Unutulmuş birer birer…

Sirkeci'de, Ankara Caddesi'ni tırmanırken Büyük Postane binasının çaprazında bulunan, aslan ve gül motifleriyle bezeli ihtişamlı bir tarih, Vlora Han… Çoğumuzun şimdilerde bakımsızlıktan fark edemediği ama fark ettiği anda da bir binadaki asalete şaşırmadan geçemediği büyülü bir güzellik bu han. Bu kusursuz binanın mimarisi Art Nouveau tarzında yapılmış. Vlora Han'ın pencere ve korkuluklarındaki çiçek süslemelerine bakmaktan kendinizi alamazsınız. Hatta bir rivayete göre bu güller bir aşk masalından esinlenerek yapılmış. Ben de size bir aşk hikâyesi anlatmak isterdim fakat benim hikâyem bahtsız bir kent hazinesi… Şimdilerde bakımsızlıktan neredeyse yıkılmak üzere olan han 'özel mülk' olduğu için 'bizim' olmaktan çıkmış ve terk edilmiş. Altı kattan oluşan ve süslemeleri ile ünlü hanın, bugünkü hali ise içler acısı. Kir içinde ve yavaş yavaş çürüyor… Tabi ki herkes görmemezlikten gelmemiş, kısa süre önce sosyal medyada bir kampanya yapılmış ama özel mülk olmasından dolayı bir şey yapılamamış. Neden bu girişimler yarım kaldı? Neden hala geleceğimize, mirasımıza sahip çıkılmıyor?  Ve biz bu yok oluşu an ve an izleyemeye ne kadar daha devam edeceğiz? En önemlisi biz buna nasıl dayanacağız?

Kültürel değerlere yaklaşımımızdaki fotoğrafı bu şekilde çekmek istemezdim ama gerçek bu… Bu güzellikleri görmek için başımızı kaldırmamız yeterli iken neden paramıza pul bile denilmeyen ülkelerde benzerlerini görmeye çalışalım? Bu eşi olmayan yapılar artık hak ettiği değeri bulsun. Vlora'nın pencerelerindeki güller bize yeniden gülümsesin. Onu bu kadere terk eden sorumsuzlara inat, binanın tepesindeki iki muhteşem aslan yine bizi selamlasın tüm görkemleri ile…

***

Mekânların ruhu olduğuna inanırım. Geçtiğimiz hafta okuduğum haber bana en yakın arkadaşlarımdan birini bir daha göremeyecek hissini uyandırdı. 1951'de Muhsin Ertuğrul tarafından kurulan ve birçok sanatçının yetişmesinde önemli rol oynayan Küçük Sahne kapanıyormuş. İddialara göre sinema müzesi haline getirilecekmiş. Tarihi bir sinema salonundan kapsamlı bir müze yapılsa ve Küçük Sahne restore edilerek perdelerini uzun yıllar açmaya devam etse daha iyi olmaz mı? Sadece bir öneri…

***

Haftanın alkışı ise, kendisini alkışlamaktan hiç yorulmayacağım Nuri Bilge Ceylan'a… Dünyaca ünlü senarist ve yönetmene, 24. Saraybosna Film Festivali kapsamında "Saraybosna'nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü" verildi. Festivale onur konuğu olarak katılacak olan Ceylan'ın fotoğraflarından oluşan bir sergi de festival programında yer alıyor. Gururla…

Yazarın Diğer Yazıları