Yakınma ve ağlama ile olmaz..

               İçinde bulunduğumuz hâle bakar mısınız? Almanya Türkiye'ye tank satmayalım diye tartışıyormuş. Bir zamanlar da Amerika Türkiye'ye benzer şeyleri yapıyordu. Hatta daha beteri de vardı.

                Almanya 1990'larda PKK'ya operasyon yapılacağı zaman "benim tanklarımı kullanamazsınız" demişti..

                Hatırlayan var mı?

                O günlerde ABD "Çekiç-Güç'le" bölgede 36'ıncı ve 42'inci paraleller arasında uçuşu yasaklamıştı. Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin kendi ülkesi içinde, biz de PKK'nın yuvalandığı Kandil bölgesinde ABD'nin izni olmadan uçamıyorduk.

                İnsansız hava aracı (İHA) satmıyorlardı bize..

                Yakınıyorduk..

                ABD, Kıbrıs Barış Harekatında silah ambargosu koymuştu..

                Daha gerilere gidelim.

                Hatırlayın lütfen..

                İngiltere I. Dünya Savaşından önce verdiğimiz zırhlı savaş gemilerini bize bir türlü teslim etmedi..

                Kurtuluş Savaşını imkansızlıklar içinde yaptık.

                Neden?

                Çünkü dışa bağımlıydık..

                Ders aldık mı?

                Tam değil..

                Bugün yine aynı noktadayız..

"Almanya bize tank satmıyor…"

                Başına binlerce olay gelmiş bir toplum ve onun siyasetçileri neden bir türlü geçmişten ders almazlar da halen daha yakınırlar anlayan var mı?

                Kurtuluş Savaşında birkaç uçağımız vardı. Bu gören ve yokluğunun ne hissettirdiğini bizzat yaşayarak gören Atatürk ne yaptı?

                Uçak yaptı..

                Onun ölümünden sonra gelen yöneticiler ise bunu geliştirip, kendi milli silah ve uçak sanayisini kuracak yerde kapattı..

                Otomobil yaptık..

                Devamını getirmediler.

                Kıbrıs Çıkarmasında gemilerimiz yetersizdi. Şükür olsun az çok gemi yapıyoruz. Ancak, büyük gemilerimiz yine yok.

                ABD, PKK ile mücadelede Türkiye yenilsin diye İHA vermeyince kendimiz yaptık.  Sonra da "kötü komşu adamı mal sahibi yapar" diye gene ABD'ye sitem ettik..

                Satın alma meraklısı garip bir toplumuz..

                Biliyor musunuz? Sadece Suriye'den gelen göçmenlere 30 milyar dolar harcadığımızı söylüyor iktidar sahipleri. Bunu söylerken de bir de övünüyor..

                İyi de kardeşim, başkalarına muhtaç olmayacak silah sanayi kuramamışsın. "30 milyar harcadım" diye övünüyorsun.. Gülelim mi ağlayalım mı?

Adam sana tank satıp satmamayı tartışıyor. Öyle ki -meselâ- uçak satmasa bomba atamayacaksın. Demiyorsun ki "iyi kötü benim de milli bir uçak sanayim olsun.

Ben de tanklar yapayım. Benim de helikopterlerim olsun. Ben de dev savaş gemileri yapayım. Nükleer güç olmam lazım.. Bilişim teknolojilerine yönelmeliyim. Farklı yazılımlar üretmem gerek. Uzay teknolojilerinde Fransa'ya muhtaç olmamalıyım…"

Diyeceksin ki tank yapmaya başladık.

Atak diye bir helikopter projemiz var.

Az çok bazı şeyleri yapıyoruz.

Derim ki, "bize vermiyorlar, satmıyorlar" diye yakınıyorsan yetersizsin demektir.

                Türkiye, hem coğrafyası ve hem de tarihsel geçmişiyle geçmişten gelen hasımları çok olan bir ülkedir. Ayrıca Türkiye ve elbette Türkler, tarihin her döneminde bir ya da iki imparatorluk yönetmiş bir millettir. Öyle ise, tarihin şimdiki döneminde de bu bilinçle varlığını devam ettirecek siyaset, ekonomi, sanat, spor, edebiyat, bilim ve teknoloji üretmek zorundadır.

Yazarın Diğer Yazıları