Vatanseverlik...

Yahya Kemâl bir yazısında şöyle der: "Vatan fikri bizde daima vardı, fakat Namık Kemâl'in, bu fikri kalbimizde yeni bir nefesle uyandırdığı günden beri daha uyanığız." Evet, vatan fikri bizde daima vardı, doğru. Namık Kemâl'in telkinlerinden sonra vatanseverliğimizin daha da artmış olduğu da doğru. Peki, günümüzde durum nedir?

Tevfik Fikret'in:

"Toprak vatanım, nev'-i beşer milletim, insan//İnsan olur ancak bunu iz'ânla, inandım" beytiyle ortalığa saçılan kozmopolit düşünce Cumhuriyet sonrası Türk aydınını az mı etkiledi sanıyorsunuz? Vicdanî retçilik, askerliğin satılığa çıkarılması, karnımın doyduğu yer vatanımdır inancı... Bütün bunlar vatansız, milletsiz, kültürsüz bir dünya özleminin tezahürlerinden başka nedir? Oysa dünya var oldukça vatan da, millet de kültür de var olacaktır. Milletlerin huzur ve refahı da kendilerini bu değerlere adamış devlet adamları ve aydınların sayısıyla doğrudan ilgilidir.

Unutmayalım, İstiklâl Harbi'nin zaferle sonuçlanmasında Namık Kemâl'in uyandırdığı vatan sevgisinin rolü büyük olmuştur. Biz biliyoruz ki Mustafa Kemal, vatan ve hürriyet şairinin:

"Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini//Yok imiş kurtaracak bahtı kara mâderini" beytini biraz değiştirip:

"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini//Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini" şeklinde okuyarak başlatmıştı "Millî Mücadele"yi...

Biz asker bir millet olduğumuz için "vatanseverlik" denilince aklımıza ilk gelen "vatan savunması" olmaktadır. Elbette sevginin derecesi, sevdiği uğrunda ölmeyi göze alabilmekle ölçülür. Ancak, vatanı sevmenin tek yolu, uğrunda can vermek değildir. Hele hele günümüzde vatanı sevmek, vatana hizmet etmekle, milleti muasır medeniyet seviyesine yükseltebilmekle doğru orantılıdır. Bu da ülkeyi bilimde, teknikte, sanayide tarımda vs. Batı'yla rekabet edecek noktalara taşımakla mümkün olur.

Siz ne kadar cesur, ne kadar gözü kara olursanız olun Batı, ambargo uygulamaya başladı mı eliniz kolunuz bağlanıp kalıyor. Dolayısıyla silahını, uçağını, otomobilini kendi üreten, Batı'ya ihtiyaç duymadan ayakları üzerinde durabilen yeni Türkiye idealini kuvveden fiile geçirebilmek en büyük vatanseverliktir.

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır//Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" beyti elbette hamâsî duygularımızı okşuyor. Lakin artık hedefimiz ölmek ve öldürmek değil, yaşamak ve yaşatmak olmalıdır. Bunun yolu da her alanda kendi kendine yeten güçlü büyük Türkiye olmaktan geçer.

Kısacası; bir bebek için anne kucağı ne ise bizim için vatan da odur. Ayakta kalabilmemiz, huzur ve refahımız "vatan"la kaimdir. Vatanlarından, doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kalarak ülkemize sığınan Suriyeliler bize ders olmalıdır. Özellikle bilimde, teknikte, sanayide tüketen değil, üreten bir toplum olmaya çalışalım. Bence gerçek vatanseverlik budur.

***

ACZMİN GİRYESİ:

Dâvâ, dâvâ dedikleri baktık ya "un" çıktı ya "ün",

Bize vatanseverlik gerek, sizin olsun "ün" ve "un".

                                                           (Li-müellifihi)

Yazarın Diğer Yazıları