Türkiye'nin karanlık yüzleri

Bu tabir dilimde, slogan gibi. Söyleyip duruyorum. Ne zamandan beri. Suriye’yi Haçlılara teslim etmek için hızlanan koşuşmalardan beri. Peki, ne zaman hızlandı ve ağırlaştı bu karanlık yüzler görüntüsü? 28 Şubat başlayalı beri.
Rahmetli Erbakan bu 28 Şubat için, “Türk tarihinde bir toz mesabesindedir” demişti. Onun isteği Türkiye’nin öyle veya böyle, bağımsız olarak yükselmesi idi. Erbakan Hoca’nın yüzü gözlerimin önünde. Kinsiz, garezsiz, sabırlı ve iyi. Karanlık değil, Türkiye’nin aydınlık yüzlerinden.
28 Şubat mağduru denilen insanlar bu kadroyu zarara uğrattılar. İktidar, büyüme vs. yarım kaldı. Ama Güvenlik Kurulu’nda imzalanan şeyler de bir gerçekti. Peki ondan sonra ve onun mağduriyeti üzerinde iktidara gelenler nerededir şimdi? Hepsi iktidar! Hepsi siyasette, yargıda, idari kadrolarda iktidar... Bunlara ne oluyor öyleyse? 28 Şubat onları iktidar yapmak için yapılmıştır esasen. Neden yalan söylüyorsunuz?
Sözler, işler, hayatlar, ilişkiler neden bu kadar yalan? Neden bunların yüzü bu kadar karanlık? Gazetelerde, ekranlarda gördüğüm bütün yüzler kapkaranlık.
Erbakan Hoca bir tek kişiye bile sitem etmemişti, değil hakaret, tutuklama, zindan... Bir tek kişiye bile kırıcı laf etmemişti. Neden bunların yüzü bu kadar karanlık?
Başbakan Suudi Arabistan’a neden gitti?
Başbakan Suudi Arabistan’a demokrasi götürmek için gitti. Irak’la müzakere etti; hırsızların kolunun kesilmemesi, medeni mahkemelerde yargılanması sözünü aldı. Kız talebelerin tahsilleri, kadınların araba kullanmaları konusunda da Kral’dan söz aldı. İsteyen peçe takmayabilecek. Demokrasi bunlardan ibaret olmadığına göre, yeni partiler kurulacak ve seçim yapılacak. Demokratik parlamento ihdas edilecek. Yani anayasa yapılacak, kurucu meclis kurulacak.
Şaka şaka... Başbakan Suudi Arabistan’a demokrasi götürmek için değil, nasıl olacaksa Suriye’ye demokrasi götürmek üzere gitti.
Esad diye bir adamın varlığını yok sayacak ve Kral Fahd’la Erdoğan; Suriye işini Suudi Arabistan’da, Çin’de, İran’da aralarında halledecekler... Çizgi film mantığı gibi bir şey. İşin içinde tiridi çıkmış iki ihtiyar Siyonist, dişlek bir Siyonist kadın, Brzezinski dahil baba Siyonistlerin varlığı sırıtıyor.
Tamam da tarih size Selahaddin Eyyubi’nin adını ağzınıza almayı yasak ediyor. O, Haçlıları Suriye’den kovandı, siz yollarını açan oldunuz.
- Rüyayla karışık17 Ocak 2015 Cumartesi 00:00
- Ilgaz yoğun bakımda16 Ocak 2015 Cuma 00:00
- Rüyayla karışık09 Ocak 2015 Cuma 00:00
- 2014 hayırlısıyla gitti02 Ocak 2015 Cuma 00:00
- “Burası kasaba devleti değil”31 Aralık 2014 Çarşamba 00:00
- Binbir çiçekli Türkiye29 Aralık 2014 Pazartesi 00:00
- Adamlara ağız tadıyla bir şey yaptırmıyorlar24 Aralık 2014 Çarşamba 00:00
- Bu ülkeyi, köylüler, işçiler ve öğretmenler kurtaracak22 Aralık 2014 Pazartesi 00:00
- Anlatsana Pamuk neler oluyor19 Aralık 2014 Cuma 00:00
- Oyuncak uçaklarım17 Aralık 2014 Çarşamba 00:00
- Ara05 Aralık 2014 Cuma 00:00