Vatandaşa "ambalajlı" kazık

Vatandaşa "ambalajlı" kazık
Vatandaşa "ambalajlı" kazık

İzmit Körfezi'nde iki yakayı bağlayan Osmangazi Köprüsü hizmete açıldı.

Geçiş ücreti önce 120 lira (35 dolar artı KDV) olarak açıklandı, ardından jest olarak 90 liraya düşürüldü.

Şimdi halkı bir başka muhtemel kazık bekliyor. Osmangazi Köprüsü'nün maliyeti 1 milyar Amerikan doları civarındadır.

Yapımına harcanan bu paranın tamamı Halkbank ve Vakıflar Bankası dahil dokuz bankadan AKP'nin verdiği gelir garantisi karşılığı kredi olarak temin edilmiş ve müteahhidin cebinden hiç para çıkmamıştır.

Yükleniciye verilen geçiş garantisi günlük 40.000 araçtır.

KDV hariç Osmangazi Köprüsü için verilen günlük garanti 1.400.000 dolar, yıllık gelir garantisi ise 511.000.000 dolardır.  Gelir bu rakamların altında kalırsa farkı devlet ödeyecektir. Fazla olursa işletmecinin cebine girecektir. Bu ödemeler 15 Temmuz 2035 tarihine kadar taahhüt edilmiştir.

Yüklenici hiç para koymadan 2035 yılına kadar her sene en az 511 milyon dolar parayı kasasına koyacaktır.

Bu tarihe kadar toplam en az 9 milyar 709 milyon dolar yüklenicinin kasasına girecektir. 

Bu arada insan aklıyla alay ediliyor, İzmir-İstanbul arası 9 saatten 3 saate inecek deniyor.

İstanbul İzmir arası halen 560 kilometredir. 2018 yılında tüm yollar tamamlandığında mesafe 433 kilometreye inecektir. 433 kilometreyi 3 saatte mi alacaksınız?

Köprüyü böyle bir şekerli ambalaja sarıp sunuyorlar ki, acısı belli olmasın...

Melih Aşık Milliyet

 

*

 

AK'lama

Size özetini vereyim peşin:

Paralarını önce dışarı kaçırdılar...

Şimdi içeri kaçırıyorlar...

*

Çalıntı para başa beladır, kasaya koyarsın olmaz, kutuya koyarsın sığmaz, eve istiflersin gizli kalmaz...

*

Bir hesaba göre, son on yılda yurt dışına kaçırdıkları para;

50 milyar dolar...

İhale komisyonları, arazi ve rant alanlarından alınan yüzdeler,

Panama hesapları, gökten yağıyor hamdolsun...

*

İyi de;

ABD savcısı, Reza'yı sıkıştırdı, son haberlere göre artık bir çok kesin kanıt var ellerinde... Bu kanıtlara göre Türkiye'de kelle devlet adamları büyük rüşvet aldılar ve bu paraların büyük bölümünü yurt dışında tutuyorlar...

Ama dünya para trafiğini kuruş kuruş izleyen ABD, yaptığı uluslararası anlaşmalarla, isterse bu paralara el koyabilir...

*

İşte...

Bir yasa tasarısını ramazanın son günlerinde getirdiler...

Yurt dışında parası olanlar, ne miktar olursa olsun, nereden gelirse gelsin, kaynağı her neyse, kimin olursa olsun, hesabı sorulmadan ve "kimin olduğuna bakılmadan" AK'lanacak...

*

Daha da açıkçası; bu yeni tehlike karşısında, önce yurt dışına kaçırdıkları paraları, bu kez yurt içine kaçırıyorlar...

Bir kanun lazımdı...

O hazır...

*

Yasanın adı; Varlık Barışı...

Çok güldüm hakikaten...

Ulan "varlık" tamam da "barış" neyin nesi...

Barışın "b"si kalmamış ülkede, kardeş kardeşe düşman, gide gide barış yapacak yurt dışına kaçırılmış, gizli saklı kara parayı mı buldun...

*

İnsanları bu kadar salak yerine koymak fazla...

*

Bugün bayramın son günü...

Ramazan boyu oruçlar, camiler, iftarlar, gösteriler, mevlitler, dualar, hurmalar... Orucun son günleri çalıntı paraları aklama...

Örtmez usta...

Hiçbir din bu kadar kiri örtmez...

Bekir Coşkun Sözcü

 

 

*

 

Kırmızı çizgi dedikleri Amerika ile gizli anlaşma çıktı

Saray da hükümet de esip gürlüyor.

PYD'nin terör örgütü olduğunu, sınırımıza 15 kilometre yaklaşması halinde vurulacağını söylüyor.

Birkaç kez TV ekranlarından sordum "Tamam vuracaksınız da PYD'nin yanında Amerikan askeri var, onu da vuracak mısın?" diye. Tıs yok tabii.

Sonunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yabancı medyaya açıklama yaparken ağızlardaki baklayı çıkardı.

Hani Amerika'nın PYD'nin yanında durmasına çok kızıyor gibi görünüyoruz ya bu aslında Amerika ile imzalanmış gizli bir anlaşmanın parçasıymış.

Çavuşoğlu Menbiç'teki PYD Amerika iş birliğini soran yabancı gazetecilere "Menbiç konusunda Amerika ile gizli anlaşmamız var. Amerika bütün şartlara uyuyor" diye cevap verdi.

Yahu Allahaşkına bir konuda da "bir öyle bir böyle" konuşmayın.

Can Ataklı Korkusuz

 

 

*

 

Bir uğursuzluk var

Tepemizde bir uğursuzluk dolaşıyor!..

Yoksa bu ülkeyi idare edenler çok beddua alıyor da, bunun günahını hepimiz mi çekiyoruz?..

Atatürk Havalimanı'na IŞİD saldırdı, 47 masum insan hayatını kaybetti...

Daha onun acısı dinmeden, başımızı kaldıramadan bayramın ilk günü meydana gelen helikopter faciasında 7 şehit verdik...

Aynı gün Ordu'daki sel baskınlarında 2 vatandaşımız öldü...

Yahu kim bu uğursuz kademsiz?!..

(...)

Giresun Jandarma Bölge Komutanı ve maiyetindekiler eşleriyle bayramlaşmaya gidiyorlar, dönüşte kazaya uğruyorlar...

Acı üstüne acı...

(...)

Türkiye'nin tepesinde bir uğursuzluk dolaşıyor...

Hiçbir iş doğru gitmiyor...

İnsanlar geçim sıkıntısında...

İnsanlar mutsuz...

Otobüs, metrobüs duraklarına bakın, bir tek insanın yüzü gülüyor mu?..

Emeklinin gemicikleri yok ki oturduğu yerde paralar önüne kovayla boşalsın...

Bir uğursuzluk var...

Neden acaba?..

Bir uğursuz var...

Kim acaba?!..

Yuh olsun!..

Enflasyon rakamları aldatmacasıyla emekliye yine apartman boyu kazık atıldı...

Bağ-Kur ve SKK emeklilerinin bu ay alacakları zam yüzde 3.6...

Bozdur bozdur harca...

1000 lira emekli maaşı olana 36, 1200 lira maaşı olana 43 lira...

Yani Recep Bey veya Binali Bey'in önlerine çıkan iki çocuğa verdiği bayram harçlığı kadar...

Emekli bu zamla ne yapar?..

Hemen bir turizm şirketine gidip gemiyle Akdeniz veya Adriyatik turuna çıkmak için yer ayırtır...

Emekli maaşı biraz daha yüksekse doooğru Karayip adalarına...

Böyle bir zamma ancak kocaman bir "yuhh" çekilir!..

Mehmet Türker Sözcü

 

 

*

 

Adam kıtlığı

Her cahil çıkarcı değildir...

Hele hele her çıkarcı hiç de cahil değildir...

Dolandırıcı, sahtekâr, rüşvetçi politikacılara bakın, aralarında pek çok okumuş yazmış kişi bulursunuz.

Hatta cehalet ile çıkarcılık arasında tersine bir ilişki dahi vardır:

Cehalet, kişinin kendi çıkarlarını görmesini engelleyebilir ve çıkarcı olan bir kişi, çok cahil olursa, kendi çıkarlarını bile fark edemeyebilir.

Ama cehalet ile çıkarcılık saltanat koltuğuna birlikte otururlarsa işte o zaman tam bir felaket meydana gelir ve artık o toplum kapkaranlık bir kâbusa mahkûm olur!

***

ADAM KITLIĞINDA, CAHİLLER VE ÇIKARCILAR İTTİFAK ETTİĞİNDEKİ FELAKET:

***

Cehalet ve çıkarcılık ittifakının vicdanı yoktur.

***

Çıkarcılık ve cehalet ittifakının tarihsel ve toplumsal bilinci yoktur.

***

Çıkarcılık ve cehalet ittifakı, hukuk ve adalet tanımaz!

***

Cehalet ve çıkarcılık ittifakı sıfır empati sahibidir, hem sosyopat hem psikopattır.

***

Çıkarcılık ve cehalet ittifakı, çok zalimdir.

***

Cehalet ve çıkarcılık ittifakının gücü azaldıkça zulmü artar.

***

Çıkarcılık ve cehalet ittifakının zulmü arttıkça gücü azalır!

Saltanat koltuğunda oturan çıkarcılık ve cehalet ittifakı bir toplumu yıkıma götürür.

***

Cehalet ve çıkarcılık ittifakı, türlü dalaverelerle, yalan dolanla, sahtekârlıklarla, demagojiyle ele geçirdiği saltanat koltuğunda kendi sonunu da kendi hazırlar.

***

Cehalet ve çıkarcılık ittifakı, etrafına kendinden daha cahil ve çıkarcı insanları toplar.

***

Çıkarcılık ve cehalet ittifakı, sadece kendi sonunu kendi hazırlamakla kalmaz, çevresine topladığı kendinden bile cahil ve çıkarcı insanların yetersizliği ve yeteneksizliği oranında bu sonu hızlandırır.

***

BU SÖYLEDİKLERİME İNANMIYORSANIZ:

SON GÜNLERİN OLAYLARINA...

BU OLAYLARIN YANSITILIŞ BİÇİMİ NE VE YORUMLARINA BAKINIZ!

Emre Kongar Cumhuriyet

 

*

 

Bayram havası derken?

....biz henüz çok üzgünken, hemen ertesi gün, Osmangazi Köprüsü açıldı. Köprü de köprüydü ama ha. Belli ki mühendisler işlerini çok iyi yapmışlar, inşaat firması da fevkalade iyi çalışmıştı. Hem güzel köprüydü hem zamanında bitmişti. Açılışta Kenan Sofuoğlu motosikletiyle köprüyü geçerek 400 km. hız sınırını gördü. Kullandığı motosikletin firması bile bu hıza çıkamamıştı. Sofuoğlu, işini dört dörtlük yapmıştı.

(...)

 Sonra köprü kutlamaları coştu. Konfetiler, balonlar gırla gitti. Çekimlerde de sanırım drone kameralar filan kullanılmıştı. Organizasyon ve çekim ekibini de tebrik ederim, onlar da işlerini pek güzel yapmışlardı...

(...)

 Akşam köprü açılışı kutlamasının görüntülerini tekrar izlediğimde Başbakan Binali Yıldırım'ın şu sözlerine denk geldim. "Bayram öncesi bir bayram havası yaşıyoruz" diyordu. O an aydınlandım! Sorun bendim arkadaş! Mutsuzluğun, güvensizliğin, ümitsizliğin müsebbibi bendim. Ülke güllük gülistanlık fakat ben bunu hissedemiyor, bir bedbinlik kaynağı olarak sürekli negatif elektrik saçıyor, memleketteki atmosferi bozuyordum. İstifa etmesi gereken bizatihi bendim yav!

Bu hafta ya istifamı vereceğim, ya da yarım kilo bayram şekeri alıp yeni Osmangazi Köprüsü'nden bedava geçip hayatın tadını çıkaracağım. Belki o mesaj atan taksiciyi çağırırım, beraber hanıma mesaj ata ata Kenan Sofuoğlu'nun hız rekorunu kırma denemesi yaparız. Bak görüyor musun yalnız? Köprü 9 gün bedava ve ben hâlâ eleştiri, hiciv, kara mizah peşindeyim! Bildiğiniz nankörüm oğlum ben... Vallahi gideyim ben. Mahvettim bayram havasını iyi mi?

Gülse Birsel Hürriyet