MEB, hak etmeyen yandaşlarını okul müdürü yapabilmek amacıyla, “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” adıyla yeni bir yönetmelik hazırladı. 04.08.2013 tarihli ve 28.728 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan bu yönetmelikle; okul yöneticisi olacakların, yazılı yanında sözlü sınav sonucunda belirlenmesi öngörülmekte.
Bilindiği üzere, önceki yıllarda sözlü sınavı öngören yönetmelikler, Danıştay’ca iptal edilmişti. Bu yeni yönetmelikle, müdür atamalarına esas teşkil eden yazılı sınavın yüzde 70’i ve mülakatın da yüzde 30’u esas alındı. Buna göre, yazılı sınavdan 100, sözlüden de 50 puan verilmesi durumunda adayın okul müdürlüğüne atanma şansı kalmayacak.
Bu, tam anlamıyla kişi kayırmaya yönelik; sübjektif, ahlaksızlık ve haksızlığı öngören bir zulüm sistemidir.
Söz konusu yönetmeliğin gereği olarak oluşturulan Sözlü Sınav komisyonları, çeşitli illerde okul müdürlüğü için yapılan ve devam edilen sözlü sınavlarda, müdür adaylarının hakkını alenen gasp etmekte. Nitekim Kırıkkale’de, yazılıda birinci olan üyemize, sözlüden 34 puan verildi. Böylece yazılı sınavda 10’uncu sırada bulunan yandaş sendika üyesi, sözlüden 100 tam puan verilerek, arkadaşımızın önüne geçirildi. Bu durum, aşağı yukarı bütün illerde aynıdır.
Hak gaspı, aleniyet kazandı
Başka örnekler verecek olursak, Bursa’da sözlüden 90 üzeri puan alanların yüzde 95’i yandaş sendikaya üye. Yine Samsun’da 101 idareci adayından mülakatta 90 üzeri puan verilenlerin tamamına yakını, yandaş sendikanın üyesi. Ankara, Hatay, Afyon, İzmir, Eskişehir, Denizli, Zonguldak, Tokat, Konya, Gaziantep, Muş, Düzce’de de durum aynı.
Görüldüğü gibi, okul müdürlüğü sözlü sınavlarında yaşanan torpil, başka bir ifadeyle hak edenlerin hakkının gasp yoluyla diğerlerine verilmesi, artık aleniyet kazandı. Sözlü sınav komisyon üyeleri ve İl Milli Eğitim müdürleri bütün ahlaki değerleri altüst ederek, yandaş sendikadan olmayan, yazılı sınavdan yüksek puan almış birçok kişiyi atamamak, yandaşlara mevzi kazandırmak için her türlü ayak oyunu, rezillik ve ahlaksızlığı açıkça sergilemektedir.
Bakanlığı yazılı sözlü olarak defalarca uyarmamıza rağmen, haksız ve hukuksuz sözlü sınav uygulamasının alenen taraflı, zulüm derecesinde bütün şiddetiyle devam ettirilmesine, bir anlam verilememektedir.
İstanbul’daki komisyonu, son dakikada yandaş sendikanın isteği doğrultusunda değiştiren Bakanlığın, sözlü sınavın kamerayla kayıt altına alınmasını istememesindeki gerçek niyetinin ne olduğu bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Bakan’la müsteşara istifa daveti
Böyle haksız ve hukuksuz anlayışı, vicdanı olan hiçbir ferdin kabul etmesi mümkün değil. İnanç değerlerimiz de böyle bir zulmü şiddetle yasaklamakta. Bütün ahlaki değerleri altüst ederek, yandaşları hak etmedikleri mevkilere çıkarma anlayışının sergilenmesi, MEB’de mevcut olan kutuplaşmayı derinleştirecek, eğitim çalışanları arasındaki ayrışmayı daha da körükleyecektir. Milli Eğitim bakanları, görev alanında huzur ve mutluluğu sağlayarak, bütün çalışanlarını kucaklamalı. Bunun aksi her tutum ve davranış, küskünlüğü artıracak, toplumsal olayları tetiklemekten başka hiçbir işe de yaramayacaktır.
Biz buna “dur” demek için, bütün illerdeki TES şube başkanları olarak, yarın 12:00’de Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde buluşup, söz konusu rezillikleri protesto ve sözlülerin iptalini talep ederek, Bakan ile müsteşarının eğitime sürdükleri bu kara lekeden dolayı istifalarını isteyeceğiz.
“Haksızlık karşısında susan, dilsiz Şeytan’dır”. (Hadis-i Şerif)