Bugüne kadar uygulamalarından ve vurdumduymaz tutumlarından dolayı, kendilerine 1618 sayılı TÜRSAB Kanunu ile hükümetler tarafından büyük yetkiler verilmesine rağmen, bu yetkilerini üye seyahat acentelerini koruma ve kollama yönünde kullanmadığından dolayı TÜRSAB’ı (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) eleştirmiştim. 
Fakat demek ki kurumlar da değişme gösterebiliyor ve yapılan eleştirileri yıllar sonra da olsa dikkate alıyormuş. TÜRSAB merkezinden gönderilen son sirküler örneğinde gözlerime inanamadığım bir açıklama vardı. Açıklamada  “TÜRSAB ve Google Türkiye Arama Motoru” arasında yapılan anlaşmadan bahsediyordu.
Anlaşma içerik olarak, özellikle son yıllarda çok yoğun şekilde internet kullanarak insanların tatil tercihlerini belirlediğini keşfeden uyanıklara karşı bir hamle niteliği taşıyor. Şöyle ki; İnternet ortamında uygun olan her web sitesi adresi satın alınabildiği ve içeriği satın alan tarafından doldurulabiliyor. İnternet servis sağlayıcıları adres ve sunucularındaki alanların satımı ve kâr elde etmek amacı ile hareket ettiklerinden, adresleri alan kişilerin ticari kimliklerini sorgulamıyorlar. Parayı verdiğiniz sürece, kendi alanınız olmasa dahi yüzlerce site ismini satın alabiliyorsunuz.
Durum böyle olunca, gerçek hayatta bir TL bile vergi vermeyen, ama İnternet ortamının olanaklarını kullanarak web sayfası üzerinden ticari faaliyette bulunan yüz binlerce  “kaçak işletme”  ile karşılaşabiliyorsunuz. Serbest piyasa kanunlarının hüküm sürdüğü ülkemizde, bu serbestlik öyle bir anlaşılıyor ki, herkes her istediği ticari faaliyeti kayıt altına girmeden, web sitelerine yazdıkları süslü içeriklerle ve aslında yapmaya yetkilerinin olmadığı işleri bile yapıyor göstererek, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı’nın her yıl milyarlarca TL kaybetmelerine neden oluyorlar.
Yukarıda bahsettiğim olumsuzlukların farkına varan TÜRSAB’ın son aldığı karar takdire şayan bir nitelik taşıyor ve diğer birliklere de güzel bir örnek teşkil edeceğine inanıyorum. Burada tüm seyahat acentesi sahiplerinin TÜRSAB’a yardımcı olmalarının hem kendileri hem de ülkemiz turizmi için büyük önem taşıdığına inanıyorum.
Yapılması gereken ise çok basit, tüm seyahat acenteleri faaliyet gösterdikleri bölgelerde  “yasadışı olarak”  tur, transfer faaliyeti yapan ve bu faaliyetleri sanki  “belgeli işletme” imiş gibi internet ortamında yayınlayanları TÜRSAB’ın ilgili ihbar@tursab.org.tr e-posta adresine şikayet etmelerinin yeterli olacağı görülüyor.
Şikayetlerin gönderildiği bu e-posta adresi doğrudan TÜRSAB’ın  “hukuk bölümüne”  bağlı ve şikayet edilen internet siteleri incelendikten sonra site sahipleri hakkında işlem yapmak üzere birlik avukatları harekete geçiyorlar. Google Türkiye ile yapılan anlaşma gereği, yasadışı olarak içeriğinde acentecilik faaliyeti unsurlarına rastlanan web siteleri arama motorları listesinden çıkarılıyor.
Şimdi yapılması gereken, seyahat acente sahiplerinin her gün birkaç saat daha internette fazla zaman harcayıp kaçakların izini ortaya çıkarmaları ve ilgili yere bildirmelerine kalıyor. Bu uygulamanın kısa sürede meyvelerini vereceğine inanıyorum.
Doğruya doğru ilkesi ile TÜRSAB’ı bu uygulamasından dolayı kutluyor ve konuyu daha da detaylandırarak üzerine gitmesi konusunda destekliyorum.