Yaşanmış, yaşanmıştır

      GÜNDEMDE "Milli mutabakat" adı verdikleri ittifak çalışmaları var. İktidar partisiyle sapı silik hale gelmiş MHP'nin heyetleri, ittifaka ilişkin son rötuşları yapıyor. Anlaşmaya göre bu iki parti birlikte seçime gidecek...

       Ayrıntılar günbegün değişebilir. Söylendiğine göre oy pusulasında ittifakın adı yazılacak -Henüz konulacak ad belli değil- ayrıca ittifak halindeki partilerin adları da pusulada yer alacak.

       Sonrası muamma; seçmen, mührü bu otistik pusulanın neresine vuracak ki ittifaka oy vermiş sayılsın...

       * * *

       Bu ittifakın 50 artı 1 şeklindeki sonuca ulaşması pek mümkün görülmediği için Erdoğan, ittifak kafasına teşne BBP'yi ve koordinatlarıyla örtüştüğü SP'yi de ittifak cephesine çekmeye çalışıyor...

      Mümkün mü...

      Neden olmasın; siyaset, iktidar olma anlayışına monte edilmiş iş değil mi...

      O noktaya bir başına ulaşamayacağını anlayan siyasetçi, ilke milke tanımaz, çıkar ortaklığı da sayılabilecek ittifaka katılabilir...

      İşte Devlet Bahçeli...

      Vakti zamanında çok ağır ve çirkin laflar kullanmak suretiyle Erdoğan ile söz düelloları yaptığını unutarak bekası için ittifaka sarıldı... Keza, Erdoğan da Bahçeli'yi yine vakti zamanında yerden yere vuran söylemlerini anımsamadı ve kucağını açtı...

      Girin YouTube paylaşım sitesine, beyefendilerin birbirlerine ne ağır laflarla saldırdıklarını dinleyin...

      Tarafların o laflları sineye çektiğinin göstergesi bu ittifaktır...

      Farklı paradigmaları sahiplenenler nasıl oluyor da bir araya gelebiliyorlar diye düşünmeyin; siyaset, önünde sonunda çıkar ortaklığını öne çıkaran iş değil mi...

      * * *

      Yaşanmışlar mı...

      Onlar geride kalabilir; siyasetçi için şimdiden sonra yaşamaya bakmak önemli!

Kahrol Amerika

      HİÇ yadırgamadım, çünkü bir filmde ABD ordusuna mensup köpeklerin törenle emekli edildiklerini seyretmiştim. Hatta bu köpeklerin ömürlerinin sonuna kadar sıkıntı çekmeden yaşamaları için bir miktar tazminatın da bankaya yatırıldığını görmüştüm...

      O parayı belirli aralıklarda kullanma yetkisi de bakıcılarına verilmişti...

      Bunu hatırlayınca İncirlik Üssü'nde yıllardır asılı olan ABD bayrağının törenle yakılarak emekli edilmesine şaşırmadım...

      * * *

      Amerikalılar garip bir toplum...

      Hayvanları mültecilerden çok severler ve kollarlar...

      Fidel Castro  döneminde ABD'ye sığınan mültecilere neler yaptıklarını anlatsam bu sütuna sığmaz...

      Guantanomo kampında insanlara reva görükleri işkenceler de gizli kalmadı, dünya duydu ve gördü. Hayvanları insanlardan çok daha fazla koruyup kolladıklarını da...

      Örnekleri var, uzaya gönderdikleri Ham adındaki maymun da döndükten sonra emekli edildi, ona da maaş bağlandı...

      Bir grup balık da akvaryum içerisinde uzaya gönderilmişti ama hayvanlar dayanamamış ölmüşlerdi. O nedenle emekli edilemediler...

      Uzay yolunda telef olan sadece balıklar değil, Laika adındaki kurt köpeği de uzaya ulaştıktan bir buçuk saat sonra kapsülde öldü. O da emekli edilemedi, bakıcılarına da tazminat olarak tek kuruş ödenmedi...

      Uzaya Fransızların gönderdiği Felix adındaki kediyle İran'ın gönderdiği isimsiz maymun da dönemeyen ve ölen hayvanlardan...

      * * *

      Amerika, mayası bozuk insanların ülkesi...

      Şunu söylemek mümkün; o kozmopolit yapı, hayvanlara dost insanlara düşman...

      Yakın örnek önümüzde; Suriye'de insanlar öldürülsün diye katillere 5 bin TIR silah verdiler. O silahlar şimdi masum insanlarla birlikte bizim de üzerimize çevrilmiş durumda...

      * * *

      Şunu kafamıza sokalım, Amerika hiçbir ülkenin müttefiği ve dostu değildir, insanlığın stratejik düşmanıdır..

Macron değil, Mikron

      MACRON var ya, ben ona mikron -Micron- diyorum...

      Mikrona da açıklık getireyim, mikron milimetrenin binde biridir...

      Şöyle de anlatabilirim, metrenin milyonda birine mikron denir...

      Fransa Cumhurbaşkanına bu isim ne de çok yakışıyor...

      * * *

      Her Fransız iki yüzlüdür. Yüzünüze gülerler ama arkanızdan teneke çalarlar...

      Fitne ve fesat üretmekte üzerlerine yoktur...

      Bugün, Suriye'yi işgal ettiğimizi ileri sürerek bizi karalamaya ve dünyanın önüne atmaya kalkıyorlar.

      "Türk'ün kuvvet ve kudretine sığınırız" diyerek Kanuni'ye sığınanlar (*) Fransa Kralı Fransuva'yı esaretten kurtardığımızı ve de Cezayir'i işgal ettiklerini unutmuş görünüyorlar.

      O kralın nankör zürriyetine, günü geldiğinde iyi bir ders vermek gerekiyor...

      * * *

      Afrin harekâtında teröristlerden alınan yerlere bayrağımızı dikmemiz lağım ağızlıları "Bunlar işgalci"demeye götürüyor...

      Heriflerin kusmuk gibi laf etmelerini engellemek için alınan yerlere, varsa ÖSO bayrağı da dikilsin derim..

TEŞEKKÜR

      BAŞARILI bir operasyonla beni sağlığıma kavuşturan sevgili doktorum Op. Dr. Mehmet Altan Kaya'ya şükranlarımı sunuyorum. Keza değerli dostum Dr. Yalçın Özsoy'a da bahusus teşekkür ediyor, her ikisine de başarılar diliyorum.

(*)  İbn-i Kemal'in, Tevârîh-i Âl-i Osman isimli eserinden

Yazarın Diğer Yazıları