Ulaştırma Bakanlığı’nın niyeti ve gerçekteki uygulamalar

Daha önceki haftalarda da üzerinde durduğum “D2 Yetki Belgesi” konusunu ve günlük yaşamdaki uygulama farklılıklarını bu hafta biraz daha irdelemek istiyorum. Bunu yapmama gerekçe de pilot bölge seçilen “Kuşadası Bölgesi”nden gelen feryatlar.
Ege Bölgesi’ne kalıcı turistler, başta Dalaman Havalimanı olmak üzere Bodrum ve İzmir Havaalanlarından giriş yapıyorlar. Bunların arasında en yoğun olanı ise Dalaman Havaalanı, Ulaştırma Bakanlığı’nın “turizm taşımacılığı kalitesini yükseltmek” amacı ile uygulamaya koyduğu turizm taşımacılığında çalışacak olan taşıma araçlarında bulundurulması zorunlu olan “D2 Yetki Belgesi” uygulaması. Çok iyi niyetli olarak yapılan bir değişiklik olmasına rağmen, daha turizm sezonu tam hareketlenmeden uygulamadaki yasal boşlukların çok iyi şekilde kullanıldığı gelen okuyucu mektupları arasında.
Sayın Ulaştırma Bakanlığı Yetkilileri, aşağıda okuyuculardan bilgisi gelen konuları dikkatlerinize sunuyorum.
1. Uygulamalarda o kadar keyfilik var ki; Ulaştırma Bakanlığı’nın zorunlu kıldığı D2 Yetki Belgesi sanki yalnızca “havaalanlarından yolcu alınır iken aranan bir belge niteliğinde”.
Herkesin kafası karışmış durumda, daha önceden uygulamaya konulan ve İl sınırından 100 km öteye kadar TÜRSAB plakası ile yapılabilen taşımacılığın hâlâ değişmemiş olması, diğer bir sorunu teşkil ediyor.
2. Aracını D2 Yetki Belgesi hakkını almış firmalara kiralık gösteren araç sahipleri, aslında firma kontrolünde çalışmaları gerekir iken, piyasada kendi başlarına çalışıp taşımacılık fiyatlarını alt üst ediyorlar.
3. D2 Yetki Belgesi üzerinden sağlanan rant öyle tatlı ki, bazı taşıma firmaları 1990 model, fiyatları bin TL civarındaki minibüsleri satın alıp koltuk sayılarını artırmanın yolunu arıyorlar.
4. Ulaştırma Bakanlığı D2 Yetki Belgesi konusunda bu kadar hassas davranır iken, her yıl Valilikler bünyesinde toplanan “İl Trafik Komis-yonu” toplantılarında, belli bir hatta çalışan minibüs dolmuş kooperatiflerine “özel güzergah izini” verilmesi, kayıplarımızı daha da artırmakta.
Şöyle ki; Taşımacılık konusunda tek söz sahibi olması gereken “Ulaştırma Bakanlığı” iken, Valiliklerin “özel güzergah izni” vermesi, uygulamada adaletsizliklerin artmasına neden olmakta.
5. Turizm Taşımacılığına kalite getirme gayretinde olan Ulaştırma Bakanlığı’nın, kesinlikle Valiliklerin “özel güzergâh izni verme yetkisini”  kaldırması gerekmektedir.
6. Yaz aylarında özellikle turizm bölgelerindeki minibüs dolmuş kooperatiflerinin “özel güzergâh talebi” kesinlikle turizm sektörüne vurulan bir darbedir.
 Eğer bu talepler sadece yaz aylarında yapılıyor              ise ve kış aylarında uygulanmıyor ise, burada Valilikler onayı ile turizm taşımacılığı ve turizm gelirleri baltalanıyor demektir.
7. Eğer “özel güzergâh izni taleplerinin” turizme yönelik olmadığı iddia ediliyor ise o zaman  “özel izin verilen güzergâhlara” kış aylarında da gitme zorunluluğu getirilsin.
8. Havaalanları girişlerinde araçların yalnızca D2 Yetki Belgesi’ne bakılıyor, oysa ki bir sürü araç 9 koltuk şartına uygun olmadan, ruhsatlarında 9 koltuk olmasına rağmen 6-7 koltukla çalışıyorlar.
Dolayısı ile havaalanı girişlerinde kesinlikle ruhsatta yazan koltuk sayısı ile araçta mevcut koltuk sayılarının kontrol edilmesi gerekli.

Yazarın Diğer Yazıları