Türkiye’nin farklı sorunları ve seçimler

Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de seçime katılan siyasi partiler, kendi siyasi felsefelerine uygun olarak ülke sorunlarını tespit edip çareler getirecekleri vaadinde bulunmaktadırlar. Genel sorunlar, ekonomi, sağlık, eğitim, dış politika, sosyal politikalar, özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve demokrasi sorunları gibi her partinin dile getirdiği ortak genel sorunlardır. Ancak, aynı soruna partiler kendi felsefelerine uygun farklı çareler önermektedir. Ama eğitim, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi bazı sorunların çareleri felsefi ve ideolojik olmaktan ziyade çağdaş, evrensel ve bilimsel olması gerekir. Devletin istatistiklerine göre, Türk halkının yaklaşık %70’inin eğitim ve ekonomik seviyesi düşük. İlginç bir şekilde, partiler, daha çok bu yüzde yetmişlik kesimi etkilemek için, onların temel ihtiyaçları üzerine propaganda yapmaktadır. Oysa ki AKP diğer iktidarlardan farklı olarak ülkenin ve Türk milletinin başına yeni sorunlar çıkarttı. Muhalefet bu sorunları dile getirmemektedir. Devletin ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve prensiplerine uymayan bir takım uygulamalar yaptı. Devletin yerleşik düzeni ve uygulamaları rafa kaldırıldı. Türkiye’nin Türk olma karakterini yıprattı. Yargı, ordu, üniversiteler, Diyanet İşleri Başkanlığı ve basın gibi kurumlar siyasallaştırıldı, taraflı hale getirildi. Halkın ve devleti yönetenlerin ahlak anlayışı farklılaştı, evrensel ahlak anlayışı yerine Orta Doğu ahlak anlayışı hâkim kılındı. Kur’an’ı Kerim, din ve dini duygular günlük siyasette ve seçimlerde kullanılarak din ulviyeti zarar gördü ve dindarlık itibarı zedelendi. Ülkede yeni ahlak anlayışı ve ahlak tarifi ortaya çıktı. Bu durumda yeni insan tipleri yarattı. Çalıyor ama bize de veriyor. Çalıyor ama çalışıyor. Rüşvet ve yolsuzluklar televizyonda görsel olarak ortaya çıkınca evet var ama bunda da bir hikmet var denmektedir. Bu ahlak anlayışı hiçbir kültürde, medeniyette ve halkta yoktur. AKP yeni bir insan türü ve kendi mayasına uygun vatandaş yarattı.

Zarafet yok edildi

AKP, o kadar şımardı ve kendinden geçti ki, nerede, hangi ülkede bulunuyor ve hangi halkı yönetiyor kasıtlı bir şekilde görmek istemiyor. Türk kültürünü, cumhuriyet ilkelerini, laikliği ve Atatürk prensiplerini yok sayıyorlar. Yönettiği ülkeyi kuran Mustafa Kemal ve İsmet Paşalara, bazen hakarete varan bir üslupla saygısızlık yapıyorlar ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Tarihi gerçeklere, insani değerlere ve Türk milletinin çok önem verdiği iki tarihi şahsiyeti günlük polemik ve siyasete malzeme etmeleri Türk halkını ciddi manada rahatsız etmektedir. Bu saygısızlığa ilave olarak kurtuluş savaşına karşı çıkmış, Türk ulus devletine, cumhuriyete ve çağdaş bir Türkiye’ye karşı olan İskilipli Atıf Hoca, Çerkez Ethem ve Dersimli Seyit Rıza gibi hainlere itibar edilmesi ve itibarlarının iadesi gibi söylemlerde bulunmaları Türkleri rahatsız etmektedir.

İslam dünyasının bir parçası olan Türklerin, diğer Müslüman halklara göre, modernite, çağdaşlaşma ve evrensel değerlere ulaşma hedefi ve geleneği daha güçlü olmuştur. AKP bu hasleti yıktı, Şarklı bir toplum, çağdaş değerlere ve moderniteye sırt dönen bir ülke konumuna getirdi. Ülkede sanat, estetik ve zarafeti yok ettiler. İslam adı altında bir Araplaşma süreci başlattılar. Orta Doğu’da siyaset yapma çabası, yeni bir iş birliği alanı yaratma bahanesiyle şark anlayışı politika, sorunlar ve mantalite değişikliği getirdi, bu durum da Türkiye’yi Batı’dan kopartıp Doğu’ya götürdü. Türkiye’yi Batılı bir ülke kimliğinden kopartıp Şarklı bir ülke konumuna sokmuştur. Hukukun, demokrasinin, bürokratların ve genel anlamda devlet işleyişinin kalitesi düşmüştür. 21.yüzyılda Türkiye; cemaat, tarikat, zaviye ve tekke gibi çağ dışı oluşumlarla kuşatılmıştır. Özgür, onurlu ve çağdaş yurttaş yerine biat kültürü, kul ve ümmet gibi kavramlarla ifade edilen bir insan türü ortaya çıkmıştır.

AKP’nin yaptığı bir başka sakatlık, kendisini milliyetçi ve ulusalcı olarak tarif eden önemli sayıda bürokrat, akademisyen, polis, asker gibi Türk entelijansiyasını oluşturan kitleyi devletten, ticaretten ve basından uzaklaştırmıştır. Bu durum da AKP’nin Türklerin ve Türkiye’nin değerlerine karşı yaptığı saygısızlıklarda gerekli cevap verilmemesinin yolunu açmıştır. Son olarak not edeceğimiz bir başka ciddi sorun ise; insanların, konuşmaya korktuğu bir sorundur. AKP iktidarında, devletin kilit noktalarına Türklük hassasiyeti olmayan, hatta bazı hassas makamlara Türk devletine ve Türklere düşmanca bakan insanlar atanmıştır. Ayrıca Türklük hassasiyeti olan bürokratlar, devletten uzaklaştırılmıştır. Not ettiğimiz, çok konuşulmayan bu hassas sorunların, muhalefet partileri tarafından dile getirilmesinin halkın bilgilendirilmesi ve bilinçleştirilmesi açısından çok yararlı olacağına inanmaktayız. 

Yazarın Diğer Yazıları