Türkiye’yi hizaya getirmek istiyorlar

Türkiye’yi hizaya getirmek istiyorlar
Onur Öymen, ABD ve Avrupalıların medya operasyonuyla algı oluşturduklarını amaçlarının ise Türkiye’yi PKK ile yeniden müzakere masasına oturtmak olduğunu söyledi.

YENİÇAĞ / Salim Yavaşoğlu

ABD’de CIA güdümündeki düşünce kuruluşlarının sürekli olarak “Türkiye’de darbe olacak” şeklindeki iddialarını değerlendiren emekli Büyükelçi Onur Öymen “Benim gördüğüm kadarıyla son dönemlerde Amerikan basınında ve sivil toplum örgütlerinde Türkiye’yi köşeye sıkıştırma eğilimi var” dedi. Öymen, “İşler kendi istedikleri gibi gelişmeyince böyle çeşitli üstü kapalı tehditlerle Türkiye’yi hizaya getirme çabaları görüyorum. Özellikle onların öngördüğü PKK ile görüşme süreci sekteye uğrayınca, koşulların da zorlamasıyla hükümet müzakere yerine mücadele yöntemini benimseyince bundan rahatsız oldular. Şimdi devleti yönetenleri korkutarak, baskı altına almaya çalışıyorlar” dedi. Öymen, şunları söyledi: “Burada üstü kapalı ifadelerle Türkiye’de darbe olabilirmiş algısı yaratılmak isteniyor. Böyle bir şeyin ortamı olmadığına göre, bunun tek izahı var; Türkiye’yi baskı altına alarak PKK ile yeniden müzakere masasına oturtmak ve yeni bir anayasayı onların istediği gibi yaptırtmak.”

Sistem kurmuşlar

Öymen, “Yani bu şunu gösteriyor. Bu sistemde sanki tek bir merkez tarafından yönlendirilen bir kampanya. Medya kampanyası. Geçmişte de çok örneğini gördük. Medya yoluyla sizin medyanızı, sivil toplum örgütlerinizi, aydınlarınızı etkileyecekler ve kendi istedikleri gibi bir kamuoyu oluşturacaklar” tespitini yaparak, şöyle devam etti: “Bunu
yaza yaza şimdi o hale geldik ki, Türkiye’de televizyona çıkanların içinde bir kişi çıkıp da ’Hakikatten yeni anayasaya ne ihtiyacımız var?’diyemiyor. Bizler gibi birkaç kişi hariç. Bütün bunları sağlamak için de sistem medya kampanyası yapıyor. Devleti yönetenleri kampanya ile baskı altına almaya çalışıyorlar. Gayet tabii, bu konularda Türkiye’nin geçmişte kendi yaptığı hatalar var. Yoksa bu noktaya gelmezdi işler. Ama bu noktaya geldikten sonra ’Mademki siz müzakereden vazgeçip, yeniden mücadele yöntemine girdiniz, biz sizi tekrar kendi yolumuza sokmak için böyle bir kampanya yaparız’ mesajı geliyor.”

Terörle terbiye

Onur Öymen, değerlendirmesini şöyle tamamladı: “Bunları böyle bu boyutuyla düşündüğün takdirde şu sonuca varıyorsunuz. Türkiye üzerinde bir medya kampanyası yapılıyor. Bu gayet açık. Avrupa’da da aksini söyleyen yok. Avrupalılar ile Amerikalılar bu konuda tam bir görüş birliği içinde Türkiye’yi sıkıştırıyorlar. Türkiye biraz direnince, diklenince de Almanya’nın yaptığıgibi Türkiye’yi incitici, zorlayıcı hakaretamiz kararlar aldırabiliyorlar. Bunlara karşı direneceğiz. Bu patlayan bombalar da göz korkutmaya yöneliktir. ’Bizim istediğimizi yapmazsanız daha da kötüsü gelir başınıza’diye. Yani Türkiye’yi terörle
terbiye etmeye çalışıyorlar.”

'Çözüm süreci' için büyük güçler devrede
                                                                      
TERÖR örgütü PKK ile AKP iktidarı arasında bir süre arabuluculuk yapan Mehmet Emin Pencevini, Başbakan Binali Yıldırım'ın da üstü kapalı değindiği sözde "çözüm süreci" için büyük güçlerin devrede olduğunu söyledi. Başbakan Yıldırım geçen hafta "Terör örgütünün bugünlerde 'biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım' gibi doğrudan, dolaylı haberleri geliyor. Onların uzantılarından bize böyle haberler geliyor. Konuşacak hiçbir şey yok" açıklaması yapmıştı. Bu açıklamayı değerlendiren Pencevini, süreçle ilgili kendisinden şu ana kadar hiçbir şey istenmediğini belirterek, "Türkiye devleti çözüm sürecini bitirdi. Şimdi ise işler daha farklı işliyor. Büyük devletler araya giriyor. Tekrar barış olsun diye farklı kanallar devrede. Bunun yanında HDP ve ülkedeki birçok sivil toplum kuruluşu da bildiğim kadarıyla çözüm sürecine tekrar dönülmesi için çabalıyor" diye konuştu. Terör örgütü YPG'nin Ayn el-Arap'ın IŞİD'den kurtarılmasıyla dünyada "kabul gören bir güç" haline geldiğini de belirten Pencevini, "Menbic alındıktan sonra büyük ihtimalle YPG yönünü önce Cerablus'a daha sonra da Akdeniz'e çevirecek ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dedi.