Vakitsiz öten horoz

Bu sefer Nisan’ı beklemediler; her yıl Nisan’da, sözde Ermeni   “soykırımının”  yıldönümlerinde Ermeni Diasporası, dünyadaki destekçileri ve bizim içimizdeki malum zevat azar... Orhan Pamuk   “Ermenileri kestik”  dediği için Nobel Ödülü’nü ve  “milyonlarca”  dolar ve çeşitli yan gelirleri aldı ya, bizim sözde aydınlarımız, yazarlarımız, bozarlarımız da  “özür”  dilemek, dövünmek için onunla yarışırlar!.. Herkes  “Hrant Dink” olur!..  “Ermeni Soykırımı”  evrensel bir müessese oldu artık; en büyük şubesi de  bizim medyada  ve akademyada!..  

***


Bu yıl, Fransa’nın  “horozu”  vakitsiz öttü; Cumhurbaşkanı Sarkozy yakında yapılacak seçimlerde Fransa’da yaşayan bir milyona yakın Ermeni’nin oyunu kazanmak için, Fransa Milli Meclisine, “Soykırımı olmamıştır; olmadı diyenin hapisle cezalandırılması caizdir” tasarısını sürdü ve tasarı büyük ihtimalle kanunlaşacak... Türkiye için kıyamet mi kopacak? Bence aksine; bu olay, Fransa’nın ve Fransa gibi aynı mealdeki tasarıları kabul edecek öteki ülkelerin insan hakları,  ifade ve akademik hürriyetler konusundaki ayıplarını ortaya çıkaracak... Hem demokrasinin, hürriyetlerin vatanı ol, hem de böylesine bir kanun çıkart!.. Her konuda olduğu gibi bu konuda da milletimizin,  husumetlerini görmezden gelmek, görmemek onlara en etkili cevap olacaktır. Yoksa, biz, bu konuda da düşündükçe ve  “suçluluk kompleksi”  içinde savunmada kaldıkça düşmanlar mutlu oluyor!..

***


Bu tasarının Fransa için ne kadar büyük bir ayıp olduğu tartışılamayacak kadar ortada. Düşünün: Bu olayın tartışılmasına ve bilim adamları tarafından araştırılmasına, Türklerin Ermenilere hakikaten soykırımı yaptığına kendileri pek inanmasalar da; razı değiller!.. Tekrar ede ede kaziyei muhkeme haline getirmişler...   “Gerçeklerle”  kafaları karıştırırlar mı, tükürdüklerini hiç yalarlar mı?.. Dedim ya içimizdekiler dahil gelir, irtibat kaynağı olmuş... Bu muslukları hiç kapatırlar mı?..
Bu durumda,  bizim, devlet ve vatandaşlar, tarihçiler olarak olayın  gerçeklerini belgeleriyle ortaya koymaya çalışmamıza abesle iştigal oluyor... Hem  bunu yapma ve soykırım olduğunu söyleme hapisle cezalandırılacak bir  “suç”  olursa!.. Bunun için de hükümetler olarak gerekenler yapılmadı demek de yanlış; yıllardır hükümetler, tarihçiler tarafından gerekenden fazlası yapıldı... Şimdi ekonomik, bilimsel ve diplomatik yaptırımlar sanki neye yarayacak?.. Bildiklerini okuyacaklar!..

***


Ben yıllarca şahsen,  hem yazar hem de devlet temsilcisi olarak gazetelerde, televizyonlarda, Ermeni temsilcilerine karşı mücadele ettim. Bu yüzden de ASALA, New York’ta apartmanımıza ve büromuzun bulunduğu TÜRKEVİ’ne mutad geliş zamanıma ayarlı içi TNT yüklü bir otomobil koydu. Neyse ki otomobilimizin lâstiği patladı; eşim ve ben kıl payı kurtulduk!.. 
Fakat Ermeni diasporasının hasımlarının bu olayı, hele şu sırada, cevaplandırmaları için çok müsait zemin var. Başbakanımız sözde Dersim “katliamından”  dolayı  “Devlet adına” özür diliyor... O böyle  “literatür”  yaparsa, ileride “Büyük Kürdistan” parlamentosu üyesi,  fakat şimdilik TBMM’de PKK milletvekili Sakık’ın, “Kültürünüzde de soykırımı var. Ermenilere, Yahudilere ve Kürtlere katliam yaptınız” demesi,  Sarkozy ve Ermeni Diasporası için malzeme olmaz mı?..
Sarkozy tasarısına  karşı da ekonomik, diplomatik yaptırımlar tasarlanıyor. Hep eski yıllardaki gibi boşuna! Ermeni iddiaları karşısında kendimizden, tarihimizden Ermenilerin Türklere neler yaptıklarını,  Erzurum’daki toplu mezarlıkları hatırlamak neye yarayacak?.. Gelecek yıl Nisanda da aynı nakarat!..
Her şeyden önce bu hususta da kendimize, tarihimize güvenmemiz lazım!

***


Ben bu durumda Türklüğe sadık Ermeni vatandaşlar için üzülüyorum. Onların ne suçu var? Sevgili sınıf arkadaşım Arto Ayvazya, çocukları diaspora yalanlarına kapılınca çok üzülmüş; “Bu bızdıkların  beyinlerini yıkadılar. Bizim aramızdaki kardeşliği nasıl bilsinler” demişti.
Şimdi Ermeni Patriği, Sarkozy’ye en anlamlı cevabı verdi: “Biz aşuremizi paylaşıyoruz; siz karışmayın!..”
Gerçek de bu!.. Sarkozy’nin münasebetsizliği Ermeni vatandaşlarımıza fatura edilmemeli!.. 
Ve gene anlamlı bir hareket:
AKP, CHP ve MHP ortak bir bildiri imzalayarak Fransa’yı birlikte takbih ettiler... Bir müsbet, bir nimet!..

Yazarın Diğer Yazıları