..ve sütler de bozuldu...

Bir şeylerin ters gittiğini anlatmak için Oktay Akbal'ın "Önce ekmekler bozuldu" adlı öyküsünü hatırlarım. Bu yıl bu tip örnekler arasına sütü ilave ettik. Hayvanlara mümkün olduğunca süt veririm. Bu iş için plastik yoğurt kapları kullanırım. Bu sene hemen her gün bu sütlerin bozulduğunu fark ettim. Çeşitli marketlerden farklı markalar alarak deneme yaptım. Sonuç mu? En ucuzundan en pahalısına kadar, daha öğlen olmadan hepsi kesildi.

Kendimce bunun sebebini buldum; havaların sıcak gitmesi. Çözemediğim nokta ise "tatlarının da bozulduğu" şeklindeki şikayetler. İşte bu konuda uzman değilim. Ancak ilginç gelen "fazla süt tozu kullanıyorlar" diyenlerin çoğunlukta olması. Gördüğüm tek şey var. Bölgemdeki BİM, A101 ve Migros'larda gözlemlediğim tek şey, sütlerin hiç birinin soğuk havada muhafaza edilmediği. Yani buzdolabı görmedikleri. Yumurtalardan farksız şekilde vitrinleniyorlar.

Bunu denetleyecek olanları ise hiç görmedim. İçinizde bunları fark eden var mı? Bereket züğürt tesellim var; "Pek süt içmem. Çaycıyım". Haa bakın peynirden iyi anlarım. Bunlarda da şikayetim büyük. Bir yıl önce 5.25 olan 350 gramlık paketler şimdi 9.95'e satılıyor.

***

İDO'nun ayıbı

İstanbul'un Adalarında yaz süresince en az 300 bin kişi ikamet eder. Sadece, en küçük yerleşim birimlerinden olan Kınalıada'da, yaz-kış oturanlara 35 bin kişi ilave olur. Bunların çoğu, yurt dışında yaşayan ekalliyet dediğimiz azınlıklardır. Yazı geçirmeye Kanada'dan ABD'den ve Fransa'dan İstanbul'a akın ederler. Bu, Kınalı için büyük zenginlik demektir.

Bu yıl tuhaf bir şey oldu. İDO -İstanbul Deniz Otobüsleri- Adalara Cumartesi-Pazar günleri hiç sefer yapmadı. Artan yoğunluğa sadece Şirketi Hayriye'den kalma tarihi gemilerle hizmet verildi. Bunu hizmet diye kabul eden var ise, onları kutlamalıyız. Bu vurdumduymazlığın failleri, çıkıp da hiç bir açıklama yapmak zahmetinde bulunmadılar.

Bunları biraz geç de olsa yazmak zorunda kaldım. Önümüzdeki ayın 15'inde nasılsa sezon bitiyor. Bu saatten sonra İDO'nun kaldırdığı seferleri yeniden koyacağını sanmıyorum. Amacım, hiç olmazsa seneye aynı hataya düşülmemesi. Vatandaşın tekrar mağdur edilmemesi.

Ya araçlar

Öte yandan yine Adalarla ilgili bir başka soruna daha değinmek istiyorum. Kaç yıldır, paytonların yerini alacak "elektrikli araçlar"dan söz edilir. Hatta ilk örneği için basın toplantısı bile düzenlendi. Yani tanıtımı yapıldı. Koca yaz geldi geçti. Ortada somut bir şey yok. Anlayacağınız Adalarda ikamet eden yaşlı ve hastaları kimse düşünmüyor.

***

Daha başarılı

Geçmişte fazla ilgimi çekmeyen "Demet Akbağ'la Çok Aramızda" bu sezon başarılı. Espriler ve kurgu düzeldi. Yeni bölümler içinde en hoşu Nuri Alço'ya hazırlanan tuzaklardı. Özel olarak yapılan "gazozlu heykel"ine gösterdiği tepkiye, herkes gibi ben de kahkahalar attım. İzleme şansı bulanlar ne demek istediğimi daha iyi anlamışlardır.

...

Televizyonculukta "Ölü sezon" denilen dönemin bütün boşluklarını BKM doldurmakta. "Beşer Beşer", "İnsanlar Alemi", "Güldür Güldür" ve "BKM Mutfak" ürünleri tekrar tekrar yayınlanıyor. Bunlar, Şener Şen, Kemal Sunal filmlerinin yerlerini aldılar.

Araya Tolgshow'u da eklerseniz Sonbahar kolay gelecek demektir.

***

Bir soru

Her zaman yazdım, bir ekran ve bir radyo benim için özeldir. Tahmin ettiğiniz gibi TRT Müzik ve TRT Nağme. TRT Müzik'in başarılı koordinatörü Süleyman Bektaş'ı hariç tutarak, bazı eleştirilerde bulunacağım. Saraydan torpili olana mutlaka program veriliyor. Bunun örneklerinden biri, Hıncal Uluç büyüğümün de belirttiği gibi Zerrin Özer. Boynundaki çift başlı kılıç kolyeyi çıkardıktan sonra tam koruma altına alındı. Oysa Zerrin'in ne sesi kaldı, ne kendini yeniliyor. Bu tiplerden bolca var. Yavuz Bingöl, Uğur Işılak ve benzerleri. Peki Ayşen Birgör'ün programı niye kaldırıldı? TSM'nin bu muhteşem sesinin herhalde torpili yok.

***

Sporda protokol

Futbol ekranlarındaki "baştan savmalık" can sıkıcı. Spor yazarı diye ekrana sürülenlere bakıyorsunuz hepsi birer amigo. Gönüllerinde yatan ekipten söz etmeye bayılıyorlar. Eğer Ancorman, müdahale etmezse genelde hep Fenerbahçe ile lafa giriyorlar. Bence bu konuda, biten sezonun puan cetveli baz alınmalı. Örneğin son şampiyon Galatasaray olduğuna göre lafa onunla başlanmalı. Diğer sıra da aynı şekilde olmalı. Fenerbahçe, Başakşehir ve Beşiktaş diye devam edilmeli. Bu alanda en kuralsız ekran kesinlikle a Spor. Eğer kızlardan biri yönetici değilse akışta tam bir keşmekeş öne çıkıyor.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Kendini akıllı sanan herkes, aptaldır. Voltaire

Yazarın Diğer Yazıları