Üniversitelerde yeni cinayetler mi bekliyorsunuz?

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde dört akademisyenin öldürülmesi, FETÖ'cü yapılanmanın üniversitelerde ne şekilde devam ettirildiğini ve nelere yol açabileceğini göstermiş oldu. Bu olaydan sonra istifa eden rektörün geldiği Tokat'taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde de benzer olaylar yaşanıyor. Orada da öğretim üyeleri tehdit ediliyor, "idari değil, adli soruşturma gerektiren" olaylar, savcılığa ve YÖK'e bildirilmesine, şüphelilerin bir kısmı bu olaylardan bağımsız olarak FETÖ'den tutuklanmasına rağmen, düzen aynen devam ediyor! Bu yapıyla mücadele edenler, uydurma iddialarla cezalandırılıyor.

***

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydan Yenişehirli ve eşi Doç. Dr. Gülgün Yenişehirli, 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl önce üniversitedeki paralel yapılanmayı YÖK'e şikâyet ettiği için başlarına gelenlerden bunalmış durumda.

Bölümün kurucuları arasında olan iki akademisyen her iki anabilim dalında da hiç profesör bulunmamasına rağmen; 2015'te hak ettikleri profesör kadroları açılmaz. O sırada dekanlık ve rektörlük görevlerinin her ikisini de yürüten Prof. Dr. Mustafa Şahin kadro talep eden Aydan Yenişehirli'ye "Mevcut kadrolarınızla kalıp çalışabilirsiniz, kurumdan ayrılmak isterseniz de takdir sizin" beyanında bulunur. Aydan Yenişehirli, dilekçeler ile "paralel yapı mensuplarının kadrolarının hızla açıldığı" ve "rektörün paralel yapı mensubu akademisyenler lehine ayrımcılık yaptığı" iddiasıyla YÖK'e başvurur. YÖK ise rektörün paralel yapıyı desteklediğine ilişkin ihbarları, şikâyetçinin kimliğini gizlemeden, rektöre gönderir! Bunun ardından mobbing başlar. Aydan Yenişehirli, bir ceza ve 5 disiplin soruşturmasına maruz bırakılır. Hakkındaki idari işlemlerin iptali için 11 idari yargı davası açar ve 13 defa suç duyurusunda bulunur. Davaların çoğu aynı mahkemede reddedilir. Üstelik dilekçeleri FETÖ'cü kadrolar tarafından diğer akademisyenlere satır satır anlatılır. 3 Ağustos 2015 tarihinde odasının kapısına tehdit ve küfür mektubu bırakılır. Üniversite yönetimi, olayları yargıya bildirmeden kapatır.

***

Yenişehirli'nin YÖK Hukuk Müşaviri'ne, kendisine yapılan eziyeti bildirdiği dilekçe, paralel yapının üniversitedeki imamına okutulur! YÖK'ten cevap bile gelmez. Ancak ihbar edilen üç idarecinin üçü de 15 Temmuz 2006 sonrasında tutuklanıp ağır cezada yargılanır ve ihraç edilir. Olaylarda başrolü oynayan Prof. Dr. Hüseyin Özyurt, FETÖ'nün "kaymakamlar imamı" olduğu iddiasıyla 15 Temmuz sonrasında tutuklanır. Aydan Yenişehirli, 27 Şubat 2018 tarihinde Hüseyin Özyurt'un yargılandığı mahkemede "şikâyetçi/tanık" olarak ifade verir. Tanıklık ettiği gün, hakkında yeni bir disiplin soruşturması daha açılır. Soruşturma basına yansıyınca, hemen ertesi gün kapatılır.

Aydan Yenişehirli'nin eşi de benzer yıldırma taktikleri ile disiplin soruşturmalarına tabi tutulur. Rektör tarafından görevlendirilerek Gülgün Yenişehirli için ceza öneren soruşturmacı Dr. Bora Bostan, 15 Temmuz'dan sonra açığa alınıp istifa eder.

***

Örgüt tüm üniversitelerde aynı taktiği uygulamaktadır: Kurumdan atmak istedikleri akademisyenlere karşı önce FETÖ'cüler şikâyette bulunmakta, ardından FETÖ'cüler yalancı tanıklık yapmakta, yine FETÖ'cü soruşturmacı atanarak ceza yağdırılmaktadır. FETÖ'cüler akademik ve idari olarak yükselirken, ömrünü bilime adamış çok sayıda akademisyen, bu olaylardan anlaşılabileceği gibi soruşturmalarla boğuşmak durumunda kalmakta veya hakları çiğnenmektedir.

***

MHP Tokat İl Başkanı Onur Çalışkan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ndeki yapılanmaya ve rektörün uygulamalarına karşı basına sert demeçler verdi ama sonuç çıkmadı.

YÖK, yargı ve Hükümet, bu işkenceye seyirci kalıyor! Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde gereğini yapmak için yeni cinayetler işlenmesini mi bekliyorlar?

Yazarın Diğer Yazıları