Vatansever rehberler, katil ABD askerine rehberlik yapmayın!

Sevgili kokartlı profesyonel rehber olan meslektaşlarım, yıllarca ülkemizin tarihi ve kültürel varlıklarını, ülkemizi gezip görmeye gelen yabancı turistlere sizler gibi ben de, binlerce defa çıktığım turlarda tüm sorulan veya sorulmayanları anlatarak görevimi yerine getirdim ve getirmeye de devam ediyorum. Tüm rehber meslektaşlarımın da büyük bir özveri ile bu görevlerini yerine getirdiklerini biliyorum. 
Fakat gelin görün ki, 2003 yılı başlarından itibaren yıllardır alışık olmadığımız bir turist türü ile karşı karşıya getirildik. 11 Eylül 2002’deki meşhur ikiz kulelerin   “teröristler!”  tarafından vurulmasından sonra, dünyanın çoğunluğu ABD televizyonlarının verdiği başka hiçbir televizyon kanalının vermediği, yayınlarla sanki hipnotize edilmiş gibi donup kaldı.
El Kaide diye bir terörist örgüt ve onun başı Usame bin Ladin isimli kişi, dünya gündemine oturtuldu. Öyle bir oturtuldu ki, dünyanın en tanınmış şahısları arasında onu görmeye başladık. Bütün Batı toplumları kendi ülke büyüklerini tanımadıkları kadar bu teröristi tanıdı ve terörist faaliyetleri konusunda bilgi sahibi oldu.
ABD’nin Yeni Muhafazakârlarının (Neo Conservatives) Sovyet - Rusya’nın var olduğu sürece, Müslüman coğrafyasında yetmiş yıl boyunca kullanılan  “komünist saldırı tehlikesi”  söyleminin yerine, yeni bir söylem geliştirmeleri gerekiyordu. İşte bu yeni söylem  “uluslararası terörizm”  oldu. Bu uluslararası terörizme öyle güçlü bir eylem yapması için göz yumulmalıydı ki; bu eylemden sonra teröristler hangi ülkeye kaçarsa veya bu eylemi hangi ülke kınamaz ise, o teröristlerle aynı safta kabul edilecek ve terörist ülke muamelesi görecekti.
Olan bu komploda yıkılan  “ikiz kulelere ve onun altında kaldığı söylenen beş bin ABD vatandaşına oldu” . Yani emperyalizm saldırgan politikalarını sürdürebilmek için önce bir canavar yarattı, o canavara kendi ülke vatandaşlarını bile öldürttü, daha sonra da (zaten binası bile kendi ülke sınırları içinde olan) Birleşmiş Milletlerden Irak’ı işgal etmek için  “karar çıkarttırdı” . İşgale gerekçe olarak, Saddam Hüseyin’in sahip olduğu kimyasal silahlar, Irak’ta olmadığı söylenen insan hakları, demokrasi ve El Kaide terör örgütüne Irak Devleti’nin destek verdiğini rapor eden CIA istihbarat raporları gösterildi.
Bush’un oğlu Bush, dünyanın gözünü boyamada gösterdikleri başarı sonrasında kendini tutamayıp,  “haçlı seferini” başlattıklarını söyleyiverdi. Zeka seviyesi ile sürekli dalga geçilen Bush’un aslında öyle olmadığı, öyleymiş gibi gözüktüğünü bugün daha iyi anlıyoruz. Çünkü beş bin ABD vatandaşının katledilmesine göz yumanlar bunun karşılığında, Afganistan’ı işgal ettiler, 1.3 milyon masum Iraklıyı katlettiler, 5 milyonunu yerinden yurdundan ettiler ve Irak’ı üçe böldüler. Şimdi de bize Irak’ın kuzeyinden silah gösteriyorlar.
Bu nedenledir ki; 2003 yılı başlarında ülkemizin güney sahil kentlerine gelen, Amerikan donanmasına ait gemilerdeki askerlere rehberlik hizmeti veren sayın meslektaşlarıma çağrım; ABD askerlerinin sadece Irak’ta insanlara neler yaptıklarını hatırlayıp, onlara normal turistlermiş gibi rehberlik hizmeti vermeye kalkmamalarıdır.
Unutmayın ki; bizim görevimiz ülkemizin kültür, tarih ve geleneksel yapısını, ülkemizi ziyaret edenlere anlatmak. Ama ülkemizi ziyaret eden  “katillere”  bu hizmeti vermeye kimse bizi zorlayamaz.

Yazarın Diğer Yazıları