Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

‘Utanç Müzesi’nin ilk objesi: Recep Amca’nın yırtık lâstikleri

“Bana çok söylediler, ihtiyacın varsa bize söyle derler.
Tamam, söylerim derim...
“Ama yine de söylemem...
Ayıp olur, telâşe olur Yaşım genç...
Aylığımı aldığımda ayakkabıyı alırım...
Paran yoksa para verelim derler. 
 Param  var derim ıstırabımdan
Param yok, param olsa ben bu ayakkabılarla gezer miyim milletin içinde!
Elindeki lastiği atıver derler. Atarım ben, siz karışmayın derim.  
Elin kadar ben alamadım mı?
Elin kadar ben giyemedim mi?
Param yok alamadım.  
Dişlerim yok. Eşimin de benim de dişlerim tükendi
Doktora yaptıracağımız dişler tutar mı tutmaz mı diye sorduk.
Yoksulluk nedeniyle gidip taktıramadık. Eğer orada param olsaydı, hemen taktıracaktım... “ 
Ermenek’te sular altında kalan mâdende hayatını kaybeden Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe böyle söylüyor
Yüzme bilmeyen mâdenci annesi vardı ya hani, o kadının kocası...
“ Param yok alamadım...” diyor Recep Amca!
Atma be Recep Amca, din kardeşiyiz
“ Paran yoktu da mâdem, nasıl dikiverdin milyarlık sarayı diye sormazlar mı adama Ankara’nın göbeğine? 
Sen paraya kıyıp ayağına ikinci lastiği almıyorsun; eşinin, kendinin tükenen dişlerini yaptırmaktan imtinâ ediyorsun, azıcık masraf edip, kalkıp yolunun ömrün boyunca düşmeyeceği bir şehre bin odalı saray yaptırıyorsun demezler mi adama Recep Amca?
Hem o uçak de neyin nesi oluyor öyle! Hiç insan dişinden, tırnağından, ayakkabısından artırdığı parayla özel uçak mı yaptırır mı Recep Amca?
Param yok deme Recep Amca! Bal gibi de biliyoruz paran var senin... Lâkin iktisat bilmiyorsun...
Bir avuç daha fazla kömür için, bütün ömrü alınan evlâdının mezarını yaptırmak için tarla satıyorsun bir tarafta, diğer tarafta koca sarayın masrafının altından emeğinle, tarla satmadan kalkabiliyorsun...
Ve o sarayda kim oturtuyorsun biliyor musun Recep Amca?
İşçi öğüten, insan öğüten, ayağındaki kara lâstikle doymayıp evlâdını öğüten bu vahşi düzenin baş mimarı
Müslüman en iyi yerde oturmasın mı, Müslüman en iyi arabalara, en iyi uçaklara binmesin mi, Müslüman en iyilerini giymesin mi, Müslüman en iyisini yemesin mi diyen Müslümanların kurdukları tahtın sahibi...
Onlar da senin cebinden besleniyorlar çünkü, senin evlâdının kanıyla beslenen kralın soytarıları onlar da
Ama sermaye senden Recep Amca! Lâstik de senin, arkasında yetimlerini bırakan evlât da...
Saray da senin, belki bir gün senin üstündeki göklerden geçme ihtimali bulunan uçak da
Şimdilerde büyüklük gösterip kara lâstik yolluyorlar ya sana Recep Amca, hani sen onların hiçbir zaman idrâk edemeyecekleri bir vakarla  “Dünden sonra ayakkabının bir tangırtısı oldu. Onun için bundan sonra gelseler de almam. Ne alacağım. Bir sürü kavgası oldu. Niye böyle olduğunu ben bilmiyorum. Bir lâstik ya, bir lâstik. Bu havalarda ben lâstik giyerim, iskarpin giymem. Bu durumu ta Ankara’ya kadar yolladılar.” diyorsun ya.
Gönder ayağındaki lâstikleri onlara,  “Bir tane daha saray yapın”  de,  “Bir tane daha uçak alın”  de,  “Ben evlâdımın mezarını tarla satıp yaptıracağım, siz evlâtlarınıza da saray yaptırın”  de...
Söyle onlara Recep Amca! 
Sen tenezzül edip iki kelâm etmezsin ya utanmayana, göndermesen de sakla yırtık kara lâstiklerini
Çünkü o lâstikler, bir gün o sarayın yerine yapılacak olan ‘Utanç Müzesi’nin başköşesinde sergilenecek... 

Yazarın Diğer Yazıları