Türkiye’den Keseb’e top atışları yapıldı!..

Türkiye’den Keseb’e top atışları yapıldı!..
İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Türk hükümetinin Keseb’i ele geçiren isyancılara yardım ettiğini yazdı. Keseb NATO’nun Kürdistan’ı Akdeniz’e ulaştırma projesinde en önemli kanal olarak belirtiliyor

Türkiye’den Keseb’e top atışları yapıldı!..

İngiltere’de yayımlanan Daily Telegraph gazetesi “Suriye’deki Ermeni köyü Keseb’i ele geçiren isyancılara Türkiye’nin yardım ettiğini” öne sürüyor. Ruth Sherlock imzalı haberde Suriyeli isyancıların askeri açıdan iyi korunan Türkiye sınırında geçmelerine göz yumulduğu belirtiliyor. Gazete, isminin açıklanmasını istemeyen Suriyeli bir muhalifin açıklamalarını şöyle haberleştiriyor: “Rejime farklı bir taraftan saldırmamız gerekiyordu. Sahil şeridinden tek geçiş Türkiye sınırıydı. Kısaca bu Türkiye’nin sağladığı büyük bir yardımdı.” Telegraph gazetesine konuşan Beldos adında bir takma isim kullanan 45 yaşındaki Kesepli bir Ermeni saldırıyı şöyle aktarıyor: “Top ateşi sesleriyle uyandık. Giyinmek için zamanımız yoktu. Eşimi ve çocuklarımı alarak kaçtım. Hiçbir şey almak için zamanımız yoktu. Bazı insanlar gecelikleriylie kaçmak zorunda kaldı.” 

Ankara yalanladı
Gazete, Keseb’in El Nusra gibi El Kaide bağlantılı İslamcı grupların eline gelmesi sonrası 2 bin kişinin kasabayı terk ettiğini yazıyor. Saldırı sırasında Beldos’un bir akrabasının İslamcı isyancıları Türk askeri ile yan yana gördüğü belirtiliyor. Haberde Beldos, top atışının Türkiye sınırından başladığını iddia ediyor. Gazete, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın iddiaları tamamen temelsiz ve yalan olarak değerlendirdiğini belirtiyor. Gazetenin haberi özetle şöyle devam ediyor: “Fakat, Türkiye’nin açıklaması İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bulguları ve görgü tanıklarının ifadeleri ile çelişiyor. HRW’nun Suriye ve Lübnan araştırmacısı Lama Fakih Telegraph’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin bilgisi olmadan bu grupların Suriye’ye geçmesi pek olası olmadığını söyledi. Fakih, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü ve diğer gruplar arasındaki geçen yıl başlayan çatışmaları kast ederek şöyle konuştu: “İsyancılar Keseb’e saldırmayı çok uzun süredir istiyordu. Fakat daha önce Türkiye buna izin vermedi. Türkler daha önce geçiş izni vermedi. Çünkü saldırının başarılı olması için tam bir bütün olmak gerektiğini söylüyorlardı.  
Keseb, NATO’nun Akdeniz’e açılması açısından büyük önem taşıyor. Suriye’nin Türkiye sınırına paralel koridor oluşturan PYD ve El Kaide’ye bağlı teröristler Keseb’ten denize ulaşmaya çalışıyor. 

Keseb’in önemi
Plan gerçekleşirse, Kürt petrolu dünya pazarlarına buradan pazarlanacak. Uluslararası enerji yatırımlarında savunma danışmanlığı yapan, Pakistanlı emekli Binbaşı Agha H. Amin de, ABD’nin NATO üzeriden yürüttüğü planı açıklayarak, “Bölgedeki petrol ve doğal gaz kaynakları kontrol altına alınmak isteniyor” demişti. NATO’nun, İran tarafından Hürmüz boğazının kapatılması ve petrol sevkıyatının durmasıyla meydana gelecek enerji krizini engellemek için stratejik koridor oluşturmak istediğini söyleyen Amin, “Stratejik planın hayata geçirilmesi için atılacak ilk adım, ayrı bir Kürt bölgesi yaratılarak Türkiye’nin bölünmesidir. Bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için denize çıkış şart. Bu da, Türkiye’nin güney kıyılarından ya da Suriye’nin kuzey sahillerinden sağlanabilir” ifadelerini kullanmıştı.

Bir suçlama da kimyasal saldırı için...
Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, başta ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye olmak üzere Suriye ve halkına karşı komplolar kuran devletlerin krizin başından beri düşmanlıklarını sürdürmek amacıyla bahane yaratmaya çalışmaları konusunda Birleşmiş Milletler genel sekreteri ve Uluslararası Güvenlik Konseyi başkanına eş iki mektup gönderdi. SANA’nın bir nüshasını aldığı mektupta, Söz konusu bu devletlerin Suriye hükümetine zalim suçlamalarda bulunduğunu belirten bakanlık, bu suçlamaların başında geçen yıl ağustos ayında Şam kırsalının Doğu Guta bölgesinde silahlı terör gruplarının işledikleri ve masum halktan onlarca kişinin kurban gittiği katliamın bulunduğunu ifade etti. Bu katliamdan bir yıldan az bir süre geçmesinin ardından, arkasında ABD, Türkiye ve söz konusu diğer devletlerin bulunduğunun araştırmalar sonucunda kanıtlarla tespit edildiğini iddia eden bakanlık, aynı devletlerin bu katliamın yanı sıra Halep kırsalı Han el Asel Bölgesinde de yine kimyasal silahlarla gerçekleştirilen katliam dahil Suriye’nin daha birçok yerinde işlenen insanlık dışı katliamların arkasında olduklarının belgelerle kanıtlandığına vurgu yaptı.