Ünlü ekonomistten korkutan Türkiye yorumu!

Ünlü ekonomistten korkutan Türkiye yorumu!
Dünyanın önde gelen ekonomistlerinden birisi olan Prof. Daron Acemoğlu'ndan ekonomi için dikkat çeken yorum geldi. Acemoğlu, Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri değerlendirirken kolay bir çözüm yolunun olmadığını söyledi.

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli ekonomistler arasında gösterilen ABD'deki MIT (Massachusetts Instıte of Technology) Profesörü Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisi ve dünyadaki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Aynı zamanda dünyanın en çok alıntılanan ekonomistlerinden de birisi olan Acemoğlu'na göre Türkiye ekonomisi için kolay bir çözüm yolu bulunmuyor. başlangicnoktasi.org isimli internet sitesine konuşan Acemoğlu, Türkiye ekonomisi ile ilgili soruya şu değerlendirmede bulundu:

DÜŞÜK KALİTELİ BÜYÜME

“Kolay bir çözüm yolu yok. Türkiye ekonomisi, son 10 yıldaki kurumsal sallantılardan kaynaklanan yapısal sorunlara sahip. Düşük kaliteli büyüme bunun bir sonucu. Fakat zamanla bu yetersizlikler iflasa karşı savunmasız olan şirketleşmiş kesime yol açmıştır. Ki, bu da bankacılık sektörüne, özellikle de inşaat ve emlak sektörüne karşı büyük tehlikeler yaratır. İlerlemenin en iyi yolu, kurumları geliştirmek, Türkiye'nin yabancı sermayenin kaçışından dolayı zarar görmeyeceğinden emin olmak ve kurumsal sektörü yeniden yapılandırmak ve böylece kurumlar borçlanma sonucunda devrilmeyecek duruma gelmiş olacaklar.”

Bloomberg.com'a bir makale yazan Acemoğlu, burada da demokrasinin geçmişten günümüze gelişimini ele aldı. Demokrasinin ekonomik büyüme için iyi oluğunu anlatan Acemoğlu, şu ifadeleri kullandı:

GÜNEY KORE ÖRNEK

“Askeri diktatörlükler veya monarşi gibi sistemlerden demokrasiye geçenlerde veya otokrasiden demokratik rejimlere geçen ülkelerde, devam eden 20 yılda çok daha yüksek ölçüde ekonomik büyüme gerçekleşir ve kişi başına düşen gelir yüzde 20 oranında artar. Güney Kore örneği bunu gösteriyor. Güney Kore'nin ekonomik mucizesinin sebebi olarak genellikle 1960'lı yıllardaki otoriter liderleri gösteriliyor. Örnek olarak da devlet merkezli endüstriyi yöneten lider General Park Chung-Hee veriliyor. Ancak 1980'li yıllarda ülkenin kişi başına düşen geliri Japonya'nın yalnızca yüzde 30'una eşitken büyüme yavaşlamıştı. Büyük çaplı öğrenci hareketleri, ticari birlikler ve demokrasi yanlılarının gerçekleştirdikleri protestolar sonucunda askeri hükümet Haziran 1987'de devrilmişti ve ülke ekonomisi takip eden 20 yıl boyunca yıllık ortalama yüzde 5'lik büyüme gösterdi. Bugünkü kişi başına düşen gelir Japonya'dan yalnızca yüzde 30 daha az.”

KENDİ TEKELLERİNİ KAYBEDENLER DEMOKRASİDEN MUTSUZ OLUYOR

Demokrasinin kuşatma altında olduğunu söyleyen Prof. Daron Acemoğlu, “Demokrasilerin büyüme için iyi olması demokrasinin işlemesinin kolay olup olmadığıyla ilgili kesin konuşmak anlamına gelmiyor. Aynı zamanda demokratik olmayan ülkelerin sorunsuz şekilde demokrasiye geçeceklerini iddia etmek de doğru değil. Demokrasi çalışmayı gerektirir ve sıkça karşıdan esen rüzgarlarla yüzleşirsiniz. Ve bunun tek nedeni de demokrasi düşüncesinin günümüzde Çin ve Rusya gibi güçlü uluslararası aktörleri tehdit edebiliyor olması değil. En büyük sıkıntılar dışsal değil, içsel. Demokrasi kazananların yanı sıra kaybedenler de yaratıyor. En sonunda bazıları daha fazla vergi ödemek durumunda kalıyor ve kendi tekellerinin kaybolmakta olduğunu görenler bu durumdan mutsuz oluyorlar” dedi.