Turizmde, iç siyasette, ticarette, dış ilişkilerde ve ekonomide Türkiye en iyi günlerini yaşıyor.

                İç barış, turist, terör, ihracat, demokrasi, halk oylaması, PKK, PYD, AB, ABD ve Rusya önümüzdeki günlerde ülke gündemini en çok meşgul edecek kelimeler olacaktır.

                Türkiye yönünden önümüzdeki günlerin her anlamda çok daha zor ve zorlu geçeceği açıktır.

                Apolitik naralar!

                Bunun nedeni içeride ve dışarıda gerilim, kutuplaşma, çatışma ve ayrışmayı siyaset edinen bir iktidarın iş başında olmasıdır.

Bu iktidarın halkın yarısına, "hayır" dediği için terörist ve darbecilerle birlikte hareket ettiğini söyleyecek kadar gözü dönmüştür.

                İktidar sahipleri yalnız içerideki muhaliflere karşı değil dışarıdaki rakiplerine de tepeden bakmakta hamasi racon kesmektedir.

                Sürekli meydan okumalar, tehditler, küçümsemeler ve blöfler ülkeyi zora sokmakta, uluslararası ilişkileri de müşkül durumda bırakmaktadır. 

                Bütün bunlara ilave olarak iktidar yetkilileri her yere ve herkese tepeden bakıyor, gücüyle orantılı olmayan sözler ediyor.

                Sözde dünyaya çeki düzen veriyor ama bir halk oylamasını adam gibi yapamıyor, ağzına burnuna bulaştırıyor.

                Yerli yersiz, zamanlı zamansız "Ey! Hey! Heyhey!" gibi apolitik naralar atıyor. 

                Bıçak kemiğe dayanınca!

                ABD, Rusya ve İran sınırlarda emrivaki yaratırken AKP iktidarı, Oslo-İmralı-Habur ve Dolmabahçe'de çözüm adı altında PKK ile çelik çomak oynuyordu.

                PYD ve IŞİD ikilisi Suriye ve Irak'a yerleşirken AKP, Süleyman Şah türbesini başarılı (!) operasyonlarla taşıyordu.

                Mülteciler sınırlardan içeriye boca edilirken AKP, Kobani'nin düşmemesi için PYD'ye destek için peşmergeye sınırlardan geçme izni veriyordu.

                AKP iktidarının övüne övüne bitiremediği tek başarısı Suriye'den dört milyona yakın mülteciyi kabul etmesidir.

                Sonunda bıçak kemiğe dayanır. Kobani'de desteklenen PYD, Münbic'i alır, AKP'nin gözü açılır.

Nihayet Cerablus'tan El Bab'a uzanan TSK müdahalesi atı alanın Üsküdar'ı geçtikten sonra yapılmış olsa da yerinde ve önemli bir adım olur.

PYD'nin uluslararası aktör haline gelmesi!

Kandil'de üstlenmiş PKK çetesi uzun yıllardan bu yana Türkiye'ye terör ihraç ediyor.

IŞİD ve Suriye'deki gelişmeler sonrasında Kandil'de muhafaza altında olan PKK'lı teröristler ikinci bir yerleşim alanı olarak Sincar'da üstlenirler.

PKK-PYD işi iyice ilerletir. IŞİD'le mücadele adı altında terör örgütü kendisini ABD'ye kullandırarak uluslararası bir aktör konumuna gelir.

PKK, Sincar'da ve Kuzey Suriye'de PYD adı altında ABD'nin kara gücü gibi hareket etmeye başlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın itiraf ettiği gibi "PYD konusunda Obama" AKP iktidarını aldatınca PYD bölgede kanton üstüne kanton ilan eder.

Rakka operasyonu için Türkiye'nin birlikte yapalım teklifini ABD reddeder. PYD'yi Türkiye'ye tercih eder.

Rus uçağının düşürülmesi PYD-PKK ikilisinin Moskova'yı su yolu yapmasına neden olur.

ABD'nin kuyruğuna basmak!

Türkiye durdu durdu sonunda harekete geçti. TSK, Suriye'nin kuzeyinde Karakoçak, Irak'ın kuzeyinde ise Sincar bölgesindeki PYD mevzilerine karşı hava operasyonu gerçekleştirdi.

Bu operasyon üzerine PYD'den önce ABD ayağa kalktı.

ABD, Türkiye'ye karşı sert tepki vermeye başladı.

ABD sözcüsü operasyon öncesinde "bizden ve koalisyondan onay alınmadı" dedi. Sonra da "YPG'li teröristleri ortakları" olarak tanımladı. "öldürülmelerinden üzüntü duyduklarını" söyledi.

ABD bir yandan Türkiye ile konuyu görüşürken diğer yandan vurulan terörist mevzilerine ABD'li askeri yetkilileri ziyarete gönderdi.

ABD uçakları halen bölgede alçak uçuşlar yaparak, Türkiye'nin YPG'ye hava harekâtı yapmasını engellemeye çalışıyor.

ABD ordusunun Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırına zırhlı araçlar konuşlandırdığı haberleri de geliyor.

TSK bu operasyonuyla ABD'nin kuyruğuna basmış oldu.

Türkiye'yi içeride ve dışarıda zor ve zorlu günler bekliyor.