Vur abalıya

Hani öğretmenler çok az çalışıyorlar, yattıkları yerden para kazanıyor bir de üstüne üstlük verilenlere rızalık göstermeyip isyan ediyorlar ya. Öyleyse bunları dize getirip, istenilen şekle sokmak lazımdır. Yapılanlar karşısında çalışmam mı diyor. Eh o zaman yolu açık olsun. İşte kapı orada güle, güle.
Maaş mı? Onu çok şükür yandaş sendikayla birlikte tereyağından kıl çeker gibi hallettiler. Çalışma mı?  “24 saat 7 gün”  olarak bankalar örnek alınmak suretiyle düzenlendi. Durum bu olunca da bir yerde izinler de kaldırılmış oldu. 
Yeni zorlamalar için düşünüldü taşınıldı, hemen de bulundu. Öğretmenlerin eş ve özür grubu tayinleri yılda iki kez yapılma yerine bire düşürülmeliydi. Öyle de yapıldı. Bir de tarih konuldu. 31 Mayıs itibariyle bir yılını dolduranlar bu haktan faydalanacaklar. Yok, 30 Mayısta evlendiyseniz iki yıl tayin isteme hakkınız olmayacak.
Bu demektir ki ey öğretmenler, evlenme ve boşanmalarınızın tarihlerini biz belirleriz. Bu kararı alanlar ise eşleri hatta çocuklarıyla birlikte il il hatta ülke ülke gezip stres atarken, öğretmen eşini ve çocuğunu yılda biri sömestri tatili diğeri de yaz tatilinde olmak üzere iki kez görecek. 
Yapılanlar ne hikmetse öğretmeni kaçırmaya yine de yetersiz kaldı. Yetkililerimiz ise bu olumsuzluk karşısında yeni çözümler aramaya yöneldi. Ne yapmaları gerektiğini düşünürlerken üst kuruluşumuzdan yardım alalım diye Başbakanlığa müracaatta bulundular. 
Başbakanlık hemen harekete geçip, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nu göreve çağırdı. Kurum ise derhal toplanarak, öğretmenler için etik ilkeler diye bir genelge yayınladılar. Bu genelgeye göre öğretmenler bundan böyle derste, okulda ve sivil yaşamında dedikodu yapmayacak, öğrencilere karşı ideolojik davranmayacak, öğrenciyi küçük düşürücü davranışta bulunmayacak, kötü muameleden uzak duracak, kılık kıyafeti ve davranışlarıyla iyi örnek olacakmış.
Tüm bunlar olmalı mı? Elbette olmalı. Olmazsa ne oluyor? Etik kurallara uymayanlara 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası ve disiplin suçları yönetmeliği gereği suçun karşılığı olan cezayı veriyorsunuz. Anlaşılmayan ise tüm öğretmenlerin suçlu gösterilmesinin yanında suçu sadece öğretmenler işliyormuş muamelesi ile aşağılanıp onurların kırılmasıdır.
Sormak gerek 650 bin öğretmenden kaçı öğrencisini darp eder, rüşvet alır, cinsel ve fiziki tacizde bulunur. Toplumun diğer kesimleriyle kıyaslayarak kamuoyuna açıklasınlar da bilelim. 
Öğretmen şunu çok iyi bilmektedir ki; icra ettiği görev peygamber mesleğidir. Elbette her grupta olduğu gibi bu meslek erbapları içinde de çürükler olacaktır. Diğer kesimlerle kıyaslandığında öğretmenin çürüğü devede kulak misalidir. 
İdeolojiye gelince, yapılanın suçluların gizlenmişi olarak görüyorum. Çıkardığınız yasalar ve yandaş sendikanızla ideolojik çalışmayı bizatihi iktidar yürütmektedir. Atatürk’ün posterleri, gençliğe hitabe ve istiklal marşı panoları ne zaman çöplüğe atıldı. Türkçe derslerinin saatleri azaltılarak yerine seçmeli dersler adı altında ülkede meydana getirdiğiniz etnik grupların dilini siz koymadınız mı? Kendi varlığınızı inkâr etme adına yabancı dil hayranlığınızı öne çıkararak, Türkçeyi geri plana itip, kültür emperyalizmine neden olmadınız mı?
Tüm bunlar ideolojik olmuyor da öğretmenler mi ideolojik çalışıyor?
Verilen bir soru önergesine karşı verdiğiniz cevapta son üç yılda okullardaki öğrenciler arasında sarkıntılık, taciz, hakaret ve tehdit gibi suçlardan 9 bin 736 öğrenci disiplin kurullarına sevk edilmediler mi? Tabii ki bunlar idareye intikal eden sayılar. İntikal etmeyen olayların sayısı bunun kat ve kat üstündedir. Yoksa siz öğretmenle öğrencileri mi karıştırdınız?
Liseye öğrenci kaydı yapılırken çocukları sınava tabi tutup, yabancı dil seviye tespiti yaparak başlangıç, basit, orta ve üst gibi kurlara ayırarak farklı sınıflarda okutmaya kalkarken, Türkçe öğretimini yok saymadınız mı? Her alanda karma sınıf uygulaması yaparken bu ayrımcılık hangi anlama gelmektedir?
Organize sanayi bölgelerinde açılan özel meslek liselerine, devlet kendi okullarında öğrenci başına yaptığı harcamaların 1,5 katı ödeme yapma kararı alırken, bu durum fukaranın çocuğunun hakkını gasp etme olmuyor mu? Zengini daha zengin etmek adına verilen bu para, rüşvete girmiyor mu? Fatih Projesi çerçevesinde ihalesi yapılan akıllı tahtaların ihalesinin yargı kararıyla iptali hangi anlama geliyor?
Nereden bakarsanız bakın, eğitimde kendi görüşleriniz doğrultusunda şekillendirme adına öğretmene yapılan bir baskı bulunmaktadır. Çıkarılan yasalarla da halkın sesini keserek demokratik düşünce ve görüşlere ket vurulmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları