Vasiyet-vesayet

Vasiyet, bir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını istediği şey demektir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi el yazısı ile hukuken geçerli şekilde hazırlanan vasiyetnamesi vardır.

Vesayet, vasilik demektir.

Vasi, ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimsedir.

Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk'ün vasiyetini yerine getirmekle yükümlü vasidir.

Vasiyetname ,Türkiye Barolar Birliği Dergisinde Kumru Kılıçoğlu Yılmaz'ın özet tanımıyla şöyle: Resmî, el yazılı, sözlü olmak üzere üç şekilde yapılabilir. Vasiyetnamenin bir türü olan resmî vasiyetname, resmî memur tarafından, iki tanığın katılımıyla hazırlanan bir ölüme bağlı hukuksal işlemdir.

1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 35. Maddesi mülkiyet ve miras haklarını, birbirine yakın ve birbirleriyle ilgili iki temel hak olarak birlikte düzenlemiştir. Miras hakkı, mülkiyet hakkının bir devamı, onun özel bir şekli olarak düşünüldüğünden mülkiyet ve miras aynı maddede art arda düzenlenerek anayasal güvence altına alınmıştır.

Erdoğan ve Bahçeli sadece Atatürk'ün CHP'ye bıraktığı miras hakkını değil mülkiyet hakkını da ortaya kaldırmayı hedeflemektedirler.

Anayasa güvencesi altında bu kadar açık ve net olan hukuki durum ortada iken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kombini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetini yok etmek için anlaştılar.

- Meclis'teki oy yapısı bu yasayı çıkartmalarına olanak sağlayabilir.

- Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal etmeyebilir.

- Türkiye İş Bankası'ndaki 4 CHP yönetim kurulu üyeliği düşebilir.

- Hazine'ye, yani Damat'ın atama yapma hakkına devredilebilir.

- Atatürk'ün vasiyetine göre hisselerinden doğacak kâr payı Türk Dil ve Tarih Kurumu'na ödenmeyebilir.

- Bu kâr payları Hazine'ye devredilebilir ve Hazine Bakanı Damat tarafından harcanabilir.

- Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetnamesi yok edilebilir.

Tüm bunlar Anayasaya ve hukuka uygun olur mu?

Asla olmaz.

Çünkü çıkarılması düşünülen bu yasa tüm hukuku vesayet altına almak olur.

Türkiye Cumhuriyeti "Hukuk" Devleti değil, "Guguk" Devleti olur.

Bu da yetmez, sıra Atatürk'ün kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) kapatmaya gelir.

Bu da yetmez, sıra Anıtkabir'i TOKİ'ye devretmeye gelir.

Bu da yetmez, sıra Cumhurbaşkanlığının Erdoğan ailesinin hanedanlığına ait olduğuna dair Anayasa değişikliğine gelir.

Bu da yetmez, sıra zaten tartışmaya açtıkları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapusu Lozan'ı ortadan kaldırmaya gelir.

Bu da yetmez, sıra Sevr Antlaşması'nı kabul etmeye gelir.

"Allah korusun" demek yetmez, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de Ata'mızın mirasını da korumalıyız.

Bu görev sadece CHP'nin değil büyük Türk Milletinindir.

Merhum Turgut Özal, Başbakanlığı döneminde, "Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz" demiş ama çiğnememişti. (Bakınız Özal'la ilgili anı...)

Özal'ın devamı olduğunu iddia eden Erdoğan, kombin oluşturduğu Bahçeli ile Anayasa'nın 35. Maddesini delmeye kararlılar anlaşılan.

Atatürk'ün bizlere emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, vasiyeti de yok edilemez.

#AtatürkünVasiyetiYokEdilemez etiketi ile Twitter kampanyasını başlattım. Lütfen sizler de paylaşın.

Türkiye Cumhuriyeti devleti elbette ilelebet payidar kalacaktır.

Bakalım Türk halkı Ata'sının mirasını nasıl koruyacak.

Özal'la ilgili anım: Kasım 1983 seçiminde Turgut Özal'ın kurucusu olduğu Anavatan Partisi (ANAP) tek başına iktidar oldu. Kenan Evren'in kurdurduğu Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) sonuncu parti oldu. Yıllar geçerken MDP'li milletvekilleri ANAP'a geçmek istediler. Özal olumlu baktığını söyleyince başbakanlık muhabirleri olarak 1982'nin Anayasasının milletvekillerinin parti değiştirmesini yasaklayan hükmünü hatırlattık. Özal, "Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz" diye yanıt verdi. MDP ve ANAP Genel Kurullarını yaparak "birleşme" kararı aldılar. 2 parti birleşince MDP milletvekilleri ANAP'a geçti. Anayasa delinmedi.

Yazarın Diğer Yazıları