Yanlışlarla büyüyen terör sarmalı

Terörle mücadele yöntemlerinde ne yapılmaması gerekiyorsa o yapılıyor. Can pazarındaki kargaşa ortamında sıcağı sıcağına yazmasam da iş işten geçmeden uyarmak gerekiyor. Sanki karanlık bir el olası tüm yanlışları zorla veya tuzağa düşürerek yaptırıyor!

Mehmetçik ve polise sözüm yok. Onlar verilen emirleri hakkıyla yerine getiriyor ve gerektiğinde gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içiyor. 1 Kasım seçimlerinden sonraki 3 ayda verdiğimiz 350 şehit güvenlik güçlerinin insan kaynağındaki iman potansiyelinin ispatıdır. Niyetim iktidar ve valilerin terörle mücadele yöntemindeki hatalarına dikkat çekmektir.

***

Ankara ve İstanbul'daki canlı bomba saldırıları sonrasında polis ve jandarma daha görünür bir hal aldı. Merkezi yerlerde neredeyse her cadde köşesinde bir polis arabası çakarını yakmış bekliyor. Şehirlerin giriş çıkışında da asker araçları durduruyor. AVM'lerin tümünde otoparklara girişte özel güvenlik araçlarının altına ayna tutuyor ve yetkisi olmadığı halde bagaj kapağını açıyor.

Vatandaşlara sorduğunuz zaman çoğunlukla bu 'önlemlerden' pek rahatsız değil. Aksine kendini daha güvende hissettiklerini söyleyenlere rastlıyorsunuz. Peki bu uygulamalar doğru mu? Uzmanlara sorarsanız vahim yanlışları öğrenirsiniz.

Siz hiç özel güvenliğin, AVM aramasında yakaladığı terörist haberi duydunuz mu? Terörist üstünde bomba taşıyorsa bunu bagaja görünür şekilde mi koyar? Yahut aracı AVM'nin içinde patlatacak olsa silah bile taşımayan özel güvenlikçi mi onu durdurabilir? Bir de terörist sanki onlarca servis kapısı varken x-ray cihazından geçermiş gibi AVM'lerin ana girişlerinde kapı dedektörlerinin metal ikaz ayarları artırılıyor. Böylece kapıda yığılma oluşturularak teröriste adeta "gel kendini burada patlat" daveti çıkarılıyor! 

Güvenlik birimleri, terörle mücadele uzmanları hapse tıkılsa veya görevden uzaklaştırılsa bile en basit koruyucu önlemleri bilir. Oysa vatandaşa güven havası sağlamak için adeta tiyatro oynanıyor. Üstelik bu bedeli çok pahalı ödenebilecek tehlikeli bir oyun! Eğer bunca güvenlik gösterisine rağmen şehir merkezlerinde yeni patlamalar olursa o zaman hangi çözümü üreteceksiniz?

***

"Caydırıcılık" klasik polisiye tedbirlerle sağlanamaz. Kapkaççıya, tecavüzcüye, sokaktaki uyuşturucu satıcısına yönelik önlemlerle profesyonel terör örgütlerinin karşısına çıkılmaz. Devlet bahanelerin ardına sığınır, dedikodulardan medet umarsa, bu hal teröristi daha fazla motive eder. Bombalı saldırılarla mesaj verilebildiğini düşünen diğer örgütler de harekete geçer!

Yetkililerin açıklamaları mühimdir. "Batı'da da bombalar patlar" derseniz. Ülkenizi zor duruma düşürmek isteyen üçüncü ülke istihbarat servisleri yahut size yaranmak(!) isteyen terör örgütleri devreye girer. Sonuçta terör sarmalının tam ortasında kalırsınız.

Terörle mücadele, bataklığı kurutarak, önleyici istihbarat ve nokta operasyonlarla başarılı olur. Sempatizan düzeyindeyken öldürülen her genç, devlete 10 yeni düşman kazandırır. Ailelerin içinde biriken öfke zamanında tedavi edilmezse, bir yerde patlar! Maalesef 40 yıldır bu kısır döngü kırılamadı.

İktidar da muhalefet de güvenlik birimleri de iyi bilir: "Terör eylemlerinin amacı toplumda infial uyandırmak, halkı korku ve paniğe sevk edip istikrarı bozmaktır." İktidar halkı endişeye düşürecek seçeneklere yönelirse terör hedefi 12'den vurmuş olur. Öyleyse onca yanlış ısrarla niçin tekrarlanıyor? Devlet aklını mı yitirdi, çaresiz mi kaldı, yoksa..?

Yazarın Diğer Yazıları