Ümit Özdağ: "Pişman değilim, yine olsun yine yaparım!"

Ümit Özdağ: "Pişman değilim, yine olsun yine yaparım!"
MHP Genel Başkan Adayı Özdağ, Halk TV'de katıldığı programda ihraç sürecini ve Türkiye'nin dış politikasını değerlendirdi. Başkanlık sistemine karşı çıktığı için ihraç edildiğini savunan Özdağ, "pişman değilim, yine olsun, yine yaparım" dedi.

MHP Genel Başkan Adayı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Halk TV'de katıldığı televizyon programında ihracına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İhracıyla ilgili yaptığı itiraz başvurusu MHP Merkez Disiplin Kurulu tarafından ret edilen Özdağ, "Ben neden ihraç edildiğimi biliyorum. Başkanlığa hayır dedim, bölünmeye hayır dedim. Ne şartlarda olursa olsun ben de, diğer karşı çıkan vekil arkadaşlarım da Başkanlığa ve bölünmeye hayır demeye devam edeceğiz. Onun için ben bu noktaya gelmesinden üzüntü duyuyorum fakat pişman değilim, yine yaparım" ifadelerini kullandı.

İşte Özdağ'ın açıklamaları:

"GENEL MERKEZ ANAYASAL SUÇ İŞLİYOR"

Bundan sonra 30 günlük süre var. Sonra yargıya taşınacak. İlk önce tedbiri kaldırmak isteyeceğim. Tedbir kalkarsa o zaman dava bitene kadar MHP milletvekili olarak parlamanto çalışmalarına katılacağım. Ama MHP milletvekiliyken son dönemde ne yazık ki anayasal hakkın çiğneniyordu. Ve şu an diğer 4 arkadaşımızın hakkı ihlal ediliyor. Soru önergesi verdirilmiyor grup tarafından. Kanun teklifi verdirilmiyor. Çünkü gruba vermeniz lazım bunları. Grup da almıyor. Bakın anayasal suçtur bu. Genel Merkez anayasal suç işliyor.

"BAŞKANLIĞA KARŞI OLDUĞUM İÇİN İHRAÇ EDİLDİM"

Buna rağmen bu hakkımı kullanacağım. Olmadı mahkeme sonuna kadar bağımsız milletvekili olarak kalacağım. Mahkeme nihai kararını verdikten sonra partiye döneceğim veya dönmeyeceğim. Ben neden ihraç edildiğimi biliyorum. Başkanlığa hayır dedim, bölünmeye hayır dedim. Ne şartlarda olursa olsun ben de, diğer karşı çıkan vekil arkadaşlarım da Başkanlığa ve bölünmeye hayır demeye devam edeceğiz. Onun için ben bu noktaya gelmesinden üzüntü duyuyorum fakat pişman değilim, yine yaparım.

"SURİYE'DE MEZHEPÇİ POLİTİKA İZLENDİ"

Türkiye, Öcalan’ın yakalanmasından sonra doğru bir politika izledi ve Suriye’yi dost olmaya zorladı. Bazen dostluklar zorlamayla kazanılır çünkü. Bunu 57. Hükümet döneminde başlandı,  AKP döneminde de devam etti. 2011 yılına kadar bu politika çok doğru bir politikaydı. Suriye pazarı Türkiye’ye eklemlenirken, Türkiye, Suriye’deki ekonomik dinamikleri harekete geçirerek içerden bir demokratikleşme sürecini hem de Ortadoğu Arap toplumunda zamana yayarak tetikleme imkanına sahip oldu. Fakat 2011’den itibaren Davutoğlu ve Erdoğan ikilisinin ‘Ortadoğu’da Müslüman kardeşler” iktidarını oluşturarak AKP’ye müttfekiler bulacağız şeklinde saplantısı belirginleşti. Ve bu gerek Mısır’da, gerek Suriye’de Türkiye’nin dış politikasını mezhepçi bir eksene attı.

"HÜKÜMET EL NUSRA VE IŞİD'İ DESTEKLEDİ"

Siz Dışişleri Bakanlığı olarak Arapça bilen diplomatlara sahip değilsiniz. Ve Suriye’deki Türkmenlerle ilgili nüfus verilerini CIA Feedbock’tan alıp koyuyorsunuz. Ve sonra bu ülkede böyle bir geleneğimiz olmadığı halde büyük bir iktidar devşirecek operasyon yapmaya çalışıyorsunuz. Size gülerler. Ve nitekim de güldüler. Müslüman kardeşlerle bu işin olmayacağı ortaya çıktı. Bunun üzerine cihadçı Selefileri destekleyelim ve her türden IŞİD, El Nusra hükümet tarafından desteklendi. Bunu söyleyince çok kızıyorlar.  

 

İlgili Haberler