Uçakla kaçırılan vali kızı

Bugün yaşamımızın vaz geçilmezleri arasında yer alan uçaklar hakkında biraz gerilere gidelim. Tabii bu geriye gidiş sadece tarih bilgisi olarak. Yoksa daima ileri. İleri..
Dünyada uçakla ulaşım 1920’li yıllarda başlamıştı...Yolcu taşımacılığında zeplin helyum gazıyla doldurulmuş  “katı”  balonlar önemli bir aşama idi... Atlantik aşırı seferler 1939’da başladı ve başarıyla yolcu taşıdı ama 1937 yılında Hindenburg adlı zeplinin Amerika’da Lakehurst meydanında yanması, bu çalışmaları sona erdirdi. 1930 yılında Lindberg’in, New York’tan Paris’e durmadan uçması büyük bir başarı sağladı ve deniz aşırı uçak seferlerinin yolunu açtı!
Türkiye’de dış yabancı seferler 1930’larda başlamıştı... Türkiye’ye yabancı hava yolları AirFrance, Lufthansa, İtalyan Hava yollarından sonra Amerika’nın Pan-American uçak şirketinin seferleri vardı... İtalyanların İstanbul’da, Büyükdere’den Napoli’ye deniz yolcu uçakları, 1930’larda muntazam seferler yapıyorlardı. Hatta rahmetli tiyatro sanatçısı Muammer Karaca, Atatürk’ün silah arkadaş İzmir valisi Kazım Dirik’in kızı Şükran Hanım’ı böyle bir uçakla kaçırmıştı da sansasyon olmuştu...

 

Ülkemizde ilk yolcu taşınması ve ilk sefer

 

Türk Havacılık Sanayinin ilk temelleri 1936 yılında Nuri Demirağ tarafından atıldı.
Pilot Vecihi Hürkuş ise 1930’da Kadıköy’de bir keresteci dükkanını kiralayarak ilk Türk sivil uçağını yapmasıyla Türkiye’nin havacılık serüvenini başlatan kahramandır. Bu iki mümtaz şahsiyeti hatırlattıktan sonra kısaca havacılığımızdan bahsedelim.
Türkiye’de ülke içinde yolcu taşıması önce, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak 1933 yılında kurulan Devlet Hava Yolları tarafından başlatıldı. Devlet Hava Yolları sonra 1935’te Bayındırlık Bakanlığı’na bağlandı ve 1956’da anonim şirket olarak Türk Hava Yolları kuruldu...
Bugün Türk Hava Yolları (THY); yurt içinde her yere, dünyada da bütün ülkelere sefer yapan ve diğer yabancı hava yollarıyla başa güreşen, son model, konforlu uçaklarında dünyaya parmak ısırtan servisiyle, son derece tecrübeli kaptan pilotlarıyla, güleryüzlü kabin memurlarıyla iftihar ettiğimiz bir milli kuruluşumuz haline geldi.
Önce İngiliz De Havilland uçakları,sonra Alman Junkerslar, İkinci Dünya Savaşı yıllarında da Amerikan Dakota ve C-47’leri kullanıldı... C-47’ler hem askeri hem de sivil havacılığımızın unutulmazlarıydı.
İlk uluslararası sefer 12.02.1947 tarihinde Atina’ya yapıldı. Devlet Hava Yolları pilotları Orhan Ayata ve Adil Gözender yönetimindeki, TC-ABA tescil kodlu DC-3 uçağı o gün sabah saat 10:00’da Ankara’dan havalanıp, İstanbul’da aktarma yaptıktan sonra Atina’ya hareket etti. Yolculuk toplam 2 saat 40 dakika sürdü. DHY Genel Müdürü Osman Nuri Baykal da uçakta bulunmaktaydı.
İlk hava yolculuğumu, C-47 uçağında Vatan gazetesinin muhabiri olarak 1947 yılında muhalefet lideri Celal Bayar’la Erzurum’a giderek yaptım. Sonra bilmem kaç kere dış ülkelere, deniz aşırı ülkelere önce pervaneli sonra da jet motorlu uçaklarla uçtum... İleride bir gün uzaya da yolcu seferleri başlarsa, Türk havacıları ve havacılığın bunda da büyük başarı sağlayacağına inanıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları