Türkmenim

Ben Türkmen’im. Adriyatik’ten Çin Denizine üç kıtada at koşturup dünyaya nizam vermişim. Acı olan o ki beni idare eyleyenlerin aczinden kimilerimiz Anadolu’ya sıkışmışız; kimilerimiz ise öz vatanımızda esir yaşarız.
Çin’de, Afganistan’da, İran’da, Rusya’da, Irak’ta, Suriye’de ve Balkanlar’da vatandaş bile sayılmayız. Ne hoyratımızı ne de bozlağımızı söyleyebiliriz. Unutulmasın ki yine de Türk’ün uç beyleriyiz.
Ben öz be öz Türk’üm; kanımda alyuvarlarım hürriyet, akyuvarlarım bağımsızlık diye akar. Ben kendime Bozkurt’u rehber seçmişim. Bakma sen bu gün ayağımda pranga, yarı aç yarı tok yattığıma. Unutma ki yarınların dünyasına yine ben nizam vereceğim.
Ben müslümanım. Müslümanlıkta komşusu aç yatarken tok yatılmaz. Kardeşi zulüm altında inim inim inlerken sefa sürülmez. Ne oldu bize kavim kardeş yoksa töremiz yok olup inancımızı mı kaybettik.
Sen hep mazlumun yanında zalimin karşısında yer alırdın. Bunun için Filistinli’ye yardım için ölmedin mi? Lübnan’a, Somali’ye, Kore’ye ve Afganistan’a ordularını göndermedin mi? Ekmeğini yiyip Kerkük’te Türkmenleri katleden ve toprağının senedi olan tapularını yakan Peşmerge’yi konuk etmedin mi?
Beklenirdi ki aynı duyguları kardeşlerin için de hissetseydin. Halen Çin, Rus, dün Saddam bu gün peşmerge ve conilerin zulmü altında olanlar için de yardım edebilseydin. Ama biz Türkmeniz; Türkiye’deki azınlıklardan bir grubun akrabasıyız.
Bizler düşünürdük ki Türkiye’de kavim kardeşlerimiz var. Kimseler bize bir şey diyemez diye bilirdik. Meğer kardeşlerimiz etnisitelere ayrılmış ve açılımlar yapılarak bizler yok sayıldığımız gibi yedirip içirdikleri vasıtasıyla Türkmenler öldürülürmüş.
Olan o ki kardeşim kendini koruyamaz durumda. Öyle olmasa hiç başına çuval geçirilir miydi!.. Ben Türk’üm, Türk bu olamaz. Olsa olsa Türklüğü kabullenmeyenlerin bir oyunu olur. Şunu bilirim ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
Yeise kapılma be kardeşim. Bu günler de geçecek, birliğin ve dirliğin yeniden sağlanıp sen de ölünce gölgesinde yatacağın bayrağına kavuşacaksın. Zulüm bitip zalimler gereken dersi alıp sen de mutluluğa ereceksin. O günler belki yarın belki yarından da yakındır.
Dün Irak’ta tekrarlananlar bugün Suriye’de tekrarlanıyor. Kapılar açıldı, çadırlar kuruldu, canavarlardan kaçanlar konuk edilip güvenlikleri sağlanıyor. Elbette olması gerekenler de bunlardır. Türk’e de bu yakışır.
Korkum o ki Irak olaylarından ders çıkarılmadığıdır. Dün Irak’tan gelenlerle birlikte gelen bölücüler bize pahalıya mal olmuştur. Yarın da aynısının yaşanmayacağını kimse garanti edemez. Kaldı ki orada can tehlikesi olanlar sadece belli etnik grup olmasa gerek.
Irak’ta Türkmenleri nasıl yalnız bırakıp, ölümlerini, mallarının ellerinden alınmasını seyrettikse bu gün de Suriye’deki Türkmenleri yok saymaya devam ediyoruz.
Hâlbuki Irak’ı ve Afganistan’ı paylaşanlar bugün dişlerini gıcırdatarak, ellerini ovuşturarak Suriye hesapları yapıyorlar. Yarın orada da bir ikinci peşmerge devleti kurarak hem Türkiye için bir çıbanbaşı oluşturup hem de Suriye Türklerini onların emrine vererek Irak’a benzetirler.
Tüm bunları görmek için kâhin olmaya gerek yok. Her gün Suriye olayları medyamızda ve yetkililer tarafından tartışılırken inanç farklılıkları ve Kürt unsurlara yer verilirken Türkmenlerden bir satır da olsa yer almamaktadır. Bu ise Suriye’de Türk olmadığını peşinen kabul etmektir.
Daha düne kadar benim olan bu yerlerde on binlerce şehidim yatmaktadır. Ayrıca inancımın öncüleri büyük İslam ulularının kabirleri bulunmaktadır. Irak’ta olduğu gibi coniler gelir camileri yıkıp Kuran’ı yakar şehit ve ulularıma mezarlarında tecavüzlerde bulunurlarsa Allah bunun hesabını bize sormayacak mı?
Ne olur dün Saddam’dan kurtulan Türkmen’i peşmerge ve conilerin kucağına attığımız gibi bu gün de Suriye Türkmenlerini aynı adamların kucağına atmayalım. Herkes şunu bilmeli ki Türk çadırda doğar, çayırda ölür. Bu söylenen gerçek olmalı ki yapılan ve yapılacak hesaplar buna göre yapılmalı. Gerek yetkililerimiz, gerekse medyamız Suriye’de Türklerin de yaşadığını, kandaşlarımıza karşı hasmane tavır sergilendiğini ve can güvenliklerinin olmadığını dünyaya duyurmalıdır. Duyurulmakla kalınmayıp bu insanlık dışı muameleye seyirci kalınılmayacağı da ilan edilmelidir. Yapılacakların planları yapılarak hazır beklenilmelidir.    

Yazarın Diğer Yazıları