeklerden oluşan Suriyeliler geliyor. Son ses müzikle, zılgıtlarla halay çekmeye başlıyorlar. Orada bulunan ailelerin hepsi plajdan ayrılmak zorunda kalıyor. Görevlilerin cılız uyarısı da Suriyelileri dağıtmaya yetmiyor. Canları sıkılıp, garip ve bir o kadar da rahatsız edici eğlenceleri bittikten sonra denize giriyorlar.

Akşam el-ayak çekildikten sonra geriye büyük bir çöp yığını kalıyor... Florya adeta tarihinin en pis günlerini yaşıyor.

Mahallelerinde Türk istemiyor, Türklerden alışveriş yapmıyorlar. Kendilerine ait alanları oluşmaya başladı. Ve artık kendilerine ait alanların dışındaki bölgelere de çıkmış durumdalar.

Şimdi bu ülkenin gerçek sahiplerine sorulmadan memleketin etnik yapısına açık bir operasyon yapılıyor.

Modern ümmetçiler "Müslüman kardeşlerimize sahip çıkıyoruz" hamasetiyle ülkeyi allak bullak ettiler.

Türkiye'yi çadır devleti olarak görüyorlar.

Huzurun anlamını unuttuğumuz böyle bir dönemde milyonlarca Suriyeliyi vatandaşlığa kabul etmek, sonuna kadar direnmeyi, mücadele etmeyi zorunlu kılıyor.

Çünkü bu ülkenin adı Türkiye'dir ve Türklerindir...

 

Yazarın Diğer Yazıları