Yasak ağabey

-Merhaba beyefendi.
-Yasak ağabey.
-Ne? Selamda mı yasak?
-Bilmiyorum ağabey, bir çok şey yasak olduğuna göre selamda yasaklanmış olabilir.
-Bunlar ne demek oluyor, kimler koydu bu yasakları? Neden böyle bir yola gidildi? Yoksa ihtilal oldu da bizim mi haberimiz yok?
-Hayır ağabey ihtilal olmadı.
-Öyleyse bu yasaklar niye?
-Ağabey, bunlar yeni Türkiye’nin demokrasisinin gereği olan yasaklar. Sonra bu yasakları biz getirmedik. Bu yasakları büyüklerimiz ve onların emriyle bürokratlar ve yargıçlar getirdiği yasaklardır.
Vay be, iktidar bizlere yeni Türkiye’nin çağdaş demokrasisini getirdik deyince neler neler hayal etmiştik. Uyku mahmurluğu geçip, kendimize gelirken şöyle bir gerinerek gözlerimizi açar açmaz yasaklarla karşılaştık. Tam da konuşacağımız zaman geldi derken, konuşan insanların dilini kesip, kulaklarına tıkaç tıkadılar. İnsanlar ise en iyisi uyumak veya üç maymunu oynamak diyerek susakaldılar.
Ama suskunluk da Türk halkına yakışmaz ki, Öyleyse konuşmak gerekiyor. Çünkü bu yasakları koyanlar istedikleri gibi konuşuyor ve yasakları yok sayıyor. Hatta işlerine gelmeyen yasak konduğunda, yasağı koyan yargıca bile küfredebiliyorlar. Vatandaşa gelince yasak be konuşamazsın diyerek, konuşanın ağzına biber sürüyorlar. Buna da yeni Türkiye’nin çağdaş hukuku diyorlar.
Nelerin yasak ve nelerin yasak olmadığını kime sorduysam, yüzde doksanı bilemedi. Bilemediği yetmiyormuş gibi bir de yasak mı varmış diye sormazlar mı. Bazıları da bıyık altı gülerek bu çağda öyle şey mi olurmuş diye insanla alay ediyorlar.
Öyleyse neler yasak? Niçin yasak? Bu yasakları kimler koymuş araştıralım da halkımızla paylaşalım diye yola çıkıyoruz. Araştırmalarımız sonucu birde ne görelim. Son 4 yılda 150 tane yasak konmuş. Allah Allah, neymiş bunlar, diye irdeleyip, bir kısmını da olsa sizlerle paylaşarak bilgilendirme zorunluluğunu hissettim.
İşte o meşhur yasaklardan bazıları ve nedenleri ise; doktorların muayenehane açma yasağı, dershane yasağı, toplantı-yürüyüş yasağı, kolsuz gömlek giyme yasağı, fezleke inceleme yasağı, kızlı- erkekli ev yasağı, alkol yasağı, internet yasağı, PKK’nın Dağlıca ve Aktütün baskınına konulan yasak, futbolda “Şike davası” yasağı, 17 aralık rüşvet ve yolsuzluk yasağı ve daha niceleri şöyle devam ediyor.
Reza Zarrab ve Ebru Gündeş için konulan yayın yasağı, 301 madencinin hayatlarına konulan yayın yasağı, IŞİD’in Musul konsolosluğu baskını ve 40 Türk’ü rehin almasına konulan yayın yasağı gibi 150 yasak bulunmaktadır.
Peki kim koymuş bu yasakları? Tabi ki çıkarları zedelenen, siyaseten ve şahsen zarar göreceklerin emri ile bürokratlar ve yargıçlar. Hani yargı bağımsızdı? Yasalara göre karar verirdi? Tesir altında kalmazdı? Demokrasinin gereği de buydu. Ancak kamuoyuna yargıya olan güvenini sorduğunuzda alınan cevaplar ile son zamanlarda yaşananlar yargı bağımsızlığının en güzel örneğini oluşturmaktadır.
Pekiyi ya demokrasi, demokrasi ile idare edilen ülkelerdeki insanların vergilerinin nereye gittiği ve yaşam haklarıyla ilgili bilgi edinmeleri yok mu?  Olduğuna göre, yoksa biz demokrasi ile idare edilmiyor muyuz? Hak deyince haklılar değil de güçlüler mi akla gelmelidir? Demek ki benim ülkemde demokrasi değil, güçlü olanların demokrasisi bulunmaktadır.
Hakların böylesine gasp edildiği, halkın insan yerine konulmadığı, güçlülerin hak sahibi olduğu düşünülen benim ülkemde, insanlar uyutuyoruz zannedilebilirler. Belki de insanlarımız söylenen ninnilerin rehavetine kapılarak yarı uyku halinde esniyorlar da olabilir. Ancak bu insanların uyandıklarında ise olacaklardan, uyutanların  neler yaşayacağı tahmin dahi edilemeyebilir.
Merhaba dendiğinde ağabeyi yasak diye selamı dahi almayanlar, zannedilmesin ki isteyerek bu selamı almıyorlar. Yasaklara karşı oluşmuş öfkenin, hiddetin ve celallenmenin tepkisinin dışavurumunun böyle yansımasından dolayı yasaktır diyebiliyorlar. Unutulan ise o yasakların, gün gelip yasak koyanlar için de uygulanacağıdır.
Atalarımız ne demiş  “İtme el kapısını el ucuyla, iterler kapını omuz gücüyle.”  İşte bugünün yasaklarına karşı çıkanlar, yarın sizler içinde konacak yasaklara karşı çıkacaklar. Sakın ola buna da yasak ağabey demeyin. Çünkü konulan her yasak başka yasakların davetcisidir.

Yazarın Diğer Yazıları