Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Üç Maymun!

Susmak gerek! Bu yolundan çıkmış düzene, bu adaletsizliğe, bu utanmazlığa karşı yalnızca susmak gerek.
Bir gece vakti sokak arasında dövülerek öldürülen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi, bir evin bir oğlu Ali İsmail Korkmaz’ı, aynı yaşlarda evladını kaybeden Bülent Arınç nasıl görmezlikten geldiyse görmemek; Doğu Türkistan’da yapılan zulmü nasıl duymuyorsa Ahmet Davutoğlu, daha iki gün önce Kerkük’te, kahvehanede patlatılan bombayla katledilen 36 Türkmen kardeşimizin ölümlerini dahi duymamak, nasıl bilmiyormuş gibi davranıyorsa Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal’ın ‘İstediğimizi vermezseniz açıklarız!’ dediği gizli anlaşmayı Recep Tayyip Erdoğan, çekildi denilen PKK’nın gün geçtikçe daha da güçlendiğini bilmemek gerek!
Tek bir görüntü kaydı bile ortaya konulmamasına rağmen Kabataş’ta tahkir edilen Z.D.’nin mâruz kaldığı zulmü görmek gerek; topraklarımızı açtığımız Suriyeli mazlumların feryadını nasıl duyduysak, Mısır’da zulme uğrayan Müslüman Kardeşlerimizin sesine de kulak vermek, ne kadar tahammülsüz olsak da Onuncu Yıl Marşı’na, PKK’nın Ey Rakib Marşı’nı duyunca ayağa kalkıp saygı göstermek, sözlerini iyice bellemek gerek..
Ölülerimizi bile rahat bırakmayan bu zihniyetin Kazlıçeşme’de açtığı ve üzerinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun resminin basılı, altında ‘Buradayım’ ve onun altında  AKP Üsküdar İlçe Teşkilatı yazılı pankartı görmezden gelmek; her sorana aynı cevabı verirken bir cami müezzininin dilinde, iktidarın gücünün karşısında gâlip gelen hakikatin gücünün sesini duymamak, Hz. Ömer’in arkadaşıyla sohbete koyulduğu vakit devletin mumunu söndürüp kendi mumunu yaktığını biliyoruz ama Suat Kılıç’ın bir yılda yaptığı 577 bin liralık temsil ve tanıtım harcamasını bilmemek gerek..
Camide eylemcinin elinde tuttuğu kolayı bira olarak, bu işin arkasında hangi gizli odakların olduğunu, faiz lobisinin Recep Tayyip Erdoğan’ı bitirmek adına bitmek tükenmek bilmeyen mücadelesini çiçeği burnunda danışman Yiğit Bulut’un bakış açısıyla görmek; terörün meclisteki uzantıları tarafından son günlerde sıkça dile getirilen, rutubetten sağlığı bozulan Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan insanlık dışı muameleyi duymak, bir asır evvel İngilizle birlik olup isyan ettikleri gibi değil, aslında devletin yıllardır uyguladığı zulme karşı ayağa kalktığını, Kürtlerin kültürel haklarının nasıl gasp edildiğini iyi bilmek gerek.
PKK’lıların Beytüşşebap’ta, Koyun Kırpma Şenlikleri’nde Fırat’ın kenarındaki koyunu nasıl kırptıklarını görmemek, medya nasıl kulaklarını tıkıyorsa bu düzene, polis şiddetiyle ölen, yaralanan, zulüm gören insanlarını sesini duymamak, kaçırılan Yetkin Üstteğmen’e yapılan hakâretleri ve PKK’nın nüfus kütüklerine ulaşabilecek derecede bölgede nasıl hâkim güç hâline geldiğini bilmemek gerek..
Belki şımarık çocuklar gibi özerklik nârâları atan hem BDPli, hem de milletin vekillerini görmek gerek, belki de Cemil Çiçek’le anayasa ile ilgili yaptığı görüşmenin ardından Devlet Bahçeli’nin ağzından dökülen ve merakla beklenen MHP’nin son sözlerini duymak, Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülke için ne büyük velinimet olduğunu bilmek gerek..
Susmak gerek!
Bu yolundan çıkmış düzene, bu adâletsizliğe, bu utanmazlığa karşı yalnızca susmak gerek.
Bu ülkede adam gibi yaşamak için yapılan zulmü görmemek, ihâneti duymamak, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu bilmemek gerek..
Ne zaman mı adam oluruz?
Fatih Altaylı gibi Başbakan’ın cevaplarını sorulandırdığımız, Yiğit Bulut gibi Başbakan’ı atamız ilan ettiğimiz, Mehmet Barlas gibi Başbakan’ın yanağından makas aldığımız zaman..

Yazarın Diğer Yazıları