TÜRSAB neden İstanbul'a taşındı?

1618 Sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu ile kurulan (TÜRSAB) 5571 sayılı değişikliklerin ardından, yıllarca Ankara’da faaliyet gösteren Birlik Merkez Binasını İstanbul’a taşıdı. İlk bakışta insanın pek fazla dikkatini çekmeyen bu değişiklik biraz düşünüldüğünde aslında arkasında çok büyük sorunları da beraberinde getirdiğini gösteriyor.
Daha önceki serzenişleri de düşündüğümüzde Ankara’ya gelen turist sayısının çok düşük olması, Ankara’da seyahat acentelerinin yoğunluğunun olmaması, seyahat acenteleri ile aradaki mesafe nedeni ile etkili denetim ve iletişimin kurulamaması gibi gerekçeler kabul edilebilir gerekçelerdi ve ben de kesinlikle TÜRSAB Merkez binasının Ankara da olmasına anlam veremiyordum.
Fakat TÜRSAB Merkezinin İstanbul’a alınması ile birlikte öncelikli olarak şu sorular akla gelmeye başladı.
1. Türkiye’ye gelen (bu yılın verilerine göre) 22 milyon toplam turistin ancak 5 milyonu İstanbul’a geldi
2. Birlik Merkez binasını taşımaktaki asıl amaç turizm yoğunluğunun olduğu yerlerde Birlik üyelerine daha iyi hizmet vermek değil miydi?
3. Birlik Üyesi ve merkezi İstanbul’da olan acentelerin yaptıkları toplam sayı 5 milyon iken, neden TÜRSAB Merkez binası 10 milyon turist ile İstanbul’u ikiye katlayan Antalya’ya taşınmadı?
4. Ege ve Akdeniz Bölgelerinin toplam 17 milyon turisti ağırladığı düşünüldüğünde, bu bölgelerde kurulmuş olan acentelere Ankara’ya göre İstanbul daha uzak olduğuna göre, Birlik Merkezinin İstanbul’a taşınmasının arkasında başka hesaplar mı vardı?
5. Birlik Merkezi’nin İstanbul’a alınması ile birlikte her iki yılda bir yapılan TÜRSAB Genel Kurulu’na katılım oranlarında bir düşüş oldu mu?
6. Birlik Merkezi’nin aslında Antalya’ya taşınması daha isabetli bir karar olmaz mı?
Ülkemizin “ucuz turizm cenneti” haline dönmesinin bir numaralı sorumlusu olan bu ve benzeri oluşumların acilen lağvedilmesi ve yerlerine Türk Hava Yolları’nın da desteği ile ülke turizmimizi bağımsızlaştıracak atılımlara öncülük devlet eli ile sağlanmalıdır.
Bugün Avrupa’nın en kaliteli konaklama tesislerine sahip olan ülkemizde, bu tesislere ödenen konaklama bedellerine baktığımızda durumun içler acısı olduğu görülecektir. Ülke turizminde amaç eğer yabancı tur operatörlerinin sadece para kazanması ise diyecek bir şey yok, ama turizm alt yapısı için konaklama tesislerinden, yollarına ve eğitimine bu kadar ülke kaynağının aktarıldığı bir sektörden artık para kazanmaktan başka çare kalmamıştır.
Bu sektörden para kazanmanın tek yolu da, sektörde yerli turizm işletmelerinin ve tur operatörlerinin kontrolü ele geçirmesi ile olacaktır. Bir taraftan İngiliz diğer taraftan Alman tur operatörlerine emanet edilen bir sektörden ülkemize bir yarar gelmeyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları