Ülke yanıyor

Bu yanan ülke benim cennet vatanım Türkiye’dir. Elbette ülkenin yanması, içinde yaşayanları da yakıyor. Bir zamanlar bugün yaktıkları ülkeyi refaha kavuşturmak için yola çıktıklarını söyleyenler ve onların bu sözlerine şahadetlik ederek halkı inandırmaya çalışanlar, bugün ellerine hortumları almışlar yangına su yerine benzin sıkıyorlar. Bunları yaparlarken de hangimiz daha çok yakacağız diye iddialara tutuşuyorlar. 
Meğer bunlar buralara gelirken ellerinde çıngılarla gelmişler. Gelir gelmez de yangını başlatmışlar. Ancak yangının üstünü külle örttükleri için bizler görememişiz. Son gelişmeler sonucu oluşan rüzgârların külleri savurmasıyla kor ortaya çıktı.  
Tabii ki, ülke yangın yerine dönüp her şey yanarken eğitimin bu yangından kurtulması mümkün değildi. Nedeni ise en çok çırayı ve kor ateşini orada kullanmışlardı. Amaç, eğitimin insanda istendik değişikler geliştiren yer olması münasebetiyle buradan yetiştireceklerine yangının en iyi nasıl çıkarılacağını öğretmeleri gerekiyordu.
Bunun için de gerekli imkânı ele geçirir geçirmez, işe öncelikle Milli Eğitim’den başladılar. İdeolojilerini gerçekleştirmek adına önce buraları yakarak yok edip, boşalan yerlere yangıncıları yerleştirerek geleceğimizin kaderini belirlemeyi düşündüler. Bunu yaparken de bugün  “paralel devlet”  dedikleriyle birlikte planlayarak halkı da dindar nesil yetiştireceğiz diye kandırdılar.
Nasıl olsa halk kandırılmışken, işe daha sıkı soyunarak önce kadrolar boşaltılıp yerlerine yangıncılar yerleştirildi. Daha sonraları onlara bazı mevzuat ve yasaları yakma yetkisi vererek güçlendirdiler. Görevden alınan bürokratları ise seslerini çıkarmasınlar diye evlerinde oturtup, maaşlarını ödediler. İşe ise öncelikle ihale yolsuzluklarıyla başladılar. Sayıştay’ın yolsuzlukları açığa çıkarmasına rağmen olayların üstünü örttüler.
Bu yangını yeterli bulmayanlar daha yaygınlaştırarak, okul müdürlüklerine yapılacak atamalardaki sınavı kaldırarak, yaptıkları mülakatlarla yandaşlarını yerleştirdiler. Baktılar ki eğitimde köşeler körükçüler tarafından tutulmuş, istediklerimizi yapabiliriz dediler. Ancak yapacakları için daha da emin olmak adına bir de gizli araştırmalarla şifreleme yoluna gittiler.
İşlemler tamamlanmış icraatın başlatılmasına engel yok diyerek, çıralar ateşlenip körükler çalıştırılmaya başlatılmış. Her tarafı yanmaya başlamıştı ki, rüzgârın ters yönden esmesiyle birlikte ateş kendilerini de yakmaya başladı. Kendilerinin de yandığını görünce, yandaşlar yangını sen başlattın ben başlattım kavgasına tutuştular.
Bunun üzerine kimin, neyi ve nasıl yakmaya çalıştığını ortaya dökmesi üzerine, fatura körükçülere kesilerek, körükleri ellerinden alınıp yangının yönü değiştirilmeye çalışıldı. Yangını kimin başlattığı ile ilgili olarak suçluların ortaya çıkmaması için Başbakan’ın gözdesinin kardeşi mevzuata aykırı olarak soruşturmanın başına getirildi. Ancak bunun yönetmeliğe aykırı olduğunu dile getiren, yedisi başkan yardımcısı olmak üzere on beşi de müfettiş, yirmi iki kişi görevinden istifa etmiştir.
Dün benim insanım diyerek ellerine körük tutuşturduğu insanların ellerinden körükleri alınarak başkalarına verilmiştir. Asıl görevi insan yetiştirmek olan bakanlıkta ancak iki tane öğretmen kökenli bürokrat bırakarak, eğitimi adeta bilmeyenlerin eline bırakmak suretiyle yanmakta olan alevlerin ortasına atmışlardır.
Sonuçlara bakıldığında ise yapılan yolsuzluklarla sadece paralar değil, mazlumların hakkı da yenmiştir. Bunun ise en canlı örnekleri 2010 yılında yapılan sınav yolsuzluğunun üstünün kapatılması, 2013 yılında yapılan SBS sınavında Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarının karıştırılması sonucu 1 milyon 112 bin 604 öğrencinin puanlarının yanlış hesaplanarak yerleştirmelerde insanların geleceği yakılmıştır.
718 öğrencinin itirazı sonucu puanlarının düzeltilmesi ve bir vekilin yargıya gitmesiyle Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurması olmuştur. Tabii ki, yerleşen çocukların müktesep hakları korunacaktır. Ancak yapılacak yeni hesaplamalar sonucu istedikleri okula yerleşemeyenlerin durumu ne olacak? Bir diğer konu ise mülakatla okul müdürü atamalarını Sivas İdare Mahkemesi iptal ettiğine göre mülakat sonu atanamayanları ne yapacaklarıdır? Yani yangın devam etmektedir.
Bakan ise çağrısında “korkuya gerek yok her şey kontrolümüzde”  diyor. Diğer taraftan da görevden alınmaların devam edeceğini söylüyor. Bakan Bey yangını söndürmeye mi çalışıyor yoksa körükçülere yangına benzin atın diye çağrıda mı bulunuyor. Konu pek de anlaşılamamıştır. Her halükarda ülke yanmaya devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları