Hukuk ayak altında

Hukuk ayak altında
Bahçeli, 14 Aralık operasyonunu değerlendirdi: 17-25’in rövanşı için “adalet cinayeti” işlendi

Gözaltılar, izaha muhtaç garabettir

CMK’da yapılan “makul şüphe” değişikliğinin ilk meyvesini verdiğini belirten MHP lideri “AKP iktidarı, uzunca süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yön ve taraflara çekmek için adaleti katlediyor” ifadelerini kullandı.

Hukuk ayak altında

“İKTİDARIN sığınağı ve propaganda aracı olan ‘paralel devlet’ söylemiyle hukuk ilkelerinin taammüden çiğnendiğini vurgulayan Bahçeli, “Sözde darbe davalarında görülen usulsüzlük ve haksızlıkların bir benzerinin tekrarı çok hazin, çok düşündürücüdür” dedi.

BAHÇELİ, şunları söyledi: 17-25 Aralık’ta foyası ortaya çıkanların, gerçekleri bastırmak, dürüstlüğü mahkum etmek için başlattığı inkar ve saldırı kampanyası tehlikeli boyutlarda. Varsa, Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan operasyon yapanlar açıklansın.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul merkezli 14 Aralık operasyonu kapsamındaki gözaltıları değerlendirdi. Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan “makul şüphe” değişikliğinin ilk meyvesini verdiğini belirten Bahçeli, “AKP iktidarı, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yön ve taraflara çekmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda aracı olan ’paralel devlet’söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden çiğnenmektedir. AKP, muhalif sesleri kısmak, hür basını susturmak, ifade ve haber alma hürriyetini engellemek için tüm gücüyle uğraşmakta, tüm gücünü kullanmaktadır. Demokrasi ve hukukla yönetildiğine inanmak istediğimiz Türkiye’de, bir medya organına baskın düzenlenmesi, gazetecilerin, dizi film yönetmenlerinin akıllara durgunluk veren suçlamalarla gözaltına alınmaları izaha muhtaç bir garabettir. Sözde darbe davalarında görülen usulsüzlük ve haksızlıkların bir benzerinin tekrarı çok hazin, çok düşündürücüdür” dedi.
 “Hangi mihraklar?”
Bahçeli, şöyle devam etti: “17-25 Aralık’ta foyası ortaya çıkanlar, gerçekleri bastırmak, doğruları öğütmek, dürüstlüğü mahkum etmek için başlattığı inkar ve saldırı kampanyası artık çok tehlikeli boyutlardadır. Erdoğan’ın, yıllar yılı yediği içtiği ayrı gitmediği çevrelere ’inlerine gireceğiz’diyerek acımasız ve çok şiddetli tepki göstermesi esasen ruhundaki panik ve korkunun tezahürüdür. Nitekim ileri demokrasi sözleri ilkel bir hesaplaşmaya dümen kırmış, normalleşme beyanları namert ve nankörlüğü alttan alta teşvik etmiştir. Hakikaten varsa, Türkiye’ye son 1.5 yıldır içeriden ve dışarıdan operasyon yapan mihrakların kimler olduğunu Erdoğan aziz milletimize anlatmalı, herkesi bu kapsamda aydınlatmalıdır. Korku imal ederek bir yere gidilemeyecektir.”
“Her açıdan felaket!”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cemaat ve Fethullah Gülen ile AKP arasındaki ilişkinin her yönüyle teşhir edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu itibarla Türkiye sıkıştığı cendereden, girdiği darboğazdan, nerede duracağı ve nasıl biteceği belli olmayan karanlık bir güzergahtan çıkarılmalı, şaibelerden kurtarılmalıdır. Ülkemizi ’oh olsun’ çılgınlığıyla, ‘eyvahlar olsun’ çığlığından çekip huzura, istikrara ve demokratik düzene kavuşturmak sorunlara sebep olanların asli görevi olmalıdır. Aksi halde gelişmelerin seyri, gidişatın yönü her açıdan felakettir” değerlendirmesinde bulundu.

“12 yıldır yan yanaydınız”

MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne paralel bir yapılanma nüfuz etmişse, yasa ve anayasa aykırı olacak biçimde gayri meşru bir organizasyon kurulmuşsa, buna göz yummanın, buna izin vermenin de büyük bir vebal, vatana ihanetle eşdeğer büyük bir suç olduğunu belirtti. “Paralel” kavram ve karmaşasının, “müphem (belirsiz) bir kisveden, müdrik (anlaşılır) bir kıvama” acilen getirilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, açıklamasında, “Erdoğan’ın bir yıl önce, ’ne istediler de vermedik’ sözleriyle sitem ettiği cemaate bugün düşman kesilmesi, 12 yıllık iktidar döneminde yan yana, kucak kucağa dururken birden bire paralel tezlerine sarılarak darbe seferine çıkması en başta milletimizi kandırma, kir ve pası örtme teşebbüsüdür. Şayet paralel devlet varsa, paralel virüs devlet bünyesine bulaşmışsa bunun sorumlusu, bunun suçlusu muhataplarından önce Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıdır” görüşlerine yer verdi.
“Kuldan utanmayanlar
Allah’tan korkmalıdır”

aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “gün imtihan günüdür” şeklindeki sözlerini de eleştiren Bahçeli, 14 Aralık operasyonuyla ilgili değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “(Gün imtihan günüdür) sözleriyle saraya şirinlik yapan Başbakan Davutoğlu, önce yargının karşısında yolsuzlukların hesabını verecek bir imtihana etrafıyla birlikte, vesayeti altında bulunduğu Erdoğan’la ele ele girmelidir. Adalet güven vermeli, 17-25 Aralık’ın elebaşlarıyla hakkında iddia bulunan herkes bağımsız mahkemeye çıkmalı, Türkiye baştan ayağa durulanmalıdır. İlaveten millet iradesine tam bir bağlılık ve sadakat gösterilerek önümüzdeki yılki milletvekilliği genel seçimi sükunet, emniyet ve istikrar içinde yapılmalıdır. Türkiye ihanet ve hırsızlıkla hesaplaşmadan, adaletsizlik ve hukuksuzlukla yüzleşmeden, geçmişteki kirli ilişkilerden arındırılmadan düzlüğe çıkamayacaktır.”
“Hukuksuz fiil”
“Kimin suçu varsa, kimler sahip oldukları yetki ve imkanları kötüye kullanmışsa hukuk önünde hesaba çekilmelidir” diyen Bahçeli, “Hukuka sığmayan fiil ve eylemlerden dolayı millet ve tarih önünde makul ve somut delillerle şüpheli olanların kuldan utanmıyorlarsa Allah’tan korkmaları kendi hayırlarınadır. 17-25 Aralık’a misilleme yapmak için 14 Aralık’ı icat edenler, kendi üzerlerinde atılı duran, peşlerini bir gölge gibi takip eden yolsuzluk suçlamalarından kurtulmak için adaletin huzuruna çıkacak haysiyet, cesaret ve namusu gösterebilmelidirler. Zaman alsa da bedel ödense de hak kayıplarına ve mağduriyetlere neden olsa da rüşvet ve yolsuzluğa adı karışanlar eninde sonunda adaletin soluğunu enselerinde hissedeceklerdir” vurgusunu yaptı.
Devlet Bahçeli, bugünkü meseleyi “hükümet-cemaat” kutuplaşmasına irca edenlerin, siyasileşmiş, tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetmiş yargıya umut bağlayanların yanıldıklarını, yanlış yaptıklarını mutlaka anlayacağını ifade etti. Türk milleti altına itildiği ağır yükü ya kaldıracağını ya da ezileceğini belirterek, “Milli varlığımıza göz dikenler, egemenlik haklarımızı menfaat karşılığı önüne gelene devredenler ya bertaraf edilecek; ya da ruhumuza, kökümüze, değerlerimize diş bileyenler kademe kademe zafer elde edeceklerdir. Her şeye rağmen, ümitsizliğe gerek yoktur. Zira bu kara düzen, bu hayasız devran Allah’ın izni, milletimizin yardım ve desteğiyle çok yakında son bulacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Çifte standart
Gözaltına alınan kişilerin, 2009-2010 yıllarında “Tahşiyeciler” isimli grubu silahlı terör örgütü göstermekle suçlandığını belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: “Bu durum karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulmasıyla ilgili somut itiraf ve ihbarların kayda değer görülmediği anlaşılmaktadır. Tahşiyecilerin kumpas kurbanı olduğu sonucuna varan ve hukuku harekete geçiren siyaset zihniyetinin, Türk askerine yönelik tuzak konusunda çekimser davranması en açık tabirle çifte standarttır.”