Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Yalnızca adâlet; herkes için!

Böyle kurmuş bu düzeni bizim iman ettiğimiz Tanrı; adâlet üzerine!
Önce Adem’i yaratmış, adâlet üzerine Havva’yı... Böyle var olmuş insan, adâlet üzerine...
Böyle sürmemizi emretmiş bu hayatı hâk için, adâlet için, Hâkk’ın râzı gelmesi için.
Öyle genişmiş ki merhameti Tanrı’nın, örterim demiş bütün kusurlarınızı, affederim bütün günahlarınızı, lâkin hiçbir kulum diğerinin hakkıyla gelmesin huzuruma...
Adâlet tecelli etsin diye ölümü tadacakmış verilen her can, adâletin şaştığı gün kopacakmış insanın kıyâmeti, alınan bir nefesin verilemediği gün...
Onların üzerine huri hesabı yaptığı cenneti vaâd ederken bizim bildiğimiz Tanrı, zulme uğradığı vakit dillerinden düşürmedikleri ‘Yaşasın zalimler için cehennem’ lafzındaki cehennemi yaratmış adâlet yerini bulsun diye...
Kitapta hiç bahsetmemiş mazlumun ırkından, dininden, dilinden... Lâkin şöyle demiş Tanrı: “İman edenler ve imanlarını zulüm ile karıştırmayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.”
İnsanoğlunun nizâmı bozsa da toprağın üstünde, toprağın altında adâleti yerine koymuş Tanrı!
Böyle anlamlandırdık biz hayatı: Adâlet üzerine!
Biz yalnız adâlete inanmışız, bundandır ki asırlardır süregelen zâlim ile mazlumun savaşında hep mazlumun safında yer almışız...
Kim miyiz biz?
Okuduğu şiir yüzünden hapiste yatan Recep Tayyip Erdoğanız, yine biz kendisinin tabiriyle zulme uğradığı için feryad eden kadınların karnındaki piçleriz...
Çapulculuğun sözlükteki mânâsı yağmalamaksa eğer, biz yıllardır istikbâli ve inançları yağmalanan Türk insanıyız!
Biz, vatanına ve milletine olan borcunu ödemek için başına kına sürülüp cepheye gönderilen ve ihânetin ortakçılarının eliyle, hâinler tarafından istikbâli katledilen Mehmetçikleriz!
Ve ihânetin arefesinde, her fırsatta “Zulüm azrail olsa, hep Hâkkı tutacağım” diyen Muhsin Yazıcıoğlu’yuz,  Keş Dağı’nda düşen ve üç gün bulunamayan helikopterde...
Biz İzmir’de ellerindeki çivili sopalarla zâlim gürûh tarafından çivili sopalarla dövülen Türk genciyiz...
Devlet babanın zulmünden kaçan ve Bezm-i Elest Valide Sultan Camii’ne sığınan ve camide işret etme yapma ihitmali olan çapulcularız biz...
Suriye’de, Hama’da Esad’ın zulmüyle can veren muhalifleriz, zulme ortak olmuş Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının beslediği bedevîlerin, yüreğini çıkarıp yediği Esad’ın askeriyiz biz...
Biz Kabil’in taşla ezdiği Habil’in beyni, fikri ve vicdânıyız...
Sadece insanız biz, böyle yaşadık: Adâlet üzerine!
Ve kelâmımız adâletin terâzisinden şaştığı gün, kendi kalemimizi kendimiz kıracağız...
Bütün insanlar ve bütün mazlumlar nâmına...

Yazarın Diğer Yazıları