Vur patlasın, çal oynasın! Şehitlere saygı yok mu?

Vur patlasın, çal oynasın! Şehitlere saygı yok mu?

Her gün savaş var...

Her gün insanlar ölüyor...

Her sabah güne acılarla başlıyoruz.

Kanla yatıyor, kanla kalkıyoruz.

Şehitlerimiz için gözyaşı döküyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Yüreğine ateş düşmeyenler de var...

Büyük kentlerde "Vur patlasın, çal oynasın" eğlenceli hayat devam ediyor.

Mesela İstanbul Boğazı'nın en mutena semtlerinden biri olan Kuruçeşme'de yaşayanlardan çok sayıda şikâyet alıyorum.

***

Kuruçeşmeli hassas okurlarım, yana yakıla hazin durumu anlatıyor, ben de onlardan öğreniyorum.

Eğlence mekânları, müşterilerini öyle yüksek perdeden müzik çalarak

eğlendiriyorlar ki, dışarıdan duyanlar "Bunlar neyi kutluyorlar?" diye şaşırıp kalıyorlar.

Oysa o gün Güneydoğu'da ya da Suriye'de birçok şehit vermişiz!

Sanki bunu kutluyor gibiler!

Hadi matem tutmuyorsunuz, o sizin yüreğinizin yapısını, katılığını, karakterini gösteriyor, bari edebinizle eğlenin efendiler! Öyle değil mi?

Şehitlere saygı duyun!

Onlar canlarını vererek bu vatanı korumasa o tufeyli takımı böyle arsızcasına eğlenebilecek miydi?

Müziği sonuna kadar açıp, baterileri (davulları) patlatırcasına çalarak yeri göğü inletebilecekler miydi?

Biraz saygı efendiler, biraz saygı!

Bu rezil saygısızlığa belediye, kaymakamlık gibi resmi makamların da ilgisiz kalması üzücüdür! Nasıl bir yönetimdir bu?

Rahmi Turan Sözcü

---

ABD akıl veriyor!

***

Mehmetçik cesur, Mehmetçik dikkatli, Mehmetçik tereddütsüz gövdesini ülkesine siper ediyor.

O nedenle, cenaze törenlerinde onlar için cemaatten "helallik" istenmesi yerine

18-19 yaşındaki "Şehitlerimizin hakkını bu topluma helal etmesi"ni dilemek gerekir. O hakların helal olması için de uygulanan politikaların "doğru ve sonuçta onların hayatını tehlikeye atmayacak politikalar" olması şarttır.

Geçenlerde "Obama Halep konusunda sert çıktı" başlığıyla verilen haberde

Obama'nın "İran, Rusya ve Esad'ın ellerinde kan var" sözleri yer aldı.

Acaba bunları söylerken kendi ellerinin pirüpak olduğunu, Ortadoğu'da çok dürüst bir politika izlediğini mi düşünüyor?

Suriye iç savaşı başladığında önce "muhalifleri destekleyelim, eğit-donat yapalım, Esad'a karşı kullanalım" diyerek Türkiye'yi savaşa müdahil olmaya itti. Ne yazık ki biz bu planını gerçekleştirdik..

Sonra kenara çekilerek ÖSO'yu Türkiye ile baş başa bıraktı.

Güngör Mengi Vatan

-----

Doları bozdurduk bozdurmasına da

***

Halkımızın yüklü miktarda doları bozdurmasına pek sevinmiş Cumhurbaşkanımız Erdoğan.

*

Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız.

Bozdurduk ama düşüremedik ki.

Ahmet Hakan Hürriyet

-------

Büyükelçiye suikastın hatırlattıkları

***

Ülkemiz çok zor bir mevkide bulunuyor.

Buranın sahibi olduğumuz için hem talihliyiz hem de zorluklarımız var. Bizim dışımızda gelişen olaylarda bile hedef seçilebiliyoruz. Suikasta kurban giden Rus Büyükelçisi Karlov gibi mütevazı, düşmanlıktan uzak, bilge diplomatlar hep çok önemli olmuştur. Kırılan ilişkileri tamir ederler. Bu tür stratejik isimlere yönelik suikastlara tarihte sıkça rastlanmıştır.

Siyaset bazen umulmadık kayıplar yaratıyor. Türkiye 21 ülkede 42 diplomatını Ermeni terörüne kurban verdi. Bunun getirdiği bir anlayış var. Pazartesi günkü suikastla kaybedilen Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'un akıbeti bizim halkımızı bu yüzden de çok üzdü. Büyükelçi Karlov geniş bir çevre tarafından tanınıyordu; mütevazı, düşmanlıktan uzak, dostça tavırlarla görevini sürdürmekteydi. Kriz zamanlarında bu gibi bilge diplomatlar çok önemlidir. Kırılan ilişkileri tamir ederler. Meşum suikasta kurban giden büyükelçiyi katledenin maalesef devletin koruma güçlerinde yer alan bir polis olması çok daha hazin ve utanç verici. Maalesef tahripkâr unsurlar kolluk kuvvetlerinin arasına sızmışlar. Fakat suikastın iki taraf arasında da meşum güçlerin istediği neticeyi sağlamadığı görülüyor.

Suikast bir zamanlar modaydı!

19'uncu ve 20'nci asrın ilk yarısında hükümdarlara suikast düzenlemek modaydı! Fransa'da Sırp kralı Alexander'i Hırvatlar ortadan kaldırdı. Avusturya-Macaristan'ın talihsiz imparatoriçesi, intihar eden (veya ettirilen) Arşidük Rudolf'un annesi güzel Sisi, Cenevre gölünde hiçbir sebebi olmadan çatlak bir bireysel anarşist tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 1881'de Çar II. Alexander suikastla öldürüldü. Oğlu III. Alexander'a da suikast yapıldı. Suikastçıların içinde geleceğin Lenin'i Vladimir İlyiç Ulyanov'un ağabeyi de vardı. Türkiye tarihinde yabancı misyon şefleriyle çatışmalar çoktur. 1876 yılının 6 Mayıs'ında Selanik'teki Alman konsolosu Eric Abbot ile Fransız konsolosu Jules Moulin kızgın bir protestocu kitle tarafından öldürüldü. Kavga, bir Hıristiyan Bulgar kızının Türk makamlarına sığınmasını, söz konusu konsolosların protestosu üzerine başlamıştı.

İlber Ortaylı Hürriyet

----

Yaz saati çuvallamış!

***

Bu yıl kış saatine enerji tasarrufu sağlamak amacıyla geçmemiştik..

Daha az enerji tüketelim diye saatleri bir saat geri almadık..

Sabahları karanlıkta uyanmayı..

Karanlıkta okula gitmeyi.

Zifiri karanlıkta derse başlamayı göze aldık..

***

Kış saatine geçen Avrupa ile aramız iki saate çıktı..

Finans sektörü zorlandı.. Avrupa'yla, özellikle İngiltere'yle bağlantısı olanlar zorlandı.. İşveren zorlandı.. İşçi zorlandı.. Esnaf zorlandı.. Öğrenci zorlandı..

Öğlene doğru kalkan rantiyeciler dışında herkes zorlandı..

Neden?

Enerji tasarrufu sağlayalım diye..

***

Sağladık mı?

Nerde..

Elektrik Mühendisleri Odası'nın bir raporu elime geçti.. Elektrik tüketimi geçen yılın kasım ayına göre yüzde 6.5 artmış..

Hem de ekonomideki yavaşlamaya, üretimdeki azalmaya rağmen..

***

Kasım ayı rakamları şöyle..

2014 yılında 21 milyar kilovat saat..

2015 yılında 21.3 milyar kilovat saat elektrik tüketmişiz..

Bu yıl?

22.7 milyar kilovat saat..

Görünen o ki yaz saati uygulaması tasarruf getirmemiş, tam tersi, tüketimi artırmış..

Bakalım.. Hâlâ ısrar edecekler mi?

Mehmet Tezkan Milliyet

----

Rize'de "karşı devrim" hamlesini kurnazlıkla bitirdiler

***

Rize'de Belediye hayli zamandır Cumhuriyet meydanındaki Atatürk heykelini kaldırmak yerine "çay bardağı" heykeli koymak istiyordu. Ama her seferinde gelen tepkilerden korkarak bunu başaramadı.

15 Temmuz, Suriye'deki savaş, Atatürk, ilkeler, devrimler ve laikliğin artık lafının bile edilememesinin yarattığı iklimden cesaret alan Rize Belediye Başkanı bir gece ani operasyonla Atatürk heykelini yerinden söküp alıverdi.

İktidar ve dinci çevreler bu kaba "karşı devrim" gösterisini ayakta alkışlarken Atatürk sevgisinin ağır bastığı halkın büyük kesimi buna şiddetli bir tepki gösterdi.

Rize Belediyesi önce aldırmazdan gelmeye çalıştı ama olmadı. Sonunda bu iktidarın en kolay becerdiği yola yani kurnazlığa sapıldı ve heykelin aslında kaldırılmadığı sadece yerinin değiştirildiği açıklandı.

Neymiş heykel valilik önündeki meydana taşınmışmış.

Belediye gece yarısı alel acele tahtadan yaptığı bir kaidenin üzerine kondurmuş koca Atatürk heykelini.

Madem heykel kaldırılmıyor da taşınıyordu neden önceden bu söylenmedi ve neden heykelin taşınacağı yer daha önce hazırlanmadı da tahtadan bir kaide kuruldu?

 Can Ataklı Korkusuz

***

Saygısızlık yokmuş!..

***

Rize'de Atatürk heykelinin vinçle kaldırılıp kamyonla nakledilmesi yurt çapında büyük infiale yol açtı...

Ama AKP'lilerin umurunda değil; onlara göre bu "CHP tantanası" imiş!..

Memleketin bu kadar meselesi varken nelerle uğraşılıyormuş...

Sen ülke ateşler içindeyken Recep Bey'i başkan yapma derdine düş, buna "tantana" de...

Bunlar bu kafayla mı "Millî birlik" istiyorlar?..

Peki onlar bunu yaparken, Refah ve Saadet partilerinden devşirme CHP

Milletvekili Rizeli Mehmet Bekaroğlu ne diyor?..

"Saygısızlık yok... Kıyamet koparacak bir şey yok"

Yuh artık, yuh!..

Mehmet Türker Sözcü

----

Bir abi tavsiyesi...

***

Sözcü Cumartesi'de Özlem Gürses'in köşesinde okudum.

Geçen hafta, Sıla'nın Yenikapı mitinginden sonra Davut Güloğlu'nun "İstemeyen s..tirsin gitsin" sözlerine karşı açtığı davanın duruşması varmış.

Ne demiş mahkemede Güloğlu biliyor musunuz...

"Ben o sözleri vatan hainleri için söyledim..."

Bak sen şuna... Arkadaş büyümüş, kellenmiş fellenmiş, egosu, kibri, bu ülkede "kim haindir" diye karar verecek kadar azmanlaşmış... Bak kardeşim...

Sana bir abi tavsiyesi... Hain dediğin kadın kadar mert ol, yaptığın bu densizlik için özür dile... Sana yakışan da budur...

Ertuğrul Özkök Hürriyet