Türkmenem

Men Türkmenem; Oğuz atanın torunu, Türkün hasıyım. Orta Asya steplerinde at koşturan, oralarda Rus’a ve Çin’e karşı başı dik, alnı ak şekilde hürriyetini koruyanım. Hindistan’da devlet kurup yöneten, Çin’de kırk kişiyle saray basıp korunmaları için set yaptıran yiğitlerin evladıyım.
Men Türkmenem; Kafkasların esen yeli, dünyanın doğan güneşiyim. Atı evcilleştirip, yazıyı bulanım. O kendini beğenmiş Avrupa’ya temizliği öğrettiğim gibi, krallarını da atayanım. Dünyaya nizam verirken, dil, din ve ırk ayırımı yapmadan üç kıtaya hükmedenim. 
Men Türkmenem; Yaratılanı yaratandan ötürü seven, kaza meydanlarına kınalar yakılıp dualarla uğurlananım. Vatanım ve milletim için cenk meydanlarında kükreyen, barışta herkese güven verenim. Atıyla Orta Asya’dan çıkıp, nal seslerini Avrupa’da duyurarak nam salanım. 
Men Türkmenem; Adım anıldığında üç kıtadan ses veren, dünyanın her yerinde olan ve insanlık var oldukça da hep var olacaklardanım. İlmin ve sanatın yeryüzündeki temsilcisi, insanlığın bu günlere gelişinde köprü oluşturanlardanım. 
Men Türkmenem; dünyada sayılıp anılırken, bugün ocaklarda yanan köz menem. Yandıkça da geçmişini arayan ve bir türlü bulamayanım. Sanırdım ki meni herkes bilir, bilenler de ona göre kendine gelir. 
Men Tükmenem; bazılarını anlamakta zorlanır, kendimden bildiklerimin beni pazarlamalarına kahrolurum. Men ki bunlara layık mıydım diye de hep kendi kendime sorar, hatayı nerede yaptığımı ararım. Ne oldu bana? Meni kimler bu hale getirdi diye avazım çıktığı kadar bağırmaktan kendimi zor alıkoyarım. Hani insan rüyasında kâbus görüp de kan ter içinde uyanır da, doğrulduğunda besmele çeker ya! İşte şimdi men böyleyim. Şu an sesimi duyuramıyor olabilirim, ancak bir gün gök gibi gürleyeceğim de unutmamalıdır. 
Men Türkmenem; Irak’taki gibi Suriye’de de pazarlanıyor olabilirim. Pazarlanmakla da kalmayıp, zulüm görmem için birileri teşvik ediliyor da olabilir. Daha ağırı ise düne kadar benim sayemde yaşamını sürdürenlere beni mahkûm da edebilirler. İşte men ölmezdim ama bu acı bana neyler bilemem.
Men Türkmenem; insanlığın gereklerini yerine getirir, inançlarımı yaşarım. Ama gelin görün ki, kimileri bunu farklı algılayıp dünyada Türk diye millet yok diyerek, kimileri benim üzerimden teröristlerle pazarlığa oturarak, kimileri adımı dahi anmaktan korkarak ve kimileri de adımı kullanarak bir yerlere hizmet etmeyi asli görevi sayıyorlar.
Men Türkmenem; menim adımla yola çıkıp, yarı yolda meni terk ederek kaçanlar olmasaydı. Meni mene bıraksalar belki de böyle olmayabilirdim. Artık şunu öğrendim ki, menim ekmeğimi yiyenler, bir yerlerin emriyle meni bölüp parçalayarak yok olmam için çalışanlardır. 
Men Türkmenem; Belki sizin gibiler tarihte onca devletimizi parçalayıp yıkmış olabilirler. Ancak biz öyle bir milletin mensuplarıyız ki, aşiretten devlete ve devletten cihan imparatorluğu kurmuş nesilleriz. Men kâinatın efendisi tüm insanlığın önderi peygamberimiz Hz. Muhammed’in övgüsüne mazhar olmuş ve İslamiyet’in kılıçdarlığını yapmış insanların torunuyum.
Men Türkmenem; Unutulmasın ki, öldü denilen yerde dirilir, bitti zannedilen yerde tarihi yeniden yazmaya başlarım.

Yazarın Diğer Yazıları