Uyuşturucu-müzik ilişkisine itiraz

Müzik ile uyuşturucu bağlantısına dair yazdığım yazının bir noktasına itiraz geldi. Notu gönderen okurum, heavy metal müzikle uyuşturucu arasındaki ilişki kurulmasını kabul etmiyor:
“Merhaba, / Sürekli takip ettiğim bir gazetede yazınızı hayretler içinde okudum. Uyuşturucu ile heavy metali hemencecik nasıl da bağdaştırmışsınız. Neye dayanarak?... Prof. Dr. bilmem kime dayanarak. Aslında İsviçreli bilim adamları falan deseydiniz daha gösterişli olurdu. 
Lütfen heavy metalin tarihini, felsefesini ve kendi içindeki farklı tarzlarını araştırın. 
Bu yazınız, kedinin fareyle oynadığı görüntüleri 35 dk. gösterip haber yapan haber bültenleri gibi olmuş. / Benimkisi yapıcı bir eleştiri...” 
Bu e-postayı gönderenin mail adresinde ismi var ama notunun altına imza atmadığı için veremeyeceğim.
Uyuşturucu yaygın... Her gün yakalanan uyuşturucu paketleri, drajeler gösteriliyor. Yakalanan bu kadar çoksa, yakalanamayan, insanın kanına giren uyuşturucuyu varın siz hesap edin!
Türkiye öyle bir yerde ki, bir güzergâh... Doğudan geliyor, Güneydoğu’da mola veriyor, sonra deniz yoluyla veya Trakya bölgesindeki kapılardan Batı’ya doğru yol alıyor.
Lâf vuruyor notu gönderen: “Uyuşturucu ile heavy metali hemencecik nasıl da bağdaştırmışsınız.”  Ardından da soruyor:  “Neye dayanarak? Prof. Dr. bilmem kime dayanarak.” 
Prof. Dr. Özcan Köknel’i araştırmamış notu yazan arkadaş... Hocaların hocası:  “Bazen inanç yoluyla, bazen müzik, bazen şiir ile öncelikle bu kültürü oluşturacak ortam sağlıyorlar” diyor ve ekliyor:  “Genelleme yapmak zor ama bizim arabesk müziğin belirli bazı maddelerin kullanımını artırdığı ile ilgili araştırmalar var. Batı’da Heavy Metal mesela.” 
Psikiyatr Hoca meslekî ve ilmî tecrübesiyle bunu söylüyor.
Nottaki müstehzî  “İsviçreli bilim adamları falan deseydiniz...” sözünü okuyunca aklıma geldi. Bir tarihte İsviçre’nin Basel şehrine gitmiştim. Görüştüğüm Türk arkadaşlar, uyuşturucu üzerinde araştırma yapıyorlardı. Beni uyuşturucu kullanma merkezine götürdüler. Bu merkez kanun dışı değil... Tedavinin bir parçasıymış. Şöyle: Uyuşturucu kullanan, doktor kontrolünde belli bir doz alıyor. Uyuşturucuyu damardan enjekte eden kızlı-erkekli grup duvar kenarlarına, sandalyelere yayılmış, kendilerinden geçmiş vaziyetteydi gördüğümde.
Uyuşturucu kullanma merkezlerinde ayrıca uyuşturucu verilmiyor. Kullanıcı uyuşturucusunu alıp geliyor! Tuhaf değil mi? 
Uyuşturucu ticareti yasak ama bulup geleceksin! Belki de belli yerlerde uyuşturucu satışına göz yumuluyordur. Başka ülkelerde bu yolla sözüm ona tedavi şekli var mı bilmiyorum. Herhâlde bu metotla netice alınsaydı, yaygınlaşırdı. 
Yeşilay Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman da devreye girmiş, yeni tür uyuşturucu maddelerle de mücadelede kanunların yetersizliğinden bahsediyor. Tabiî ki insanları zehirleyenlere en ağır cezalar verilsin ama, daha önce dediğim gibi, gençler için asıl kontrol ailede bence... Basın-yayın organlarının da caydırıcılık rolü büyük. Ama öyle yayınlar yapılıyor ki, âdeta uyuşturucuya giden yol açılıyor.
Mücadele çok yönlü yürütülmeli. Ha!.. Heavy metalin felsefesi neymiş ayrıca bakacağım!

Yazarın Diğer Yazıları