Umarım yabancılar artık denetlenir

Aşağıdaki haberi okuyunca birden ülkemizde iyi şeyler de oluyor ve özellikle yıllardır gündemde tutmaya çalıştığım “yabancı kaçak çalışanlarla” ilgili büyük bir değişikliğin ve denetimin geleceği umuduna kapıldım.
Haberde “5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’da, Türkiye’de yabancı kaçak işçiliği önlemek amacıyla 1 Şubat 2012’den geçerli olmak üzere değişiklik yapılacağından” bahsediliyor.
Ülkemize gelen yabancılara ülke gruplarına göre değişen sürede 90 güne kadar vize muafiyeti uygulanıyor. Aralarında Almanya, Fransa, Danimarka, Japonya, İsveç gibi ülkelerin de bulunduğu 90 güne kadar vize muafiyeti uygulanan ülkelerden Türkiye’ye gelenler şu andaki uygulamada ülkemizde 90 gün kalıp, bir gün yurtdışına çıkıyor sonra ertesi gün geldiğinde 90 gün daha kalabiliyor. Böylece 90 günü almak için bir gün yurtdışında kalması yetiyor. Ancak 1 Şubat 2012u8242?den itibaren şartlar tamamen değiştiriliyor. 90 gün Türkiye’de kaldıktan sonra yurtdışına çıktıklarında ülkelerinde en az 90 gün kalmadan Türkiye’ye bir daha giriş yapamayacak.
Yukarıdaki değişiklikle ilgili olumlu olumsuz birçok yorum yapılmakla birlikte, ben burada asıl “tur operatörü temsilcisi” sıfatı ile kaçak çalışanların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Şöyle ki; mevcut uygulamada yabancı tur operatörü ile arasında “hizmet anlaşması” bulunan Türk firması, bu anlaşmayı dayanak göstererek bulunduğu il’deki Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine, anlaşmanın tercümesini, yabancı çalışanın pasaportunu, yabancı çalışanın “tur operatörü temsilcisi” olduğuna dair yazıyı, maaş, konaklama ve sosyal güvenlik giderlerinin yabancı tur operatörü tarafından ödeneceğine dair belgeyi vs. teslim ettikten sonra, bu yabancı çalışanlara 6 aylık “ikametgâh tezkeresi”
veriliyor.
Yetkililerin asıl dikkat etmeleri gereken ve ülkemizde Türk vatandaşlarının haklarının gasp edilmesine neden olan asıl sorunlu uygulama, bu “tur operatörü temsilciliği” yalanı ile “yabancıların kaçak olarak istihdam edilmelerinin önünün açılmasıdır”. Otel rehberliği, havaalanı transferleri, havaalanı yer hizmetleri, tur satışı ve şehir turları gibi işlerde çalıştırılan bu yabancılar, “ikametgâh tezkeresi” alırken yapılan beyanların hiçbirine uygun bir hareket sergilememektedirler. Eğer bir yabancı “tur operatörü” ise havaalanında, transfer aracında, havaalanı yer hizmetlerinde, otel rehberliğinde, tur satışı ve şehir turu gibi faaliyetlerde ne işi vardır. Eğer bunlar “tur operatörüyseler” sadece yapılan işlerin gözleminden sorumlu olmaları gerekir. Ticari faaliyette bulundukları anda “tur operatörlüğü” anlamını
yitirmektedir.
Ayrıca “tur operatörü” olarak görevlendirilecek kişi sayısı her bölge için bir veya iki kişiyi geçmez. Mesela Marmaris gibi bir bölgede bir yabancı tur operatörü temsilci olarak 50 kişi bildiriyorsa işte asıl yalan ve kanunun arkasından orada dolanma var demektir. O zaman yapılması gereken, yabancı tur operatörünün yerli iş ortağı firma hakkında yasal işlemleri başlatmaktan geçer. Çünkü Emniyet Yetkilileri yerli firmanın beyanlarını “doğru kabul ederek” hareket etmektedir. Oysaki demin de bahsettiğim gibi bir yabancı tur operatörünün bir iki temsilcisi olur; eğer bu sayı her bölgede onlarca sayı ile ifade ediliyorsa orada bir kanunsuzluk olduğundan emin olabilirsiniz.
Bunun en kolay denetimi de havaalanlarında yapılabilir. Otobüslerin üzerindeki her yabancı “kaçak çalışıyor” demektir. Başka bir yere gitmeye gerek yok.

Yazarın Diğer Yazıları