TÜRSAB üyesinin görüşleri -2-

Mercan Turizm CEO’su ve Başkanı Dr. Cüneyt Mengü’nün, 21.TÜRSAB Genel Kurulu ile ilgili düşüncelerine geçen hafta kaldığımız yerden devam edelim.
“Biz ülke olarak dünya sıralamalarında 2023 yılında ilk 5’e girmek istiyorsak şu anda bu farkı kapatmamız gerekmektedir. Bizim düşük gördüğümüz bu hedefin farklı yönde gerçekleşmesi ise ancak ve ancak 1618 sayılı yasanın değişmesi ile mümkün olabilir. Bugünkü yasa ne pankartta yer alan hedefe, ne de bilimsel olarak tarafımızdan yapılan çalışmada tespit edilen hedefe hizmet edecektir.
Söz konusu yasada ülkeye turist getiren (incoming) acentelere ne gibi avantajların sağlanmış olduğunu ve ülkemizde faaliyet gösteren tur operatörleri ile ilgili bir yasanın hazırlanması gerektiği konularını, genel kurulda neden tartışmadık? Türkiye’nin cari açığının kapatılması için döviz ihtiyacı olduğu ve bu da makro yönden ihracata ve turizm açısından incoming faaliyeti yapan seyahat acentelerine de destek verilmesi yönüyle açığın kapatılması mümkün olabilecektir. Bu bağlamda Türkiye’nin yurtdışından turist getiren seyahat acentelerine ihtiyacı vardır.
Türkiye’nin 2023 yılı için ihracat hedefi 500 milyar dolar iken, turizm geliri hedefinin 50 milyar dolar değil 70-80 milyar dolar civarında olması gerekmektedir. 1 milyon dolar döviz getiren değil, 1 turist getiren  acente bile desteklenmelidir. Buradan da çıkarılacak sonuç, yurt dışından turist getiren acentelerin bir araya gelip 1618 sayılı yasada hangi yönde düzenlemelerin yapılması ve bu hedefe uygun olarak TÜRSAB ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan ne gibi bir önlem ve önerilerin getirilmesi gerektiği konusunda bir çalışma yapılması gerekmektedir.
Üçüncü hususa gelince; hem başkan hem de muhalefet sürekli kaçak acentelerden bahsetmişlerdir. Fakat bu işin çözümü için yapıcı herhangi bir öneri duymadım. 1618 sayılı yasanın bu konuda yeterli olmadığı aşikardır. Başkan, faaliyet raporunda İstanbul şehri dışında birkaç vilayette kaçak çalışan seyahat acentesini kapattıklarını isim ve sayıyla belirtmiştir. Buradan da İstanbul’da Talimhane bölgesinde birçok kaçak seyahat acentesinin bulunması ve bu acentelerin turizm faaliyetinde bulunmalarına rağmen bunlarla ilgili olarak ciddi bir müeyyide uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Yine burada 1618 sayılı yasa kaçak acenteler için çok açık bir şekilde önlem almakta yetersiz kalmaktadır. Öyle ki bu kaçak acenteler, 25-30 dolar gibi bir ücrete Bursa turu düzenlemektedirler. Bu fiyatla söz konusu tur ancak kaçak araç, kaçak rehber ve kalitesiz hizmet ile yapılabilir.
Dördüncü husus dünyada görülmemiş bir uygulama Türkiye’de yapılmaktadır. Bu uygulamaya göre seyahat acenteleri Mercedes Vito ve Doblo türü araç kullanamayacaktır. Bu yasayı turizmcilere nasıl reva görüyorlar? Mercedes Vito araçlara neden 2016 yılına kadar süre veriliyor ve neden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yol yenileme belgesi düzenleme konusunda tereddütleri bulunuyor? 
Öte yandan Doblo türü araçlar kamyonet statüsünde yer alsa dahi aileler tarafından ulaşımda rahatlıkla ve üstün konforla kullanılabiliyorken, neden bu araçlar turizm amaçlı faaliyetlerde kullanılamıyor? Günümüzde seyahat acenteleri bir yandan online rezervasyon siteleriyle uğraşırken A ve D2 ve başka belgeler altında ve diğer konularda turizmcileri uğraştırmak TÜRSAB üyesi olan bir kurumu külfet altında bırakmaktadır.” (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları