Türkiyeli sosyalistlerde bitmeyen PKK hatırı!

Vicdanlı azınlık hariç, Türkiyeli sosyalistler PKK'yı ya korudular veya cinayetleri karşısında sessiz kaldılar… Öğretmenler, adı konulmamış bebekler, analar, savunmasız işçiler, hayatının baharında kızlar katledilirken çıt çıkarmadılar… Hatta savunulamayacak eylemleri, aslında PKK'nın değil, devletin yaptığını iddia ettiler…

PKK'nın dünyanın en büyük uyuşturucu örgütlerinden birisi olması onları hiç rahatsız etmedi… Tıpkı çocukları savaştırması gibi… 60'lardan itibaren bölücü hareketi, onlar korunaklı alanlarında büyüttüler, sonra da PKK'nın korunaklı alanına onlar iltica ettiler… Seçimlerde işbirliği yaptılar, 'çatı'lara sığındılar, adına 'emek bloğu' gibi 'sevilesi' isimler koydular…

Kendisini 'aydın, sanatçı' kategorisinde gören ve bunun ilk şartını Marksist olmak zanneden artist, yazar, yönetmen, şarkıcı, darbukacı, dümbelekçi takımı da bu aşağılık fotoğrafta yerini aldı… Ve bunlar İspanya'nın teröre karşı en büyük yürüyüşü olan Madrid tipi bir eylemi akıllarından bile geçirmediler…

***

Eylül 2015'te vicdanlı bir solcu olan Gaffar Yakınca'nın 'PKK karşısında solun stratejik suskunluğu' başlıklı yazısını bu sütuna taşımıştım…

"Sözde solcu yayın organlarının yaptığı haberlerde PKK'nin sorumluluğunu karartmak için kırk takla atılıyor" demişti Yakınca… Örnekleri sıralamıştı: Tunceli'de öldürülen üç TDKP'li'yi, Kürşat Timuroğlu'nu, İnsan Hakları Derneği'nin "Katiller aramızda" diyeceğine 'faili meçhul' diye raporlamalarını, katledilen doktorla ilgili TTB'nın 'kibarca' geçişlerini… Ve Taksim'deki Opera Pastanesi'ndeki patlama sonucunda ölen Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ın hesabını…

Onat Kutlar cinayetiyle ilgili "Peki neden insanlar bunun PKK tarafından işlenen bir cinayet olduğunu bilmiyorlar acaba? Açıkça ve kısadan söyleyeyim: Çünkü sol kamuoyuna hakim olan liberal kafa PKK hakkında kötü düşünülmesini istemiyor!" tespitini yapan Gaffar Yakınca söyle devam etmişti: "İrili ufaklı tüm sol örgütlerin cebinde kerameti kendinden menkul bir devrim stratejisi, bu strateji için her türlü değer, kolektif hafızaya dair her gerçek feda edilebiliyor. Neden? Çünkü yüce amaçlarımız var, Onat Kutlar'ın anısı da, öldürülen siviller de, kendi yoldaşlarımızın hatırası da bir süreliğine rafa kaldırılabilir…"

***

Aynı patlamada ölen Yasemin Cebenoyan'ın kardeşi Cüneyt Cebenoyan da bir sosyalist… Sinema eleştirmeni ve BirGün gazetesinde yazar…  Ablasının cinayetinin izini sürdüğü ve PKK'nın bu eylemden mahkûm olduğunu hatırlattığı için mâlum çevre tarafından taşlanıyor sürekli…

Fatih Akın'ın YPG lehine film çevirmesini eleştirdiği için, bu örgütü 'Özgürlük savaşçısı devrimciler' olarak niteleyen sözde entelektüellerin hışmına uğrayan Cüneyt Cebenoyan'ın sosyal medya hesabından yaptığı şu paylaşım PKK söz konusu olduğunda nasıl bir ruh haline girdiğine dair çok iyi tespitler içeriyor:

"CHP'yi eleştirebilirsiniz, nefret edebilirsiniz. MHP'yi de. AKP'yi de. Bu üç partinin tümünden de nefret edebilirsiniz, yani parlamentodaki tüm Türk partilerinden. Bu durum yine de sizi Türklere karşı ırkçılık yaptığınız suçlamasıyla karşı karşıya bırakmaz.

PKK ablanızı öldürür. Tek talebiniz özür dilenmesi olur. Dilemezler ama talep eden olarak siz ırkçısınızdır. PKK, şehrinizin ortasında bomba patlatır. Katliam yapar. Protesto edersiniz. Irkçısınızdır. ABD havadan saldırır. Yüzlerce, binlerce sivili öldürür bombalarla. Ardından YPG karadan girer. Protesto edersiniz, siz ırkçısınızdır.

YPG, Hristiyanların terk ettiği mahallelere el koyar. "Biz savaşırken onlar Avrupa'ya kaçtı, buralar bizim hakkımızdır" der. "Böyle devrimcilik olmaz olsun dersiniz", siz ırkçısınızdır. Faşistsinizdir.

Onat Kutlar'ı öldürür PKK. Bu gerçeği bir tek Türk solcusu ve liberali kabul etmez, PKK kabul eder. Hiç bir sinema adamı bu konuda bir tek şey söylemez. Sonra bir yönetmen çıkar, kendisine memleketi olan Almanya'da prestij sağlayacağını bildiği, kendisi için hiçbir risk içermeyen bir proje yapacağından söz eder. Onat Kutlar'ı öldüren örgütün propaganda posterini paylaşır. Örgütle mesafesinin sıfır olduğunu ilan eder. Protesto edersiniz. Irkçısınızdır, faşistsinizdir.

Çünkü PKK demek, Kürt demektir onlar için. CHP; MHP ya da AKP gibi bir siyasi örgüt değildir PKK. Alperen Ocakları ya da Ülkücüler gibi değildir. Ona laf edilemez. PKK'ye duyduğunuz bütün öfkeye rağmen, HDP'ye destek olmuş olmanız da sizi kurtarmaz. YPG'nin Kobane direnişini desteklemiş olmanız da hiç önemli değildir. Roboski'ye taziye ziyaretinde bulunmuş olmanızın da hiç önemi yoktur. Mutlak itaat beklenir sizden. Ya PKK'yı desteklersiniz ya da onun karşısındasınızdır.

Bu sadece PKK kafası olsa o kadar önemli değil. Ama kendisini demokrat, liberal ya da solcu-sosyalist sayan birçok insan için de durum budur. Hurşit Külter'in nerede olduğu kadar önemli değildir Onat Kutlar'ın ya da Taksim'in ortasında insanların öldürülmüş olması.

Bu yüzden twitter'da ne ırkçılığım ne faşistliğim ne de Perinçekçiliğim kaldı. Ama hiçbiri tutup da mesela YPG/PKK'nın Suudi Arabistan'la yakınlaşmasının neden "devrimci" bir hareket olarak görülmesi gerektiğini açıklamadı. Ya da başka bir çok şeyi. Küfür etmek yeterli. E ben de küfür edebilirim, biliyor musunuz?"

***

Tespitlerin birçoğuna katılmakla birlikte insanın kafası takılıyor, "Öldürenlerden birisi Cebenoyan'ın ablası olmasaydı da yine böyle düşünür müydü?" diye… Vicdanlı azınlık hariç, Türkiyeli sosyalistlerin davranış kalıpları kafa karıştırıyor işte!..

Yazarın Diğer Yazıları