RUSYA ile gerginlik yaşarken bu defa Almanya ile ipleri gerdik.

    İkisi de yanlış...

    Dost ya da müttefik diyelim, ilişkili olduğumuz ülkelerle ters düşmeye devam ediyoruz..

    Dale Carnegie'nin "Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı" adlı kitabını birkaç kez okumamız lâzım. Okuyalım ki başkalarıyla nasıl geçineceğimizi öğrenelim...

    Dost ve dostluk üzerine yazılmış bu kitap 1936 yılından beri insanlara,

siyasetçilere ve devlet adamlarına dostluk konusunda yön veriyor. Tabii okuyup değerlendirenlere...

    ..........................

    Düşürülen Rus uçağının pilotunu öldürmekle suçlanan Alparslan Çelik hakkında yargı takipsizlik kararı vermişti. Bu defa aynı yargı, takipsizlik kararını kaldırarak yargılamanın devamını kararlaştırdı...

    İlginç bir gelişme...

    Adli yönü hakkında söyleyeceğimiz bir şey yok; o, hukukçuların işi...

    Yalnız şunu söylemek isteriz; yargıda yer bulan farklı tavır, iktidarın yön değiştirdiğini ve Rusya ile yeniden yakın ilişki ve dostluk kurmaya çalıştığını gösteriyor...

     .........................

     Biliyorsunuz, İncirlik'te konuşlanmış Alman uçaklarında görevli personelin ziyaret edilmesine izin vermedik...

     Bu yöndeki Alman isteğine "Olmaz" dedik...

     Alman Parlamentosu'ndan çıkan "Soykırımı" karar tasarısının intikamını sözde almış olduk...

     Şayet bu yöndeki düşüncemiz ve tavrımız bu karar tasarısına tepkimizden doğduysa biliniz ki çok ucuz işler yapmayı sürdürüyoruz...

     Soykırımı karar tasarısına karşı bu tavrı koymak, bana sorarsanız akıllı bir diplomatik girişim olmadı. Alman pilotlarının ziyaret edilmesine izin vermemek yanlış ve ucuz bir gösteri değil mi...

     ..........................

     Almanya bizim için farklı bir ülkedir...

     Orada üç milyondan fazla soydaşımızın yaşadığını ve kiminin, doyduğu yeri yani Almanya'yı ikinci vatanı saydığını unuttuk...

     Karşımıza almaya kalkıştık...

     Bu, ileride pahalı ödenecek bir diplomatik hatanın daniskasıdır...

     ............................

     Dale Carnegie'nin bahse konu kitabını bir değil, birkaç kez okumaya ihtiyacımız var. Özellikle de iktidar mensuplarıyla diplomasimizi yönlendirenlerin dikkatli okuması gerektiğini düşünüyorum...

     Evet, dost kazanmak bir sanattır...

     Kaybetmek ise ahmaklık!    

 

*

 

AB'den gelen çatırtı sesleri

     İNGİLTERE'den sonra İskoçya da referanduma gidiyor...

     AB'yi yeniden sorgulayan Avrupa ülkelerinde referandum yapma eğilimi dikkate değer boyutta...

     İnsanlar "Çıkalım mı, kalalım mı" sorusuna cevap arıyor...

     Cevap referandumla bulunur mu?

     Bulunmadığı ortada; İngiltere'de "Çıkalım" diyenlerin pişmanlık içinde oldukları görülüyor...

     Nitekim daha şimdiden 2 milyona yakın İngiliz, yeni bir referandum yapılarak kararın iptal edilmesinin peşine düşmüş durumda...

     İmza veren verene...

     Yeni bir referandum olursa Başbakan Cameron ve AB komiseri Jonathan Hill geri dönerler mi sorusunun cevabı ise hayır olur....

     "Bırakıyorum" deyip koltuğu bırakmamak bizdeki siyasal tiplere

özgü bir tavırdır, İngiltere'de rastlayamazsınız...

     .........................

     Slovakya, Slovenya, Letonya ve Litvanya gibi eski Demirperde ülkelerini de yakından gözlemlemek lâzım. Onların da AB karşıtı kararlar alması ihtimali var...

      AB'nin yakın zamanda dağılacağı görüşünde değilim...

Ama birliğin emperyal güç olmaktan çıkarılmasının ve ayakta durabilmesi için de takviyeler yapılmasının şart olduğunu düşünüyorum...

      Önce şu çatırtı sesleri kesilmeli...

      Bize gelince, beklemeli ve gelişmeleri görmeliyiz. Çatırdayan bir çatının altında ne işimiz olabilir!

 

*

 

Bodrum'dan farkı yok

       SICAK bastırdı... Meteorologlar Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu'da ısının mevsim normallerinin çok üstüne çıkacağını söylüyor...

       Dün Ege'de sıcaklık 40 dereceydi...

       Durum kötü, bazı çukur alanlarda solumak bile ne kadar zordur kim bilir...

       Nitekim küçük bir ilçemizde gün içinde sıcaklıktan etkilenen 6 yurttaş peş peşe vefat etmiş. Doktorlar, kalp, damar, tansiyon, şeker hastalarının sıcağa karşı önlem almalarını öneriyor...

       Saat 11 ile 17 arasında sokağa çıkılmamalı. Öngörülen diğer şartlar da dikkatli beslenmek, ağır ve yağlı yememek, alkol almamak, bol su içmek, arada duş yapmak ve ince giyinmek olarak sıralanıyor...

           .........................

       Uzakta da olsanız serinletici bir haber vermek istiyorum...

       Eskişehir Belediyesi Kent Park'ta boyu 350 metre olan alanı yapay plaj haline getirmiş. Ha Bodrum'daki plajlar, ha Eskişehir'deki plaj...

       Pırıl pırıl bir su, Akdeniz tipi hasır şemsiyeler, şezlonglar, soyunma kabinleri, duşlar, büfeler, incecik kumdan bir sahil...    

       Hatta cankurtaran kulesi ve cankurtaranlar, sağlık kabini, hemşire, doktor bile var...

       Her şey düşünülmüş ve plaj halkın kullanımına açılmış...

       Belediye dediğin böyle olur, İstanbul'dakiler gibi olmaz.

       İstanbul'dakiler yeşil alanları bile rant uğruna imara açıyor, ağaçları katlediyor, kentin beton yığınına çevrilmesine kayıtsız kalıyor...

       Yakında İstanbul'da da solunacak hava girilecek deniz bulamayıp rahatsızlanan yurttaşlar olabilir, aman dikkat!

    

*

 

ONDAN BUNDAN

       ESKİŞEHİRSPOR Süper Lig'den düştü. Bu yıl PTT Birinci Lig'de mücadele verecek. Yeni bir hamle yaptılar, eski Beşiktaşlı oyuncu Alpay Özalan'ı göreve getirdiler, Alpay Teknik Direktör oldu. Sportif  Direktörlüğe ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeğeni İzzet Erdoğan'ı atadılar. Anlamlı bir atama... Erdoğan eski bir topçu. Bakalım yeni takımına ne tür katkısı olacak... 

       *

       UTANÇ verici işler yapılıyor. Sadece utanç değil acı veren işler. Emekli işçilere promosyon konusunu çözmeye ne bankalar yanaşıyor, ne hükûmet bastırıyor. Emeklinin maaşı üzerinden para kazanan bankalar konuyu ciddiye almıyor ve vurdumduymaz havasını sürdürüyor. Nerede hak, hukuk, adalet... Nerede gariban emeklinin haklarını savunacak yetkililer... Bu hak ihlâline kimse dur demeyecek mi...

 

*

 

BİR SÖZ

       DOSTLUK kurmak için bir tebessüm yeter...