Türkiye'yi koruyan "Ruhani" bir durum!

Tayyip Erdoğan, Tahran ve Soçi zirvelerinde, "Fırat'ın doğusu"nu gündeme getirdi. ABD'ye giderken de "Şu an Suriye'nin geleceği için en büyük sorun, Fırat'ın doğusunda kimi müttefiklerimizin himayesinde büyüyen terör bataklığıdır." diye konuştu.

Peki ne oldu da "Fırat'ın doğusu" Erdoğan için de "en büyük sorun" haline geldi?

Zira yakın zamana kadar konuyu birkaç kişiden başka gündeme getiren yoktu, son MGK bildirisinde bile Fırat'ın doğusundan "Suriye'nin diğer bölgeleri" diye bahsediliyor!

***

Bence, "Fırat'ın doğusu" hassasiyetini, Tahran zirvesinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani başlattı! Ruhani, Tahran'da, "Fırat'ın doğusu düğümünü çözelim, Amerika'yı oradan çıkmaya zorlayalım. Çünkü bu krizin devam etmesinin arkasındaki en önemli etken Amerika'dır." demişti. (ABD bu tutuma İran'da terör eylemi yaptırarak cevap verdi!)

Erdoğan, "Tüm gözlerin İdlib'e çevrildiği bir zamanda Fırat'ın doğusunda arzu edilmeyen gelişmelerin yaşandığını" belirterek ABD'nin bölgeye 20 bine yakın TIR ve üç bine yakın kargo uçağıyla silâh ve mühimmat gönderdiğini hatırlattı.

Putin ise "Suriye meşru hükümetinin ülke topraklarının tamamını denetlemesi gerekir" demekle yetindi!

Ardından Soçi zirvesinde, Tayyip Erdoğan, benzer bir konuşma yaptı. Putin yine konuya girmedi.

Derken, Soçi'deki İdlib uzlaşmasından hemen sonra Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Fırat'ın doğu yakasında ABD'nin desteğinde hâlâ özerk ve bağımsız yapılanmalar devam ediyor. Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik ana tehdit, ABD'nin doğrudan kontrol ettiği ve fiiliyatta bağımsız özerk yapıların kurulduğu Fırat'ın doğusundan yükseliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ise bu konuşmalar yapılırken Menbiç'deki PKK-PYD'lilerin Fırat'ın doğusuna çekilmesi için baskıların devam edeceğini söyledi.

Bir taraftan "Menbiç'teki PKK'lılar, Fırat'ın doğusuna gitsin" baskısı yaparak oradaki fiili durumu zımnen kabul etmiş olacaksınız diğer taraftan "Fırat'ın doğusu en büyük sorun" diyeceksiniz! Bu kadar açık bir çelişkiye düşülür mü?

***

Gerçekte neler olduğunu, Erdoğan'ın Tahran dönüşünde uçakta yaptığı açıklamalardan çıkarabiliriz. Erdoğan, bir gazetecinin "Konuşmanızda siz Fırat'ın doğusundan bahsederken Ruhani bu yaklaşıma olumlu bakıyor gibi görünüyor. Yani Fırat'ın doğusunun temizlenmesine dair..." diye bilgi istemesi üzerine "İran'ın Fırat'ın doğusu ile ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açma suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda oralarda konsolosluk açma niyetimiz yok." diye cevap vermişti.

Burada garip bir durum var. Ruhani, "ABD'yi Fırat'ın doğusundan çıkaralım" dedikten sonra "Türkiye, Fırat'ın doğusunda konsolosluk açsın" diye konuşmuşsa ya "siz oradaki yapılanmaya ses çıkarmıyorsunuz, bari konsolosluk açın da resmen tanıyın" demek istemiştir ya da İran, bölgedeki yapılanmadan değil sadece ABD'nin orada olmasından rahatsızdır!

***

Putin ise Soçi zirvesinde Türkiye'nin İdlib üzerinden ABD'ye yanaştığını değerlendirerek Türkiye'nin restini gördü ve "at nalı" şeklindeki tampon bölgeyle Türk askerinin Suriye ve terörist gruplar arasına girmesini sağladı. (Tampon bölge, Türkiye sınırında kurulmalıydı ki teröristler tasfiye edilebilsin!) Putin, İdlib'de belâyı Türkiye'nin başına sardı ama Lavrov'u konuşturarak, Fırat'ın doğusunda ABD'nin kurmaya çalıştığı PKK devleti konusunda Türkiye'nin yanında bir görüntü verdi.

ABD'nin derin uzmanları, İdlib yüzünden Türkiye ile Rusya'nın karşı karşıya gelmesini bekliyordu!

Görünen o ki "Fırat'ın doğusunu masaya getirerek Türkiye'yi ABD'den koparmak" fikri Ruhani'den çıktı. Bu fikir üzerinden ABD'nin oyununu bozan ve yeni oyun kuran ise Putin oldu.

Ruhani bir durum değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları