TÜRSAB'ın yeni rant kapısı

TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) yine garip uygulamaları ile dikkatimi çekmeye devam ediyor. TÜRSAB kendisine verilen yasal koruma ve güçle hareket alanını oldukça genişletmeye başlamasının yanı sıra, turizm sektörüne katkısının ne olacağını anlayamadığım bir dizi garip uygulamalara da imza atmaya devam ediyor.
Geç de olsa; Sayın TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy Türkiye’deki seyahat acente sayısının çok fazla olduğunu gerekçe göstererek bir dizi önlemler paketini, son TÜRSAB Genel Kurulu’nda üyelerin desteğiyle “Kurul Kararı” olarak kayda aldırmayı başardı. Bu önlem paketlerinden bazıları insana; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” dedirten türden.
Sayın Ulusoy yaklaşık on yıl önce TÜRSAB başkanı olduğunda Türkiye’de iki bin civarında seyahat acentesi varken, kendisinin kesintisiz olarak başkanlık yaptığı son on yılda bu sayı beş bini geçti. İşin ilginci şimdi seyahat acentelerinin sayısının çok olmasından en çok şikâyet eden de sayın Ulusoy.
O zaman şu soru akla geliyor, sayın Ulusoy iki bin civarında devraldığınız acente sayısı beş bini geçinceye kadar konunun farkında değil miydiniz? Bu sayı buralara kadar gelirken, hangi tur operatörünün feryatlarına kulak verdiniz? Küçücük Marmaris’te her köşe başına açılan seyahat acentelerinin 15 metrekarelik ofislerine onayları TÜRSAB vermedi mi? Bir acentenin aynı ilçede beş-altı tane şube açmasına siz göz yummadınız mı?
Şimdi çıkıp seyahat acente sayısının çok fazla olduğundan şikâyet ediyorsunuz. Bu “abesle iştigal değil” de nedir? Sizin olurunuz olmadan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın seyahat acente belgesi düzenlemesi söz konusu değilken, hayali sorumlular aramak biraz tuhaf olmuyor mu?
Önce insanlara seyahat acentesi için belge veriyorsunuz, daha sonra da verdiğiniz belgelerin çok fazla olmasından şikâyet ediyorsunuz. Daha sonra da çözüm üretiyor gibi yapıp, “seyahat acente devir işlemlerinde” acente belgesinin sahibi olan limitet şirketinde devralınması şartını getiriyorsunuz.
Yine, seyahat acentelerinde bulundurulma zorunluluğu olan en az iki enformasyon memuru ve bir sorumlu müdür şartını kaldırıyorsunuz, ama her iki yılda bir “enformasyon memurluğu sınavları açıyor” binlerce kişiye bu belgeyi (başvuru, katılım payları derken yaklaşık kişi başı 250-300 YTL’ye mal olan) dağıtıyorsunuz.
Allah aşkına sayın Ulusoy, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bütün tur otobüslerinde yabancı kaçak çalışanlar cirit atıyor, siz hiçbir turizm bölümü mezunu Türk vatandaşlarınıza istihdam garantisi sağlayamazken, elin gâvuru gelip sizin ülkenizde bir kuruş vergi vermeden, sizin üyeniz olan ve dolayısıyla birincil olarak sizin denetlemekle yükümlü olduğunuz seyahat acentelerinde rahatlıkla hiçbir engelle karşılaşmadan aylarca çalışıyor ve gidiyor.
Siz hâlâ “enformasyon memuru belgesi” dağıtmaya devam ediyorsunuz. Seyahat acentelerinde bulundurulması gereken iki enformasyon memuru ve bir sorumlu müdür şartını kaldırıp, ardından da her iki yılda bir bu sınavları açmanın mantığını çözemiyorum. Bu enformasyon memurları bu belgelerle ne yapacaklar lütfen bir açıklama yapın?
Bugüne kadar organize ettiğiniz onca “enformasyon memurluğu sınavlarında” dağıttığınız belgelerin Türk turizmine ne yönde katkısı olmuştur? Kokartlı Profesyonel Rehberlik Kursları’nı da TÜRSAB bünyesine alıp organize etmeyi düşünüyor musunuz?

Yazarın Diğer Yazıları