Vergiler artacak, zam gelecek!

Vergiler artacak, zam gelecek!
CHP, yeni kurulan Varlık Fonu’nun vatandaşın cüzdanına nasıl yansıyacağını inceledi. Raporda bütçe açığının artacağı, bunun da zam ve yeni vergilerle finanse edileceği belirtildi.

Fatih Erboz / Yeniçağ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke başkanlığındaki ekonomi birimi kamuoyunda çok tartışılan Varlık Fonu’nun vatandaşın cüzdanından neler götüreceğini hesapladı. Raporda, “Bu fon vatandaşın cebinden alacak, yandaşın cebine koyacak” denildi.

Varlık Fonu’nun toplam 18 ayrı kanuna tabi olmadığının altı çizilen raporda, şunlar kaydedildi: “Devraldığı varlıkları teminat gösterip yeni borç bulacak. Bu borçla istediğini yapacak: belki borsada kağıt alıp satacak. Sayıştay denetimine tabi değil, kamu ihale kanununa tabi değil, devlet memurları mevzuatına tabi değil.

Maliyeti 80 milyona Toplam 18 ayrı kanuna tabi değil Varlık Fonu. Yönetim Kurulu’na da Saray’ın danışmanları getirilen bu özel şirket statüsündeki Varlık Fonu belki de bir sabah el koyduğu memleketin toprağını, Ziraat Bankasını, boru hatlarını, bor madenlerini, çay fabrikalarını yabancılara satacak.

Belki seçim harcamalarında kullanacak. Kimse hesap soramayacak, kimse eleştiremeyecek, kimse laf söyleyemeyecek.”Fona devredilen kurumların kâr eden kurumlar olduğuna dikkat çekilen raporda, “Sadece 2016 yılında, devredilen bu kurumlar bütçeye 5 milyar lira katkı yaptı, gelir sağladı. Şimdi bu gelirler Hazine’den alınıp Varlık Fonu’na devredilecek. Paralel bir Hazine kurulacak, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin yanına! Bütçenin en önemli gelir kalemleri paralel hazineye devredildiği için ya bütçe açık verecek, ya yeni vergiler gelecek. Yani yandaşı besleyen İpotek Fonu’nun yükünü yine kendi malı, kendi varlığı elden giden halk ödeyecek.

Yeni vergi gelecek, otoyollar zamlanacak, cezalar artacak, harçlar artacak, yani bunu vatandaş, 80 milyon hepimiz ödeyeceğiz” ifadelerine yer verildi. Bütçe açığının artacağının dile getirildiği raporda, şu tespitler de yer aldı: “Bütçe ve ekonomi çökecek. Mali disiplin de yok olacak. Türkiye ekonomisi 90’ların krizlerine geri döndürülme riskiyle karşı karşıya kalacak. Gelirler azalacak, işsizlik artacak. Türkiye bu hikayeyi daha önce yaşadı, bu yapılanlar Türkiye ekonomisinin çeyrek yüzyıl geriye götürülmesi demek.”