Yapamazsınız Tekin Bey
Yapılacak iş, nerede bulunursa bulunsun bilimi aramaktır.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında aynen şunları söylemiştir.
“Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız on tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz.”
Devam edemezsiniz Yusuf Tekin Bey, tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edemezsiniz. Bir tanesiyle bile protokol yapamazsınız. Sizin STK (Sivil Toplum Kuruluşu) dediğiniz yapıların cemaat ve tarikatlara ait dernek ve vakıflar olduğunu, bulunduğunuz makam itibarıyla siz herkesten daha iyi biliyorsunuz, bilmeniz gerekir.
Tarikatların yasak olduğunu da çok iyi bilmeniz gerekir. Dolayısıyla kanunsuz olan yapılarla protokol imzalamanın suç olduğunu da bilmelisiniz.
Evet, söz konusu tarikat ve cemaat yapılanmaları, dernek ve vakıf adı altında yasal görünümdedirler. Ancak devlet organlarının, en tepelerde bulunanların şu veya bu sebeple onların yasa dışı olduğunu ortaya çıkarmamış olması veya göz yumması onların tarikat ve cemaat yapılanmaları olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Görevini yapmayan devlet organları da onlarla iş birliği yapan bakanlıklar da suç işlemektedirler.
Ne demek 550+986 STK ile protokol yapmak? Ne zamandan beri Millî Eğitim Bakanlığının yapması gereken işler STK’lara bırakılıyor? Üstelik binlerce, belki de on binlerce öğretmen atama beklerken işleri sivil toplum kuruluşlarına bırakmanın anlamı nedir? Oldu olacak bakanlığı ortadan kaldırıp sivil toplum kuruluşlarına teslim ediniz.
Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerle yönetilir Yusuf Tekin Bey. Evet öğretmenlerle yönetilir. Öğretmenlik kurumu bu milletin can damarıdır ve siz bu can damarını kesip bakanlığı birtakım vakıflara, derneklere, imamlara, vaizlere bırakamazsınız. Nasıl Diyanet İşleri Başkanlığı imamlarla, vaizlerle, müftülerle yönetiliyorsa, yönetilmesi gerekiyorsa Millî Eğitim Bakanlığı da, sağlık işleri gibi bazı çok özel durumlar dışında öğretmenlerle yönetilir.
Okullarımızı, STK diye adlandırdığınız cemaat ve tarikatlara teslim etmek bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. İlk ve orta öğretimin ana amacı, çocuklarımızı mensup bulundukları millet ve ülkeye bağlı çağdaş insanlar olarak yetiştirmektir. Ülkemizin geleceği bu amaca göre yetişecek gençlere bağlıdır. Cemaat ve tarikatların amaçlarının bambaşka olduğu ise FETÖ kalkışması ile sabit olmuş apaçık bir gerçektir.
Anlaşılan yöneticiler FETÖ kalkışmasından ders almamış görünüyorlar. Esasen Fethullahçılarla menzillerinin aynı olduğunu da kendi ağızlarıyla söylemişlerdir. O menzil, Atatürk ve arkadaşlarının yöneldiği menzil değildir. O menzil, Türklüğü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracak menzil değildir. O menzil, Türk milletini de, İslam ümmetini de esfel-i sâfilîne, aşağıların aşağısına yuvarlayacak bir menzildir. Nitekim bütün İslam âlemi yerlerde sürünüyor.
Yapılacak iş, nerede bulunursa bulunsun bilimi aramaktır.