Ulaştırma Bakanlığı’na önerimdir

2007 yılında değiştirilen  “turizm taşımacılığı yönetmeliği”  gereği zorunlu hale getirilen  “D2 Yolcu Taşıma Yetki Belgesi”  ile ilgili olumsuzlukları bundan önceki yazılarımda dile getirmiş ve alternatif uygulamaların nasıl olması gerektiği konusunda bazı önerilerde bulunmuştum.
Fakat 2010 sezonunda yaptığım gözlemler sonucunda bu işin öyle  “D2 Yetki Belgesi”  ile falan çözülemediğini, önüne gelen herkesin bir şekilde D2 Yetki Belgesini ve TÜRSAB plakasını birilerinden sezonluk olarak “para ile kiraladığını” ve  “seyyar taşıma firması” gibi çalıştıklarını gördüm.
Liberal ekonominin sadece adının hüküm sürdüğü ülkemizde, bu ekonomik modelin hiçbir denetim mekanizması hayata geçirilmedi.
“Seyahat Acentesi Belgesi” ni veren Kültür ve Turizm Bakanlığı son yıllarda vitrin bakanlığı konumuna düşürülürken, başta Ulaştırma Bakanlığı olmak üzere, Maliye, İçişleri ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları aldıkları karar ve uygulamalarla, ülke turizminde kontrolsüzlüğün ve haksız rekabetin oluşmasına sebep oldular.
“Avrupa Birliği Uyum Yasaları”  kılıfı ile çıkarılan ve taşıma araçlarına sahip şahıs ve tüzel kişiliklere “yetki belgesi” alma zorunluluğu getiren uygulamalarda daha gerçekçi davranılması gerekiyor.
Mevcut uygulamalar gösterdi ki; “Öz mal 76 ve üzeri koltuk kapasitesine sahip”  olanlara verilen D2 Yetki Belgesiyle Ulaştırma Bakanlığı maddi anlamda zarara uğratılmaktadır. Bakanlığın beş yıl için aldığı 19 bin T.L’lik yetki belgesi ücretine karşılık, bu belgeyi alan şahıs veya tüzel kişilikler beş yılda Bakanlığa verdikleri paranın en az on katı daha fazlasını  “Yetki Belgesi’ni pazarlayarak”  kazanıyorlar.
Vatandaş olarak benim görevim gördüğüm bu uygulama hatalarını devletin yetkili kurumlarına bildirmek. Eğer bu bilgilendirme sonrasında hâlâ uygulamada değişiklikler olmuyorsa, o zaman yetkililer hakkında  “devleti zarara uğratmak suçu işledikleri”  için dava açılmalıdır. Bu devlet hepimizindir ve üzerimize düşen görev de  “haksız kazanç elde etmenin önüne geçmek”  olmalıdır.
2011’de uygulamasından vazgeçilmesi gereken en önemli konu, kesinlikle  “D2 Yetki Belgesi Uygulamasının”  kaldırılması olacaktır. Bu belgeyi almak için gereken “76 koltuk kapasitesi uygulaması”  kesinlikle rekabet kurallarına aykırı bir eylem olup, haksız rekabet ortamı yaratmakta, bunun da ötesinde  “tekelleşmeyi teşvik etmektedir” .
Standartları aranan koşullara uyduğu sürece her taşıma aracı sahibi ister şahıs olsun ister tüzel kişilik, “araçlarının türü ve kapasitesine göre bir bedel ödeyerek “turist taşıma yetki belgesi” alabilmelidirler. 76 koltuk kapasitesine sahip olmayan ama ülke turizm ve ekonomisine büyük katkılar sağlayan seyahat acentelerinin faaliyetleri bu yanlış “76 koltuk kapasitesi zorunluluğu “ nedeni ile engellenmekte, belki de hiç çalışmak istemedikleri, taşımacılık hizmetinde sürekli sorun yaşadıkları “taşıma firmalarına mecbur bırakılmaktadırlar.”
Ulaştırma Bakanlığımız 2011 için halen uygulamadaki yasayı yeniden gözden geçirip, seyahat acentelerinin başına büyük dertler açan bu “76 koltuk kapasitesi zorunluluğu uygulamasından” vazgeçmelidir.
Buradaki çözüm önerim; taşıma kapasiteleri 9 ila 46 kişi arasında değişen araçların tür ve kapasitelerine göre sınıflandırılarak, “aynı yetki belgesi verilerek ama kapasiteleri oranında farklı belge bedeli alınarak “ bu kaosun ortadan kalkması sağlanacaktır. O zaman sadece havaalanlarından transfer yapan araçlar değil, turlara çıkacak olan araçların da aynı belge ile çalışmaları zorunluluğu getirilmiş olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları