Yanlış iş yapıp doğru sonuç beklemek

Bitmeyen tartışma olan, Türkiye’nin Doğulu ya da Batılı olma özelliğine girmeyeceğiz. Ancak yüzeysel bir bakışla bile Türkiye’de hem Şark, hem de Garp özelliğinin olduğunu gözlemlemek mümkündür. Türkiye de her sosyal sınıf ve felsefeye sahip insanlar arasında da Doğulu ve Batılı hayat tarzı, karakter ve davranış biçimi içinde olanların varlığı kabul edilir. Ama sol, sosyalist ve komünist düşünceye sahip Türkler (Kendilerine Türkiyeliler diyorlar, yani dolaylı olarak Türk kökenli olmadıklarını ifade ediyorlar) kendilerini Şarklı kabul etmezler ve hatta çoğunlukla da Şarklı olmayı ret ederler. Akılları sıra Şarklı olmayı geri olmak, çağ dışı olmak olarak görmektedirler. Oysa ki Türkiye ve dünyadaki sosyalist-komünist tarihe baktığımızda Türk komünistlerin Şarklı komünistlerde olduğu gibi, hem ideolojik derinlik, hem mensubu oldukları ülkeyi ve halkı tanımama, okuyamama hem de milli komünist entelijansıya yaratamama gibi ciddi sorunlar yaşamışlardır. Ulusal, ideolojik ve evrensel değerler konusunda komünizme hiçbir katkıları olmamıştır. Türkiye’deki komünist literatüre baktığımızda hiçbir derinliği olmayan, yabancı komünist yazı ve fikirleri tartışmadan öteye gidememiştir. Çoğunluğu yabancı dil bilmeyen, fikir üreten değil aktaran (tebliğci), Türkiye’deki fikri komünist tartışmayı faşist, kapitalist, işçi, emek gibi birkaç sözcüğe indirgeyen,19. yüzyılın ekonomik ve politik mantığını ideolojik olarak kullanan fikir yoksunu tipik bir Şark kitlesidir. Çoğunluğun, ciddi bir mesleği yok, yeterli bir gelir elde etme becerisi gösteremeyen, hiçbir üretim yapmayan, ama bol keseden eşitlik nutukları atan Şark zihniyetli insanlar. Halkın hiçbir değerini bilmeyen ve saygı göstermeyen, halk gibi düşünmeyen, halk gibi yiyip içmeyen, halkı tanımayan bu insanlar bu halkın kendilerine yardım ederek devrim yapacağını ummaktadır. Şimdi de, Türkiye’yi bölmek üzere kurulan, yabancı ve PKK destekli, Kürt partisi HDP’yidestekleme kararı almışlar. Türk halkının reddettiği ülkeyi bölme planları olan bu Kürt hareketini destekleyerek hangi halka ne çıkar sağlayacak bunu anlamak mümkün değildir. Tam bir Şark zihniyetiyle  “Yanlış bir iş yapıp doğru sonuç bekleme” paradoksuna bir kez daha düşmüşlerdir. Dinciler bu paradokslarının gerçekleşmesi için duaya çıkarlar, komünistler de propaganda yürüyüşü ve mitingleri yapmaktalar, tek farkları budur. 

Dört ana siyasi değer

Komünizm Türkiye’de hiçbir zaman yerel olmadı. Türk halkının ve Türk devletinin ihtiyaçları, kabiliyeti ve şartları dikkate alınarak bir yerel komünizm çıkartılamadı. Oysa ki çok sayıda dünya komünistinin hayran olduğu Türk ideolog komünist Sultan Galiyev örneği vardır. HoŞiMinh ve Hayri Bumedyan gibi çok sayıda devlet ve fikir adamlarını cezbetmiş ve örnek olmuş, dünya çapında bir Türk komünist ideoloğu varken Türkiye’deki komünistler Galiyev’i görmezden gelmiştir. Avrupa’da, kişilikli ve lokal komünizmi benimseyen Alman HeinrichLaufenberg (1919) ve ErnstNikekisch (1933), Fransız Pierre Clementi (1934) gibi Batılı bağımsız komünist ideologların fikirleriyle ilgilenmemişlerdir. Türk halkının tamamının etrafında kümelendiği dört ana siyasi değeri vardır, bunlar; Türklük, İslamlık, Atatürkçülük ve Milliyetçiliktir. Komünistler bunların hepsine karşı. Sizler kimsiniz, nerelisiniz, kimler için ve hangi halk için varsınız? Rusya’da Komünist Parti, Rus ulusal çıkarı için KGB’nin kontrolünde tekrar örgütlenmiş ve uluslararası faaliyetine başlamıştır. Batılı emperyalist demokrasiler, insan hakları, demokrasi, serbest piyasa ekonomisi ve çevre sağlığı gibi insani değerleri kullanarak bu kisveler altında, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeleri karıştırmaya devam etmektedir. Ruslar da soğuk savaş döneminde olduğu gibi komünizm ideolojisini tekrar tedavüle sürmüştür. Dünyadaki Rus çıkarlarını korumak ve Batı karşıtı faaliyetler için komünizmi tekrar kullanmaya başlamıştır. Ruslarla ilgili  not ettiğimiz bu tespitlerin anlaşılması için, yeni ideolog ve stratejist komünist Rus AlexandrDugin’i okumalarını tavsiye ederiz.

Türkiye’yi kurtarma numarası

Beynelmilelci-Arapcı dincilerin zor duruma soktuğu Türkiye’yi kurtarmak için komünistlerin bulduğu tek çare, Kürt ulusal hareketini desteklemek. Türklerin de bunu yiyeceğini zannediyorlar, komünistler, Türkiye’yi bu pislikten kurtarmak istiyorlarsa oylarını MHP’ye, yok onu sevmiyoruz diyorlarsa CHP’ye, yok onu da sevmiyoruz diyorlarsa Vatan Partisi’ne versinler. Türkiye’yi bölmek isteyen HDP’ye oy vererek, Türkiye’yi kurtarma numarasına bu milletin inanacağını mı sanıyorlar. Türklerin aklını başına toplamasına yardımcı olacak bir tek cümle yazacağız. Beynelmilelci dinciler ile enternasyonelci komünistlerin ortak noktaları Türk, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıdır. Bir başka önemli ortak noktaları da bu iki hareketin kökü dışarda olması ve her ikisinin de üst yöneticilerinin Türk olmamasıdır. Yönetimin ikinci üçüncü halkalarında saftirik, romantik komünist ve dinci Türkler vardır. Karar noktasında Türkler yer alamazlar. Bu durum tarihi örneklerle varittir. Bu ülkede hangi etnik gruptan olursa olsun namusuyla yaşayan ve ülkeye ihanet yapmayan herkes bu ülkenin şerefli bir üyesidir. Sorun biyolojik olarak Türk olup olmamaktan ziyade, bu ülkeye ve halka beslediği duygunun mahiyetidir.

Yazarın Diğer Yazıları