Yapılan büyük bir lobi faaliyeti sonucu 25. Dünya Üniversiteler Arası Kış Olimpiyatları Spor Karşılaşmalarının ülkemizde yapılması kararı alındı. Oyunların yapılacağı doğunun incisi Erzurum ilimizde spor için gerekli alt yapıyı oluşturmak üzere 659 milyon lira harcandı.
Bir il için harcanan bu para miktar olarak çok yüksek gibi gözükse de belki de yetersizdir. Yapılan yatırım sadece Erzurum için olmayıp tüm Türk halkı içindir. Kaldı ki bu güzel belde için ne yapılsa yeridir.
Nitekim 27 Ocakta muhteşem bir açılışla başlayan bu olimpiyatta 58 ülkenin bayrağı ile birlikte 3 bin sporcusu Erzurum’a yani ülkemize gelmiştir. Gerek katılımı, gerekse tesisleriyle bu güne kadar yapılan olimpiyatların en görkemlisi olmuştur.
Açılışındaki ve kapanışındaki görkeminin yanında, oyunların da dünyada canlı canlı izlenimiyle yüzlerce ülkede tanıtımımız yapılmıştır. Ayrıca bu memleketin çocuklarının geleceği adına en modern tesisler kazandırılmıştır. Diğer bir yönüyle de Erzurum ve Türk ekonomisine de katkısı tartışılmaz bir gerçektir. Erzurum’da yapılan bu organizasyondan yüz akıyla çıkmamız, gelecekte daha büyük etkinliklere ev sahipliği yapmamıza vesile olacaktır. Bu yönüyle de gururluyuz ve mutluyuz.
Dünya üniversiteler arası kış sporları oyunlarına katılan 3 bin sporcudan 69’u bayan, 81’i erkek olmak üzere 150’sini bizim sporcularımız oluşturdu. Sonuç mu? Hani bir söz var ya “Ne sen sor ne ben söyleyeyim” 1 madalya ile 24. olduk. O kadar gururlanmıştık ki, bizi yerle yeksân eylediler. Böyle bir organizasyona, böylesine devâsa tesislere ne kadar yakıştığının cevabını varın siz verin. Türkiye büyük bir ülke, ayrıca hiçbir devlete nasip olmayan coğrafî yapıya sahiptir. Bir tarafta denize girerken, diğer tarafta kayak yapılabilmektedir. Böylesine imkânlara sahip bir ülkenin sporcuları, spor adamları,  yazarı ve çizeri ama hiç kimse kendisine mazeret bulmaya kalkmasın. Bulursa, bulduğu tek şey milletle alay etmek olur.
Onlara sormak lâzım, övünürken bizi neden utandırdılar? Yüzün üzerinde üniversitemiz var diyenler, bu üniversitelerde yetişenler değil mi gelecek nesillere örnek olup, ülke tanıtımına ve kalkınmasına katkı sağlayacak? Açıkta yatıp aç gezen bu millet neyinizi eksik etti? Karşılığı böyle mi olmalıydı?
Üniversitelerde okuyan bu gençler, yarınlarda okullara beden eğitimi öğretmeni olarak atandığında, çocuklarımıza sporu sevdirip onları sporcu olarak yetiştireceklerine nasıl inanalım? Okullarda görev yapmasalar bile özel kurumlarda ve kulüplerde spor eğitimi vermeyecekler mi? Bunların yetiştirdiği sporcular mı bayrağımızı göndere çektirip, İstiklâl Marşımızı okutarak adımızı dünyaya duyuracak? Kendisi bilmediğini başkasına nasıl öğretecek?
Yetişenler bunlar da, ya bunları üniversitelerde yetiştirenler veya çalıştırıcılar. Sizler hangi karşılaşmalarda ne dereceler aldınız? Yoksa yetiştiriyoruz dediklerinize, ders notlarını vererek okuyup gelin diyerek yaptığınız sınavlar sonucu mu sporcu yetiştiriyorsunuz?
Başta YÖK Başkanı olmak üzere, üniversite yöneticilerimiz sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Siyasette varsınız. Bir yerlere mesaj vermeyi ihmal etmezsiniz. Ancak okullarınızda neler oluyor göreviniz olmasına rağmen ilgilenmezsiniz.
Eğer ilgilenseniz şaşardım. Zaten dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e girilemediğinden belli. Ha şunu diyebilirsiniz, hangi alanda başarılıyız ki sporda olsun diye. Söyleyin, korkmayın; öz eleştiri gelecek için başarının başlangıcıdır.
Allah’tan organizasyon ve tesislerin güzelliği sizin hatalarınızı örttü. Bir de spor yazarları ve eleştirmenlerinin sessizliğidir. Millet yine de her alanda çok bilip konuşan YÖK başkanının bu alanda da konuşmasını bekliyor.
Üniversitelerdeki eylemlerde rektörleri istifaya çağıran, eylemciler hakkında suç duyurusunda bulunanlar dahası sesi çıkanların seslerinin kesilmesi talimatı verenler. Neden susuyor, niçin konuşmuyorsunuz? Yoksa sporu da mı eylem kabul ediyorsunuz.
Okullarda asayiş, sınav sistemi ve kılık kıyafet çözülünce her şey bitmiş olmuyor. Yöneticilik de bunları çözmekten geçmiyor. Tüm olaylara bütünlük içinde bakarak çözümler bulmaktır. Eğitimi bitirip, eğitimle ilgilenmeyen, çıkarcı ve bizleri mahcup edip utandıranlara yazıklar olsun.